Temmuz 2023’te milyonlarca emekliye sıfır zam veren iktidar şimdi de milyonlarca emekliyi 5 bin TL ikramiyeden mahrum etti. Çalışmak zorunda kalan yoksul emekli işçiler, küçük esnaf ve yoksul emekli köylüler emekli ikramiyesi alamayacak.
Cumhuriyet’in 100. yılı vesilesiyle emeklilere bir defaya mahsus verilen 5 bin TL ikramiye ödenmeye başladı. Ancak 5 bin TL ikramiye ödemesinden milyonlarca emekli yararlanamıyor. AKP hükümetince hazırlanan yasa emeklilere karşı büyük bir ayrımcılık anlamına geliyor. Anayasa’nın eşitlik ilkesini açıkça ihlal eden düzenlemeden milyonlarca işçi emeklisi yanında, emekli küçük esnaf ve köylü de yararlanamıyor. AKP çalışmak zorunda olan emeklileri, yoksul emeklileri adeta cezalandırdı, büyük bir ayrımcılığa ve utanca imza attı.
Cumhuriyet’in 100. yılı vesilesiyle emeklilere ikramiye meselesi uzun süre gündemde kalmıştı. Bilindiği gibi AKP hükümeti Temmuz 2023’te milyonlarca emekliye zam vermemişti. 7 bin 500 TL’nin altında emekli aylığı alan milyonlarca emekli, büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Emeklileri kandıran ve 7 bin 500 TL aylığa mahkum eden Temmuz 2023 skandalı büyük tepki yarattı. Sıfır zam alan emeklilerin tepkisi üzerine hükümet uzun süre oyalamayı tercih etti ve seçimleri atlatmış olmanın rahatlığı ile emeklilerle dalga geçercesine 2024 Ocak ayında yapılacak yasal zammı işaret etti.
Ancak büyüyen tepki karşısında emeklileri bir nebze yatıştırmak için 100. yıl vesilesiyle bir defalık emekli ikramiyesi gündeme geldi. AKP tarafından hazırlanan ve 25 Ekim 2023 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 2 Kasım 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7464 sayılı kanunla emeklilere bir defalık 5 bin TL ikramiye verilmesi hükme bağlandı. Ancak ikramiye düzenlemesi ile adeta dağ fare doğurdu. Dahası ayrımcılıkla dolu utanç verici bir tablo ortaya çıktı.
İkramiyenin miktarı hayal kırıklığı oldu. 5 bin TL ikramiye 7 bin 500 TL’ye tamamlanan en düşük emekli aylığının dahi altında kaldı. Asgari ücretin yarısına bile ulaşamadı. Açlık sınırının yüzde 35 seviyesinde kaldı. Üstelik bu ödeme dosya bazında yapılacağı için dulların alacağı tutar 3 bin 750 TL, yetim çocukların ise 1.250 TL ile sınırlı olacak. Cumhuriyet’in 100. yılında emekli ikramiyesi dedikleri bundan ibarettir. Emekli ikramiyesi değil adeta harçlık verilmiştir. Emekli ikramiyesinin en az asgari ücret düzeyinde olmak üzere bir emekli aylığı tutarında olması gerekirdi.
5 bin TL emekli ikramiyesinin miktarı hayal kırıklığı yaratmakla kalmadı milyonlarca emekli bu miktarı bile alamayacak. Yasa ile çalışançalışmayan emekli ayrımı yapıldı. Emekliler bölündü ve milyonlarca emekli ikramiyeden mahrum bırakıldı.
TUTARSIZLIK, EŞİTSİZLİK VE AYRIMCILIK!
Yasaya göre “gelir veya aylık almakta iken 2023 yılı Ekim ayı içinde bu Kanun veya 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında sigortalı olarak çalışanlar ve bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına girecek şekilde faaliyette bulunanlar ile sigortalı olup olmadıklarına bakılmaksızın 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında sayılan işyerlerinde aylıkları kesilmeksizin çalışanlara bu madde uyarınca ödeme yapılmaz. Ancak, ölüm geliri ve aylığı almakta olanlar hakkında bu fıkra hükümleri uygulanmaz.”
Bu karmaşık cümle ne anlama geliyor? Kimler tek seferlik 5 bin TL emekli aylığından yaralanamayacak?
İkramiye kapsamı dışında kalanlar:
7 bin 500 TL aylık alıp çalışmak zorunda kalan yoksul emekliler
Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışan 2 milyona yakın işçi emeklisi
Tarımsal faaliyette bulunan ve ziraat odalarına kayıtlı yüzbinlerce köylü (aralarında 200 bine yakın Karadenizli çay üreticisi de var)
Vergi mükellefi olan küçük esnaf
Özel bankaların sandıkları üzerinden emekli olanlar (17 özel bankadan ve yaklaşık 150 bin emekli)
Kamuda emekli aylığı kesilmeden çalışanlar
Emekli olup sigortalı olarak çalışan, vergi mükellefi olan (esnaf) ve tarımsal faaliyetle uğraşan köylülerin de aralarında olduğu milyonlarca emekli 5 bin TL emekli ikramiyesi alamayacak. Buna karşılık yüksek emekli aylığı alanlar (örneğin 25 bin TL) veya emekli olup sigortasız çalışan, kayıtsız ticaret ve tarım yapan emekliler bu ikramiyeden yararlanacak.
Nereden baksan tutarsızlık, eşitsizlik ve ayrımcılık! Kayıtlı çalışmaya mecbur emekliyi cezalandıran bir uygulama. Bilindiği gibi emeklilerin önemli bir bölümü yetersiz emekli aylıkları yüzünden tekrar çalışmak zorunda kalıyor. Devlet de emeklilerin çalışmasını teşvik ediyor. Sosyal Güvenlik Destek Pirimi (SGDP) ile çalışmalarına olanak tanıyor. İşçilerin, esnafın ve köylülerin emekli olduktan sonra yeniden çalışmasının önünde bir engel yok. Kayıtlı çalışarak vergi veriyorlar. Devlete katkıda bulunuyorlar. Yasa ile emekli olup yeniden çalışanlar cezalandırılmış oldu.
Emekli olup yeniden çalışanların önemli bir bölümü zorunlu nedenlerle çalışıyor. Emekli aylığı yüksek olanların tekrar çalışması nadir görülen bir olay. Dolayısıyla yeniden çalışmak zorunda kalanlar yoksul emekliler. AKP yoksul emeklilere 5 bin TL’yi fazla gördü. Temmuz 2023’te zam verilmeyerek cezalandırılan emeklilerin bir kez daha cezalandırılmış oldu.
ASIL SEBEP NEOLİBERALİZM VE PİYASACILIK
Emeklilere dönük bu ayrımcılığın temelinde AKP’nin yıllarca izlediği ve Mehmet Şimşek dönemiyle daha da sıkılaşan neoliberal maliye politikaları yatıyor. Mehmet Şimşek ve ekibi ücretler ile vatandaşın gelirinin artmasını enflasyon sebebi olarak görüyor. Dolayısıyla enflasyonla mücadeleyi vatandaşın gelirin azaltılmasında buluyor. Bunun önemli bir yolu olarak da kamu harcamalarının kısılmasını görüyor. Temmuz 2023’te milyonlarca emekliye zam yapılmamasının, emekli ikramiyesinde ayrımcılık yapılmasının sebebi bu.
Yasa ile bir defaya mahsus emekli ikramiyesi Hazine tarafından karşılanacak. Kuruma ayrıca bir yük getirmeyecek. Dolayısıyla “SGK’nin kaynağı yok” iddiası geçersiz. Dolayısıyla bütün emeklilere ödeme yapılabilirdi. Bunun için pekala kaynak bulunabilir. Yaklaşık 20 milyar TL’lik bir kaynakla 4 milyon emekliye daha 5 bin TL emekli ikramiyesi ödenebilirdi. Bu kaynak bulunamaz mıydı? Bu bir kaynak meselesi değil tercih meselesi. Emekli için pekala kaynak bulunabilirdi.
AKP istediği zaman kaynak bulabilmektedir. 2008 yılında başlatılan bir uygulama ile SGK işveren prim payının 5 puanı bütçeden karşılanmaktadır. Bu uygulamanın 2010’dan bu yana bütçeye yükü 220 milyar TL’ye ulaşmıştır. İşverenlere prim desteği toplamı 2023’te 69,3 milyar TL’ye ulaştı. Yaklaşık 70 milyar TL’yi işverenlere prim desteği olarak veren hükümet sözde kaynak yetersizliği nedeniyle emekliler arasında ayrımcılık yapıyor ve milyonlarca emekliyi ikramiyeden mahrum ediyor. Bütçeden 70 milyarı işverenlere SGP prim desteği olarak veren AKP zihniyeti milyonlarca emekliye “kaynak yok” diye ayrımcılık yapıyor ve ikramiye ödemiyor.
ANAYASA MAHKEMESİ EMEKLİLERE DE LAZIM!
Bu yaklaşım aslında neoliberalizmin daniskasıdır. Gelmiş geçmiş en neoliberal politikalara sahip iktidar olan AKP hükümetleri emeklilere ayrımcılıkta sınır tanımıyor. Emekliliği zorlaştırdılar, emekli aylıklarını düşürdüler ve emeklileri yoksullukta eşitlediler, emekliler arasında ayrımcılık yarattılar ve son olarak emekli ikramiyesine ayrımcılık yapıyorlar. Kuşkusuz bu uygulamadan sadece AKP değil cumhur ittifakın diğer partileri de sorumludur. Bu yasaların çıkmasına destek verenlerin sahte itirazları inandırıcı değildir. Emeklinin yaşadığı mağduriyetinin ve ayrımcılığın sorumlusu bir bütün olarak iktidar blokudur.
Emeklilerin bir bölümün emekli ikramiyesi uygulaması konusundaki ayrımcılık Anayasa’ya aykırıdır. Eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkesi ile çelişmektedir. Bir sosyal hukuk devletinde böylesine bir ayrımcılık olamaz. Bu hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerekir. Ancak bürokratik oligarşinin 8 Kasım 2023 darbesi ile Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayılması ve AYM’nin fiilen kapatılması nedeniyle bu sürecin zorlu geçeceği açıktır.
Bu vesileyle şunu da eklemek lazımdır. Demokratik hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı ve Anayasa yargısı sadece siyasal özgürlükler sorunu değildir. AYM’nin kapatılması ve bürokratik oligarşinin Anayasa’yı çiğnemeye cüret etmesi neoliberal hukuksuzlaştırma/anayasasızlaştırma taarruzun bir parçasıdır. Anayasanın çiğnenmesi, bürokratik oligarşinin darbe girişimi ile hedeflenen monolitik ve otokratik devlet yapısında emeği savunacak hiçbir güç kalmayacak ve sermaye istediği gibi at oynatabilecektir. Dolayısıyla 8 Kasım 2023 darbesi ile yapılmak istenen aynı zamanda sosyal hukuk devletinin de ortadan kaldırılmasıdır.
8 Kasım darbesinin neoliberalizme karşı emeğin, yoksuların ve çevrenin hukukunu savunan Can Atalay’ı hedef alması boşuna değildir. Darbe savunucusu danışmanların sözde neoliberalizm karşıtı hukuk ve bilim dışı demagojileri gerçeği örtemez. Turnusol kağıdı emeğe, yoksullara karşı tutumdur. Bu iktidar 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin emeğe en uzak iktidarıdır. Bunun son örneği emeklilere dönük ayrımcılıktır. Bürokratik oligarşinin Anayasa darbesine buradan da bakmak lazımdır. Anayasa ve AYM’yi ortadan kaldırmamaya çalışan, emeği ve yoksulları barışçıl eylemlerle savunan Can Atalay ve arkadaşlarını hapiste tutmaya dönük hukuk katliamları sadece siyasal bir mesele değildir. Bu kalkışma ülkemizi hukuksuzlaştırmak, Anayasasızlaştırmak isteyen neoliberal ve neomuhafazakar (neocon) zihniyetin de bir kalkışmasıdır. O yüzden emeği savunma için demokratik hukuk devletini savunmak ve bürokratik oligarşinin yargı darbesine karşı çıkmak gerekir.
13 KASIM 2023
Kaynak: BİRGÜN