İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremin ardından depremzedeler için kurulan konteyner kentte depremzedelerin sıkıntıları bitmiyor. Depremin üzerinden geçen 28 aylık sürede depremzedelerin kalıcı konut sorunu çözülmezken İzmir Valiliği, yalnız yaşayan depremzedelere “Konteynerleri boşaltın” talimatı verdi.
İzmirli depremzedelerin konaklaması için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) kurduğu, 100 konteynerlik alanda 400 depremzede 21 metrekarelik konteynerlerde yaşamaya devam ediyor. Geçtiğimiz yaz aylarında konteynerlerin boşaltılacağı haberleri gündeme gelirken, geçen ay da bazı şirketlere ait konteynerler 6 Şubat’taki deprem sonrası yıkım yaşanan bölgelere gönderilmişti.
28 aydır çözülemeyen barınma sorununa karşı konteyner kentte yaşam mücadelesi veren depremzedelerin sorunları devam ederken, yalnız yaşayan depremzedelere konteynerleri boşaltma talimatı verilmesini depremzedelerle konuştuk.
Konteynerler kurulduğu günden bu yana burada yaşadığını belirten Meryem Tülin Yumlu “Önce çadırlara, sonra yurda, en son da konteyner kentte yerleştirildik. Şimdi de bir hafta içinde burayı terk etmemiz isteniyor” dedi. İki senedir konteynerde yaşayan Yumlu, “İlk bir yıl rahat oturduktan sonra devamlı bir çıkartılma gerginliği yaşamaya başladık. Kamuoyuna sesimizi duyurarak konteynerlerin boşaltılmasını engellemiştik. Depremden sonra ev tutabilecek durumda olmadığım ve kendimi ekonomik ve psikolojik olarak toparlayamadığım için burada yaşıyorum. Güvenerek oturabileceğim kiralık ev depremden önce bin liraydı, şimdi on bin lira oldu. Şimdi yalnız yaşayan depremzedelerden bir hafta içinde konteyneri boşaltması isteniyor. Yeni depremzedelerin geleceği söyleniyor. Soruyorum, biz depremzede değil miyiz? Bakın Elâzığ depreminde evsiz kalanlar hâlâ konteynerlerde yaşamaya devam ediyor” diye konuştu.
İzmir Valiliğinin konteyner kentte tek başına yaşayan kadınlara 8 Mart hediyesi olarak tahliye tebligatı gönderdiğini söyleyen Yumlu, “Kadın haklarının savunulduğu günde tek başına yaşayan benim gibi kadınlara ‘Çıkın, sokakta yaşayın’ deniyor. Ramazan ayına çok kısa süre kala bizi sokağa atıyorlar” diyerek karara tepki gösterdi.
İzmir’deki depremden sonra anne ve babasıyla konteyner kentte yaşamaya başlayan Hale Çekiç, anne babasını kaybettikten sonra tek başına burada yaşamaya devam etmiş. Çekiç, “Bana da bir haftalık süre tanındı. Buraya yeni depremzedelerin gelmesini, dayanışma içinde olmayı biz de istiyoruz. Ailesini kaybetmiş bir depremzede kadınla yaşadığım konteyneri paylaşabilirim. Sağlık sorunlarımdan dolayı çalışamadığım için burada zorunlu olarak yaşıyorum. Gerekli sürenin tanınmasını istiyorum. Sormak istiyorum, bir haftada kim ev bulup çıkabilir?” dedi.
Deprem sonrası kendilerine sözler verildiğini hatırlatan Çekiç, “İzmir’e gelen cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan ‘TOKİ ücretini karşılamak şartıyla evleriniz yapılacak merak etmeyin ve burayı terk etmeyin’ demişti. Türkiye çapında konut projesi başlatıldı. Bize daha önce verilen söz doğrultusunda başvuru bile yapmadık. Kalıcı konut sorunumuzun çözülmesini, yeni yapılacak konutlardan bize verilmesini istiyoruz” diye konuştu.
Şenay Çimen ailesi ve çocuklarıyla birlikte konteyner kentte yaşamaya devam ediyor. Şimdilik konteynerinden çıkarılmasa da aynı tedirginliği hissettiğini söyleyen Çimen, “Deprem sırasında yaşadığımız travmayı hâlâ atlatamadık. Çocuğumu evde yaşamaya ikna edemiyorum. Mağduriyet içindeyiz. Deprem bölgesinden gelecekler olacak diye önce internet bağladılar, sonra gelmeyecekleri anlaşılınca modemleri söküp aldılar. Bizim de çocuklarımız okula gidiyor, ders çalışıyorlar. Biz ikinci sınıf depremzede miyiz?” diye sordu.
Evrensel