Home
02 Mart 2022 ( 30 izlenme )
Reklamlar

Emekli amirallerin başına gelmeyen kalmadı: Haklı çıktılar!


Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş devam ederken Montrö Sözleşmesi bir kez daha gündeme geldi.


Montrö sözleşmesinin önemi daha önceden emekli amiraller tarafından bir bildiri ile vurgulanmış ancak ‘darbe bildirisi’ olarak değerlendirilmişti. O emekli amiraller, elektronik kelepçe takılmasına kadar birçok haksızlığa maruz kaldılar. Sözcü’den Saygı Öztürk bu konu hakkında kapsamlı bir yazı kaleme aldı. Öztürk’ün yazısından satırbaşları şu şekilde:

“Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Montrö Sözleşmesi'ne dayanarak Boğazlardan savaş gemisi geçmemesi konusunda bütün ülkeleri uyardıklarını söyledi.

Emekli amirallerin bu konudaki açıklaması fırtına koparmıştı. Yapılmadık hakaret bırakılmadı. Onlar değil ama İçişleri Bakanına bağlı Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın yaptığı açıklamalar canlarını yaktı.

Belki Montrö'den çok o açıklamanın içinde sarıklı, cübbeli bir amiralin resmi araçla tarikat evine gitmesi ve oradaki görüntüleriyle ilgili yorum yapılmasına kızdılar. Nitekim, o komutana dokunmadılar, aylar sonra emekliye sevk ettiler. Denizi, deniz hukukunu en iyi bilen emekli amiraller konuşmasın da kim konuşsun?

Montrö'nün Türkiye'nin, bölgenin ve hatta dünya barışı için ne kadar önemli olduğu Rusya'nın saldırmasından sonra daha iyi anlaşıldı. Düne kadar Montrö sözleşmesini küçümseyenler, şimdi ağız değiştirdi. O zaman, “Nasıl bir imzayla İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiysek, Montrö'den de bir imzayla çekiliriz” diyenler de suskun…

YAPILANLARI DA HATIRLAYALIM

Amirallerin Montrö ve mesleki duyarlılıkları nedeniyle sarıklıcübbeli amiralle ilgili açıklamasından sonra başlarına çok şeyler geldi:

103 emekli amiralden 14'ünün evine güvenlik güçleri girip arama yaptı. 14 amiral gözaltına alındı.

Türkiye'nin 81 ilinde 910 Dernek, 408 Vakıf, 27 Üniversite, 114 Oda, 550 Sendika ve 46 Federasyonun hemen hemen tamamı tek kalemden çıkmış gibi emekli amirallerin duyurusuna ilişkin suç duyurusunda bulundu. Amiraller aleyhine yüzlerce bildiri yayımlandı.

Yargıtay ve Danıştay Başkanlıkları da resmi kınama mesajlarıyla emekli amirallerin açıklamasını darbe bildirisi olarak değerlendirdi.

Hangi amiralin kardeşinin CHP üyesi olduğu bile açıklandı. Gizli olması gereken bu bilgiler ortaya saçıldı ve bazı yayın organlarına da el altından bu bilgilerbelgeler aktarıldı. Oysa bu bilgilere kişinin EDevlet şifresiyle ya da Yargıtay'da bulunan siyasi partilerin üye kayıtlarından ulaşılabiliyor. Açıklama için “Muhtıra”, “Bildiri” denildi.

GİRİŞ YASAĞI

İdare de yargısız infaz başlattı. Haklarında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmamasına rağmen emekli amirallerin askeri tesislere, sosyal tesislere ve orduevlerine girişleri yasaklandı. Yasak kararı emekli amirallere tebliğ edilmedi ama gidenler alınmadı, daha önce girenler ise tesislerden, orduevinden çıkarıldı.

Pandemi koşulları dikkate alınıp emekli amirallerin bulundukları illerde talimatla savunmalarının alınmasına başlandı. Ankara'da ikamet edenlerin savunmalarının alınmasına 21 Mart saat 10.00 da başlanacak. Tüm savunmaların alınması 25 Nisan'a kadar tamamlanacak.

ÇIKIŞ YASAĞI

Emekli amiraller hakkında yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Daha sonra bulundukları il dışına çıkışları yasaklandı. Bunun için bacaklarına elektronik kelepçe takıldı. Ancak bu durum büyük tepkiyle neden oldu, daha sonra bu uygulamadan vazgeçildi.

Emekli Tümamiral Orhun Özdemir ve Tuğamiral Raif Naldemir iddianameyi göremeden vefat etti. Halen 102 amiral ile bu olanlara açıklamasıyla destek verdiği gerekçesiyle Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan yargılanacak.

EN BÜYÜK İHANET

Hakkında iddianame düzenlenen amirallerden birisiyle konuştum. Son derece üzgündü. Şunları söyledi:

“Montrö'nün önemini, sözleşmenin bütün kurallarıyla uygulanması gerektiğini belirtmiştik. Bunu söylediğimiz için ‘Zevzek' dediler. O gün yaptığımız açıklamanın önemi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasından sonra daha iyi anlaşıldı. Ülkemize yapılacak en büyük ihanet darbedir. Darbeye karşı sokağa çıkan bizler şimdi darbe imasıyla suçlanıyoruz. Montrö'yü en iyi bilen, maddelerinin uygulanmasını, her maddenin gerekçesini değerlendirenler de biz denizcilerdir.”

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Kadıralak Yaylası’ından nefes kesen manzara Salman Rushdie bıçaklı saldırı hakkında: 'Gözümü kaybettiğim için her gün üzülüyorum' Erdoğan 'TL'ye dönün' dedi, dolar mevduatı patladı! Koronavirüs testlerine zam!