Diyarbakır’ın Bağlar İlçesine bağlı Tavşantepe Köyünde 21 Ağustos günü kaybolduktan sonra cesedi 8 Eylül günü dere yatağında bulunan Narin Güran cinayetiyle ilgili katilin kim olduğu halen gizemini koruyor.
Kim tarafından, neden öldürüldüğü belirlenemezken, tüm aile bireyleri sorgulandıktan sonra gözaltına alınan ve 4 günlük gözaltı süresi dolmasına rağmen 5’inci gün adliyeye sevk edilen yengesi Hediye Güran’ın (39), muhtar amca Salim Güran ile aralarındaki gönül ilişkisi iddiaları da güçlendi.
Hediye Güran’ın, Narin’in annesi olan eltisi Yüksel Güran ile birlikte ilaç aldıkları eczaneye ait güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı.
İlaç aldıkları güne dair eczanedeki geriye dönük barkot okuyan cihaz üzerinde yapılan incelemede, Hediye Güran’ın ertesi gün hapı olarak bilinen gebelik önleyici ilaç aldığı, Yüksel Güran’ın da farklı ilaçlar aldıkları belirlendi.
Dikkat çeken ayrıntı ise Hediye’nin eşi Fuat Güran’ın 1,.5 ay evde olmadığı tarihte gebelik önleyici ilacı aldığı belirlendi.
Hediye Güran ifadesinde, kayınbiraderi olan Salim ile ilişkisini şiddetle reddetmiş, “Yok böyle bir şey” demişti. Narin kaybolduktan 3 gün sonra telefonunu değiştiren Hediye’nin eski telefonunun imajını alan jandarma siper suçlar bürosunda yaptığı incelemede, Salim ile geriye dönük birden fazla cevapsız çağrı ve aramalar olduğu belirlenmişti.
Hediye Güran bu aralamalarla ilgili de, “Ben aramadım. Muhtemelen çocuklarım benim telefonumdan aramıştır. Salim’den gelen arama varsa bu da Salim’in eşi Salim’in telefonundan beri aradığı içindir” diyerek kendini savunmuştu.
Hediye Güran gözaltına alındıktan sonra jandarmadaki ilk mükatasında, ağabey Enes’in annesiyle boğuştuğunu, kolunu annesinin ısırdığını belirtmiş olmasına rağmen sonra alınan ifadelerinde adeta kes, kopyala, yapıştır yöntemiyle noktasından virgülüne kadar aynı ifadeyi tekrar etti.
Olayı görmediğini, Narin’in kimi öldürdüğünü bilmediğini belirtmiş ve bu ifadesi üzerine “İştirak halinde kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştı.
Soruşturma kapsamında önümüzdeki günlerde aile içinden bir gizli tanığın Narin’in kim veya kimler tarafından, neden ve niçin öldürüldüğüne dair itiraflarda bulunabileceği öğrenildi.
Bu arada Narin’in kesin ölüm nedeniyle ilgili Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nca hazırlanan rapora göre, Narin’in kaybolduğu gün olan 21 Ağustos’ta öldürüldüğü rapor edildi.
Küçük kızın, herhangi bir ip, tel veya benzeri cisimler kullanılmadan doğrudan erişkin bir kişi tarafından boyun ve ağız bölgesine yapılan şiddetli baskı sonucu nefes borusunun oksijensiz bırakılması sonucu boğularak öldürüldüğü netlik kazandı.
Cinsel saldırı bulgusu muayene raporunda da olmadığı gibi otopsi raporunda da olmadığı ikinci kez teyit edildi.
Narin’in sol bacağının diz kapağının altından kopmasıyla ilgili hazırlanan rapor ise kafaları karıştırdı.
Rapora göre, ölüm olayının ardından cesedin dere içine gizlenmesi sonucu koku alan hayvanlar tarafından parçalanmış olabileceği değerlendirmesinde bulunuldu.
Ancak, Narin’in cesedi ağzı sıkıca bağlanmış bir çuval içinde, çuval bütünlüğü de bozulmamış bir şekilde bulunmuştu.
Ağzı kapalı çuvalda hayvanlarca nasıl parçalanmış olabileceği kafalarda soru işareti bıraktı.
Raporda, boyun kasları ile göğüs bölgesinde kırık ve çatlaklara bağlı ağır travmatik hasarların oluştuğu bildirilirken, göğüs bölgesi deri altında oluşan kanamayla uyumlu ağır travmatik bulguların saptandığı ifade edildi.
Raporun sonuç bölümünde kesin ölüm nedeninin 21 Ağustos’ta meydana geldiği, failin küçük kızın göğüs bölgesinin yoğun bir ağırlık ve baskıya maruz kaldıktan sonra aynı anda eş zamanlı yüzü yere doğru gelecek şekilde arkadan el ve kol yardımıyla yoğun güç ve baskı kullanılarak boğulup öldürüldüğü vurgulandı.
Göğüs bölgesinin yoğun ağırlık ve baskıya maruz kaldığı için imam tahtası olarak adlandırılan göğüs kafesinin olduğu bölgede kanamalara bağlı yoğun ekimoz ve derin lezyonlar oluştuğu ifade edildi.
Gözler, Narin’in kolundaki diş izleriyle ilgili çıkacak rapora çevrildi. Bu diş izleriyle ilgili ağabeyi kendi kendimi ısırdım savunmasında bulunmuştu.
Ancak yengesi Hediye’nin kolunu annesi ısırdı ifadesi üzerine anne Yüksel Güran tutuklu bulunduğu cezaevinden geçen cumartesi günü çıkarılarak ağız ve diş hastanesine getirilmiş Enes’in kolundaki diş izleriyle eşleşme yapılmak üzere ağız, çene ve diş örnekleri alınmıştı.
Soruşturma kapsamında yaklaşık 300 kişinin ifadesi alınırken, 26 şüpheli ve 12 tutuklu bulunuyor.
AİLENİN AVUKATI: ASLİ FAİL NEVZAT'TIR KIZA HARÇLIK VERMİŞ
Bu arada Salim Güran ve diğer aile bireylerinin özel avukatlığını üstlenen Onur Akdağ, Salim Güran’ın ve diğer aile bireylerinin tutukluluğuna karşı nöbetçi Sulh Ceza Sorgu Hakimliğine itirazda bulunarak tahliye talebinde bulundu.
Avukat Akdağ, küçük kızı öldüren asli failin Nevzat Bahtiyar olduğunu iddia ederek, “Müvekkilim olay günü 15.15 ile 15.46 saatleri arasında gerçekleştirildiği değerlendirilen vahşi cinayete şahitlik etmemiştir. Bu nedenle olayın kim tarafından gerçekleştirildiğini bilmemektedir. Nevzat’ın itiraflarını duyan müvekkilim kendisi ile yaptığımız özel görüşmelerde Nevzat’ın söz konusu cinayeti işleyebileceğine kanaat getirdiğini belirtmiştir. Nevzat’ın tüm ifadeleri birbiriyle çelişmektedir. Hayatın olağan akışıyla uyumlu değildir. Jandarma ifadesinde, Narin’in cesedini amcasıyla birlikte çuvala koyduğunu söylerken savcılıkta ve mahkemede ise cesedi kendi evine götürüp tek başına çuvala yerleştirdiğini belirtmiştir. Nevzat’ın, Narin’in babası Arif Güran ile olan husumeti köyde konuşulmaktadır. Nevzat, Narin’le yakınlaşmak için birkaç defa küçük küçük harçlıklar vermiştir. Hatta cinayetten bir gün önce de Nevzat’ın kendisine harçlık verdiğini Narin annesine söylemiştir” dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, X hesabından, Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’ta kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın otopsi raporu ile ilgili detayları paylaştı.
Eren, açıklamasında, Narin’in ölümünün 21 Ağustos’ta gerçekleştiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Narin’in katledilmesine ve ölümün oluş şekline yönelik İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporunda yer alan tespitler şu şekildedir:
1.Mevcut verilerle çocuğun cinsel saldırıya maruz kalıp kalmadığı hususunda değerlendirme yapılamadığı,
2 Mevcut verilerle çocuğun zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,
3Ölümün 21.08.2024 tarihinde meydana geldiği,
4Sol diz altında bacağın kopmasına neden olan travmanın ölüm sonrası hayvanlar tarafından gerçekleştirildiği,
5Otopsiside alt ve üst çenede bazı dişlerin yerinde olmadığı, bir kısmının torba içinde bulunduğu, mevcut dişlerin de yerlerinden kolayca ayrıldıkları tespit edilmiştir,
6 Ölüm sebebi “ağız ve burun kapanması ve boyuna bası sonucu oksijensiz bırakılmasına bağlı meydana geldiği” belirtilmiştir.
Otopsi sürecindeki gözlemlerimizle zaman zaman kamuoyunda oluşan yanlış algıları düzeltmek adına yaptığımız açıklamalar işbu raporlarda doğrulanmıştır. Bir kez daha gerçek adaletin sağlanması, fail veya faillerin tespiti, yargılanması ve cezalandırılması için soruşturma sürecini titizlikle takip etmeye devam edeceğiz.
Sözcü