TGC'yi Cumhuriyet gazetesinin 'arka bahçesi' olmakla suçlayan Akit yazarı, Cumhuriyet gazetesini eleştirmek içinse koronavirüs salgını nedeniyle 3 sağlık çalışanının daha hayatını kaybetmesine dair yaptığı haberi örnek gösterdi.
Akit yazarı, "Yan yana iki haber. Birisinde “Tedavi edecek doktor kalmadı” diyor. Diğerinde de “Üç sağlıkçı daha” diye bir haber. Hani üç doktor daha ölmüş olsa, yine de Türkiye’de 200 bine yakın doktor olduğuna göre, “kalmadı” başlığı atmak mümkün değil ama..
“3 sağlıkçı” haberini okuyorsunuz..
Koronavirüsten 3 sağlıkçının daha öldüğü belirtiliyor. Üç doktor gibi izlenim verilen haberin içinde ise, bir teknisyen, bir eczacı ve bir sağlık çalışanının vefatından bahsediliyor.. Hayatları yalan. Hayatları palavra.." diyerek, Cumhuriyet gazetesinin 3 sağlıkçının ölümü ile ilgili verdiği haberin niyetini sorgulamakla kalmayıp, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını önemsizleştiren ifadeler kullanamsı dikkat çekti.
Akit yazarı Karahasanoğlu, bununla yetinmeyip Cumhuriyet'e olan öfkesini Yılmaz Güney üzerinden de dile getirdi.
"Bir somut örnek daha vereyim. Yine dünkü Cumhuriyet gazetesinden.. Kültür sayfalarında bile, rezaletlerini yapıyorlar.." diyen Karahasanoğlu, "Sanattan bahsederken, bu ülkede bir hakimi kurşunlayarak öldüren Yılmaz Güney’in fotoğrafını basıp, övgüler düzüyorlar.. Bir katili öven, hem de bu ülkenin bir hakimini öldüren bir katili öven gazetecilerden, ne beklersiniz?" dedi.
Oysa Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yılmaz Güney'in ölüm yıldönümünde bir mesaj yayınlamış ve usta yönetmeni anmıçtı. Bakanlığın Yılmaz Güney'i anmasında sakınca görmeyen Akit yazarı, Cumhuriyet gazetesinde Yılmaz Güney'in anılmasında ise sakınca gördü!