Türkiye 2011 yılından bu yana ağır bir mülteci krizi ile karşı karşıya… Suriye iç savaşının başlamasının hemen ardından 2011 yılının Nisan ayında ilk mülteci kafilesi ülkeye giriş yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Onlar Ensar” diyerek milyonlarca sığınmacıya sahip çıkarken Refah Partisi İl Başkanı olduğu dönemde Bulgaristan’dan gelen göçmenler için yaptığı konuşma ise gündem oldu. Dönemin Refah Partisi İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim kapılarımız herkese açık” diyen dönemin Başbakanı Turgut Özal’ı eleştirmişti. Erdoğan’ın yıllar sonra sosyal medyada gündem olan bu konudaki sözleri şöyle:
ÜLKE İNSANI AÇ: Ne dedi Bulgaristan’a, ‘Gelin’ dedi. Ne kadar varsa gelin. İsterse Todor Jivkov da (Bulgaristan Komünist Dönemi Son Devlet Başkanı) gelsin. Tamam güzel, gelin, diyorsun ama bak Ahmet, Mehmet asgari ücrete talim ediyor. Ülke insanı aç. Kadınını satıyor, kızını satıyor, çalıştırıyor. Sen buna çözüm bulamamışken, gelin, diyorsun. Bunları nereye yerleştireceksin?
CASUS MU DEĞİL Mİ: Kapıkule’de bir anons; ‘Muamelesi biten soydaşlarımız istediği yere gidebilir. 780 bin kilometrekare emrinize amadedir.’ Tabii bu insanlar geldi. Kim geldi? Casus mu, değil mi? Bir de bakıyorsunuz Ercüment Konukman (Anavatan Partisi Kurucusu) “Gelenlerin arasında 5 bin casus” var diyor. Ey Allah’ım, Ya Rabbim! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Bu nasıl bir devlet anlayışı? Adam sana vize üstüne vize uyguluyor.
1989’da Özal’ın göç politikalarını eleştirip Jivkov zulmünden kaçan soydaşlarımızın Türkiye’ye kabul edilmesini eleştiren Tayyip Erdoğan, 2011’den itibaren ise Suriye’den gelen sığınmacılara sahip çıkıyor. Erdoğan, iktidarın göç politikalarına yönelik eleştirileri şöyle yanıtlamıştı:
MUHACİR ENSAR: Muhacirlik, ensar nedir bunu anlamayan, bunu bilmeyenlerle bizim işimiz yok. Biz sevgili Peygamberimizin muhacirliğini de biliriz, ensar olduğu dönemi de biliriz. Suriye’den savaştan çıkıp ülkemize sığınan bu kardeşlerimize sonuna kadar sahip çıkacağız. Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmadık ve kovmayacağız.
GERİ GÖNDEREMEZSİNİZ: Biz bu görevde olduğumuz sürece Bay Kemal ve yandaşları hepinize birden sesleniyorum, siz bu kardeşlerimizi bu ülkeden geri gönderemeyeceksiniz. Türkiye’ye ve Türk ekonomisine katkı sağlayan herkese kapımız açık. Suça karışanlar, toplumun huzurunu bozanlar ile illegal olarak ülkemizde bulunanlar ise sınır dışı ediliyor.
İHANET DİYENLER:Siz bakmayın Suriyeli, Iraklı kardeşlerimizi ülkemizde misafir etmemize ‘ihanet’ diyenlere, siz bakmayın Başbakan olduklarında Suriyelileri ülkelerine göndereceklerini söyleyenlere. Onlar ‘ensar, muhacir’ ne demektir bilmezler. Onlar milletimizin gönül kapısının ne kadar açık olduğunu bilmezler.
Bulgaristan’ın asimilasyon politikası nedeniyle 1989 yılında kitlesel göç hareketi yaşandı. Türk soydaşlar isim değiştirmeye zorlandı, Türkçe konuşanlara para cezaları verildi, dini vecibelerini yerine getirmeleri engellendi, Türk kültürüne ait unsurların kullanımı yasaklandı. Karşı çıkanlar Belene hapishanesine gönderildi, daha sonra da göçe zorlandı. Bunun üzerine Başbakan Turgut Özal, soydaşlarımıza kapıları açtı. 1989 ve 1990 yıllarında toplam 360 bin soydaş Türkiye’ye geldi. Soydaşlar kısa sürede Türkiye’ye adapte oldu ve vatandaşlarımızla kaynaştı, sorunsuz olarak ülke kalkınmasına katkıda bulundu.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 3 milyon 96 bin 157. Gayriresmi rakamlara göre ise Afganlarla birlikte Türkiye’de bulunan sığınmacıların sayısının 5 milyona ulaştığı belirtiliyor.
Sözcü