Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet tarafından Ankara'da düzenlenen 2. Gençlik Çalıştayı'nın açılışında konuştu.
Daha huzurlu ve güvenli bir gelecek inşa etmenin ‘maddi ve manevi anlamda donanımlı bir gençlikle mümkün olduğunu’ söyleyen Erbaş, 2000'li yıllardan önce gençlerin karakterlerinin aile, okul ve çevre üçgeninde şekillendiğini, son asırda dijital dünyanın sürece dahil olduğunu belirtti.
Erbaş, dijital dünya ile en çok etkileşim kuran kesimin gençlik olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
'MASUM KURBANLAR GENÇLER'
Yaşanmakta olan küresel ve toplumsal süreçlerle birlikte gençliğin problemleri de her geçen gün artarak büyümektedir. Gelinen noktada toplumsal hayatı tüm veçheleriyle etkisi altına alan bireysellik, dünyevileşme, sanal hayat, popüler kültür ve hayatın temel gayesi olan kulluktan vareste gündelik anlayışlar, gençliği her taraftan kuşatmıştır.
Gence adeta kul olduğunu unutturan bir etkileşim var. Son iki asırdır bir yanda tüketim ve gösteriş sektörü diğer tarafta tefrika ve anarşi üreten terör örgütleri, gençliğin saf duygularını alabildiğine istismar etmektedir. Her ikisi de derin hesapların, kirli planların ve çıkar tutkularının ucuz ve masum kurbanları olarak gençleri seçmektedir.
“Topluma, çevreye ve Rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan bir nesil yetiştirme arzumuz var” ifadelerini kullanan Erbaş, şöyle devam etti:
Bilgi ile hikmeti bütünleştiren, hayatın gayesini idrak eden, kendine, topluma, çevreye ve Rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan bir nesil yetiştirme arzumuz var. Gençlerin dine, hayata ve yaşanılan çağa ilişkin düşüncelerinin alınması ve onlardan istifade edilmesi gerektiğini vurgulayan Erbaş, "İnsanlık akıl ve bilgi temelli bir din olan İslam'ın esenliğine muhtaçtır. Biliyoruz ki, İslam'ın hakikatleri ile gençliğin heyecanının buluşması, dünyayı değiştirecektir.
DAHA ÖNCE DE HEDEF ALMIŞTI
5 Eylül'de katıldığı "Seher Vakti Buluşmaları" programında konuşan Erbaş, sosyal medyayı hedef alarak
Sanal ve dijital dünyadan taşarak gerçek hayatı etkisi altına alan bu durum, dinin fert ve toplum düzleminde hedeflediği ahlaki ilke, değer ve erdemlerden uzaklaşmaya sebebiyet verebilmektedir. Bu itibarla, sosyal medyanın kullanımıyla alakalı hukuki çerçeveyi belirleyecek yasal bir mekanizmanın ihdası ve güçlü bir bilincin inşası, ötelenemez bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır." demişti.
Erbaş devamında şunları söylemişti:
Bu sebeple, bütün insanlık için daha güzel bir gelecek adına atılması gereken en önemli adım; bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlak inşasıdır, hayatın tamamını içeren bir davranış biçimi olarak güzel ahlakı egemen kılmaktır. Müşterek ahlaki ilkeleri ortak bir davranış bilincine dönüştürerek teoriden ziyade, yaşayan değerler manzumesi olarak ideal hayat tarzı haline getirmektir.