İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Müteahhitlerin, yerel yönetimlerin, yasalara uyarak yapılaşma yapması gerekiyordu. Ne yazık ki, deprem ve yapılaşma siyasete alet olarak kullanılmıştır” dedi.
Dilan ERDEMİR / YURT
“TOKİ, Emlak Konut ve müteahhitler aracılığıyla birçok yapı yenilenmeleri yapıldı. Ama bunlar daha çok halkın güvenliğini sağlamak amaçlı değil de ticari amaçlı yapıldı” görüşünü dile getiren Ercan, İstanbul’da şu an kentsel dönüşümün ancak yüzde 2’si, 3’ünün bitirildiğini kaydetti.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında Türkiye’nin çok büyük aşamalar kaydettiğini belirtirken, deprem ve yapılaşmanın siyasete alet olarak kullanıldığını da kaydetti. Ercan, deprem kılıfı altında yapı ticaretinin geliştirildiğini bildirdi.
Türkiye’ye yıkıcı bir etkisi olan 17 Ağustos Marmara depreminin yıl dönümünde YURT Gazetesi’ne önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ahmet Ercan’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
17 Ağustos depremi yıl dönümünde önlemler yeterli mi?
Türkiye çok büyük aşamalar kaydetti. Halkta bir deprem bilinci oluştu, halk depremi tanıdı, nasıl davranacağını biliyor. Türkiye bir deprem yönetmeliği çıkardı, bu yıl onu yeniledi. Konutlar 99 öncesine göre çok daha sağlam yapılıyor.
‘DÜNYANIN HİÇ BİR YERİ YÜZDE YÜZ DEPREME HAZIR DEĞİL’
Olası bir depreme hazır mıyız?
Dünyanın hiçbir yeri olası bir depreme hazır değildir. Bütün hedef en az hasarla atlatmak olur. İstanbul çok geniş alana yayılmış bir il. 1 milyon 800 bin bina var, bunların hepsi depreme hazır değil. Olması da mümkün değil. Bunların olması demek, kentsel dönüşümün bitirilmesi anlamına gelir. Oysa İstanbul’da şu an kentsel dönüşümün yüzde 2’si, 3’ü ancak bitirilmiştir İstanbul’da. Sonra kentsel dönüşüm altında yapısal dönüşüm yapılıyor ve kentsel öteleme yapılıyor. Bunlar aykırı olan şeyler. Yapı yüksekliğini artırmakla trafik yoğunluğu artırıldı. Ulaşım daha büyük sorun haline geldi İstanbul’da.
Dünyanın hiçbir yeri yüzde 100 depreme hazırdır diyemeyiz. Ama İstanbul 99 öncesine göre daha iyidir, daha kötü değil.
‘DEPREM KILIFI ALTINDA YAPI TİCARETİ’
Daha fazla bir şeyler yapılabilir miydi?
Devlet yasaları çıkarır. Halkın, müteahhitlerin, yerel yönetimlerin, yasalara uyarak yapılaşma yapması gerekiyordu. Ne yazık ki, deprem ve yapılaşma siyasete alet olarak kullanılmıştır. Daha fazla işlerin yapılmasını hepimiz arzu ediyorduk. Gerek TOKİ, gerek emlak konut ve müteahhitler aracılığıyla birçok yapı yenilenmeleri yapıldı. Ama bunlar daha çok halkın güvenliğini sağlamak amaçlı değil de ticari amaçlı yapıldı. Yani deprem kılıfı altında yapı ticareti gelişti.
‘İSTANBUL’DA 2045’TEN ÖNCE DEPREM BEKLEMİYORUM’
Silivri açıklarında 7.6 büyüklüğünde deprem beklendiği konusunda uzmanlar uyarıyor.
Ben 2045’ten önce bir deprem beklemiyorum. Trakya önünde 2 deprem bekliyorum. Birisi Küçük Çekmece ile Sivri Ada arasında olacaktır. Büyüklüğü 6.4 ile 6.7 arasında olacaktır. Bir tanesi de Marmara Ereğlisi önünde olacaktır. Bunun büyüklüğü de 77.2 arasında olacaktır. Bunların olacağı derinlik, 7 ile 10 kilometre arasında ve doğubatı doğrultusunda kıracaktır. Toplam bunlardan çıkacak enerjinin büyüklüğü 7.3’lük bir depreme denk gelecektir. Bunun 20302033 yılları arasında olması benim için şaşırtıcı olur. Bu deprem için beklentim 2045 yılları hatta 2075, 2150’ye kadar da gecikebilir.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/depremuzmanindansarsicisozlerh106506.html