Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan'ın özel haberine göre, kapalı kapılar ardındaki brifinglerde sunulan tablodan hoşlanmayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendini içerde ve dışarda kıskaca alınmış hissediyor. Çünkü yabancı yatırımcı hâlâ güvenmiyor. Dolayısıyla yeni arayışlar ve yeni şans kapılarına ihtiyaç var.
Babacan, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“NATO, AB, ABD ve İsveç” bağlamında son günlerde yaşanan gelişmelerin farklı açıdan okunması gerektiğini bir önceki yazıda ele almıştık. Ekonomiyle ilişkilendirmek için son yapılan Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar turlarından istenenin sağlanamadığıyla başlayıp Erdoğan’ın gitmeden önce yaptığı ekonomi toplantılarına doğru yol almak gerekecek.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın yeni ekonomik düzeni Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a anlatma ve ikna etme toplantılarının öyle güllük gülistanlık geçmediğini aktaralım öncelikle. Cumhurbaşkanına yapılan sunumda, faiz politikası başta olmak önümüzdeki dönemde atılması gereken adımlarla ilgili bilgilendirme yapıldı.
Brifinglerde, ana hedefin reel faizlerin düşürülmesi olduğu, buna bağlı olarak risk priminin düşürülmesi için eski politikalardan farklı adımların atılacağı anlatıldı. Faizlerin artırılmasının, alınan kredinin geri ödenmemesi anlamına gelen CDS primlerini düşüreceği dile getirildi.
Cumhurbaşkanın genellikle sessizce dinlemeyi tercih ettiği bu toplantılarda, son PPK toplantısında ekonomi çevrelerinin yetersiz bulduğu faiz düzenlemesinden hoşlanmadığını dile getirdiğini de öğrendik. Hatta, “Benim lafımı yere düşürüyorsunuz” tepkisi gösterdiği anlatılıyor. Ancak ekonomi yönetiminin pek geri kalmadığı, faiz artışının beklentilerin altında kaldığını, dengeli şekilde bu artışların devam edeceğini anlattığı belirtiliyor.
Yani anlayacağınız, Cumhurbaşkanını ikna etme süreci devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı yeni öneriler için “Bunu bir de danışmanlarımla konuşayım” demesinin yeni ekonomi yönetiminin hoşuna gitmediğini de ekleyelim. Zira biliniyor ki bir süreden beri devre dışı kalan ekonomi danışmanları hem Şimşek’e hem de yeni yönetime karşı.
Bu nedenle, bu ay yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısında yeniden faiz artırımı olacak ama kimse 20 puanı geçmesini beklemiyor. Bu rakam önemli; çünkü beklenen Batılı sermaye Türkiye’ye giriş yapmadı. Hâlâ uzaktan izliyorlar. Bizim gördüğümüz görüş ayrılıklarını ve ekonomik dengesizlikleri onlar da görüyor. İşte o yüzden Erdoğan’ın hızlı dış politika manevralarının altında ‘ekonomik öncelikler’ yatıyor.
Bir anda AB üyeliğini bu kadar sever olmasının, sert sözler söylediği Yunanistan yönetimiyle kol kola girmesinin, ABD ile hiçbir sorun yokmuş gibi yapılmasının, İsveç’in NATO üyeliğine iki gün önceki sert eleştirileri o yapmamış gibi kucak açılmasının ve iktidar medyasında yayılan bayram havasının tek nedeni bu. Batık durumda olan ekonomi…"
halktv.com.tr