Türkiye toplumu şimdiye değin Suriye’ye gerçekleştirilen tüm askerî harekâtların arkasında durdu. Buna karşın, ilk kez İdlib’e yönelik askeri harekat konusuna sıcak yaklaşılmıyor. Şubat ayı araştırmamıza göre, %48,8’lik bir kesim Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İdlib’de bulunmasının bir gereklilik olduğunu düşünmüyor. Askeri olarak İdlib’de bulunulması gerektiğini düşünenler ise toplam seçmenin %31’ini teşkil ediyor.
İdlib krizinin de bir sonucu olarak ülkemizde yaşayan sığınmacıların sayısı günden güne arttıkça halkın Suriyeli sığınmacılara bakışı olumsuz bir hâl almaya başladı. Bulgularımıza göre seçmenin %70,5’i sığınmacıların ekonomiye zarar verdiğini; %60’ı sığınmacıların savaştan sonra evlerine dönmeyeceklerini ve %76,6’sı da sığınmacılara vatandaşlık verilmemesi gerektiğini düşünüyor.
Gelirgider dengesindeki dengesizlik, toplumun büyük kesimini etkileyen sarsıcı bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor. Toplumun %57’si, “ekside yaşıyor”: diğer bir deyişle, Türkiye’nin büyük çoğunluğunun giderleri, gelirlerinden fazla. Bu da borçlanarak yaşadığımız anlamına geliyor. “Gelirim, giderimden fazla” diyebilenlerse yaklaşık %15’lik bir “azınlık”.
https://www.abcgazetesi.com/erdoganavatandaslardanidlibsoku87502/4/