Görevinden uzaklaştırılan Cemil Kılıç tehditler aldığını belirtti.
Yeni Akit’in hedef göstermesi ile olgunlaşan süreç, Milli Eğitim müfettişlerinin uygun ortamı oluşturması ile yeni bir noktaya ulaştı. Rami Atatürk Lisesi’nde Din Kültür ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olan Cemil Kılıç görevinden uzaklaştırıldı. Açılan soruşturma 2 yıl içinde sonuçlanacak.
TEHDİTLER ARTIYOR
Birgün gazetesinden Erk Acarer'e konuşan Kılıç; “Tedirginim” diyor: “Tehditler artıyor, din ve İslam düşmanı olmakla, hatta vatana ihanetle suçlanıyorum. Durum, sokakta da kendini hissettirmeye başladı. Düşman bakışlar görüyorum. Maalesef, ‘Merhaba’ demek için yaklaşandan bile ilk anda şüphe duyuyorum. ‘Neden koruman yok?’ diye soruyorlar.”
‘DEVLET TARİKATLARA TESLİM’
Bir öğretmeninin sadece fikirlerini beyan ettiği için hedef olması, Türkiye gerçeğini de gözler önüne seriyor. Cemil Kılıç “Türkiye hızla bir din devletine dönüşüyor” diyerek süreci şöyle değerlendiriyor: “Laikliğin içi boşaltıldı, kavram din ve inanç özgürlüğüne indirgendi. Oysa laiklik; akıl, bilim ve çağın değişen koşullarını da içeren bir kavram.”
Kılıç’a göre devletin bugünkü yapısı endişe verici: “Türkiye, tarikat ve cemaat konfederasyonuna dönüştü. İktidar içinde de türlü tarikatlar var. Diyanet İşleri Başkanı ise Anayasa ile tanımlanan sorumluluklarını aşıyor. Siyasi ve toplumsal olarak neyin uygun olup olmadığına karar veriyor. Adeta, Şeyhülislamlık yeniden inşa edildi.”
KİME İMAN?
AKP’li İsmet Yılmaz’ın; “Bize destek, kıyamet günü kurtuluşunuz olacak” sözlerinin masum ve tesadüf değil bilakis sistemli olduğu, Kılıç’ın aktardığı noktalar ile gözler önüne seriliyor: “İslami rejim için ciddi anlamda mesafe katettiler. Emeviye, Muaviye kalıntısı bir referans bu. ‘Sultan, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi gibidir’ anlayışını hakim kılmak istiyorlar. Allah’a ibadetten devlete ve kişiye ibadete dönüşen bir çarpıtma. İnanç, haksızlığa karşı verilen mücadeleden, devlete imana ve itaate döndü.”
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bin yıllık hurafe geleneğini ortadan kaldırma beceresinin emsalsiz olduğunu söyleyen Kılıç; “Keşke bunun değeri geç olmadan anlaşılabilseydi” diyor.
Kılıç; Emeviye Devleti ve Muaviye ile başlayan anlayışın, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılarla sürdüğünü ekliyor. AKP’de gördüğümüz siyasi içerikli hutbelere, ‘devlet ve kutsal lider’ mesajlarına, Emeviler ve Muaviye’nin diriltilmesi olarak bakmak mümkün. Sonraki aşama ‘Tek parti’ diyen Kılıç, böyle giderse, AKP’ye oy vermeyenin, münafık ardından mürted sayılacağı günlerin de yakın olduğunu söylüyor.
Kılıç; baskı altında olan tek ilahiyatçının kendisi olmadığını da vurgu yapıyor ve ekliyor: “Aralarında Türkiye’yi terketmek isteyenler var. Çarpık ve çarpıtılmış din algısı yerine, daha özgür bir anlayışı benimseyenler hedef tahtasında. Sadece Müslümanlar’ın değerli ve dinsel açıdan uygun olduğu görüşü son derece sıkıntılı bir bakış açısı.” Kılıç, bir din insanı ve eğitimci olarak bu yargının yerine çok basit bir anlayış koyuyor: ‘İyiler, iyidir!’ Bektaşi’nin dediği gibi iyilik Müslümanlığa indirgenemez.”
Kılıç; dini, hayatın içine bu denli sokmanın sonuçlarından da söz ediyor: “Sözlerimin arksasındayım. Gerçekten de iyilik ayrı bir şey. Ben ‘Deistim ya da Ateistim’ diyenlerin dindar olanlardan daha vicdanlı olduğunu görüyoruz.”
ATEİZMDEİZM: ETKİTEPKİ
Dini, hayatla bütünleştirmenin önemli sonuçlarından biri de etkiye karşı tepkinin ortaya çıkması. Türkiye’de Ateizm ve Deizmin yükselmesini de buradan ele almak lazım: “Gerçekten de inançtan vazgeçenlerde büyük artış olduğunu gözlemliyoruz. Toplum; dini refere edenlerin hiç de buna uygun yaşamadığını görüyor. Tepkinin ana kaynağı da bu oldu. Din konusunda tekellerin yıkıldığı bir dönemdeyiz. İletişim kaynakları artıyor, görüşler çeşitleniyor. Özellikle Deizme yönelimde müthiş bir artış var. Lise talebelerinde bile bu yönelim çok etkili. İktidar da farkında.”
DESTEK ŞART
STK’lardan, sol, demokrat, devrimci ve Atatürkçü çevrelerden, ilahiyatçı dostları, cami imamları hatta müftülerden çok büyük destek gördüğünü dile getiren Kılıç, ‘Minnet doluyum’ diyor. Bu aşamada meslekten men edileceğini beklemediğini de ekleyen Kılıç, kendisine yönelik toplumsal desteğin kesilmeden sürmesini istiyor: “Bu sayede geri adım atıyorlar.”
Acarer de haberini destek çağrısı ile sonlandırdı. Acarer, "Biz de ekleyelim; “Her şeyden fazla aydınlara ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde; Cemal Kılıç Hoca yalnız değildir ve asla yalnız bırakılmamalıdır." diye yazdı.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/tedirginimtehditlerartiyorh117318.html