Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma günü Ayasofya’da yaptığı hutbedeki “Vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” sözleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Danıştay 10. Dairesi’nin 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptal edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Diyanet’e devredilen Ayasofya’da ilk Cuma namazı kılınmıştı. Erdoğan ve kabine üyelerinin katıldığı namazda Cuma hutbesini Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş okumuştu.
Erbaş, “Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’yı cami olması için vakfetti. Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” ifadelerini kullanmıştı. Erbaş’ın, “vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” ifadeleri, Ayasofya’yı müze yapma kararı alan Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurucularını hedef aldığı şeklinde yorumlandı ve büyük tepki çekti.
HAREKETE GEÇTİLER
Erbaş’ın bu sözleri üzerine HKP’li avukatlar harekete geçerek İstanbul Nöbetçi Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
HKP avukatları, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında “5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’a Aykırılık”, “Görevi Kötüye Kullanma”, “Görev Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye Kullanma”, “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama” ve “Tehdit” suçlarını işledikleri gerekçesiyle İstanbul Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
“ERBAŞ’IN HEDEFİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”
HKP avukatları tarafından savcılığa verilen suç duyurusunda, “Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi kararında tarihçiler tarafından kanıtlandığı üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası bulunmaktadır. Ali Erbaş’ın ise ‘bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar’ sözlerinin hedefi ise 1934 yılında müzeye çevirme kararını alanları ve o kararda imzası bulunan ülkemizi emperyalizmin işgalinden kurtaran ve laik bir cumhuriyet kuran Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik olduğu açık ve nettir. Bu durum Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine de hakaret içermektedir, zira “lanetlemek” sözcüğüyle açıkça yerilmektedir” ifadelerine yer verildi.
“KILIÇLA MİNBERE ÇIKMASI TEHDİTTİR”
Ali Erbaş’ın eline minbere kılıçla çıkmasını Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyete ve laikliğe bağlı olan kesimlerine yönelik tehdit anlamına geldiğini vurgulayan HKP’li avukatlar suç duyurusunun devamında şu ifadeleri kullandı:
“Aynı şekilde Ali Erbaş’ın elinde kılıçla minbere çıkması ise toplumun bir kesimine yönelik Tehdit unsuru içermektedir. Unutulmamalıdır ki ‘kılıç hakkı’ Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği çağda meşru ve tüm toplumlar bakımından geçerli iken 20.yy’ın başlarından itibaren tümden geçerliliğini yitirmiş ve günümüz dünyasında ise artık herhangi bir hükmü kalmamıştır. Ancak buna rağmen yakın çağımız içinde eğer bir kılıç hakkı aramamız gerekliyse onunda tek sahibi İstanbul’u İngiliz Emperyalizminin işgalinden kurtarmış ve dolayısıyla da Ayasofya’yı tekrardan vatan topraklarımız içine katmış olan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bundan kaynaklı Ali Erbaş’ın minbere kılıçla çıkması ve şikâyetimize konusu sözleri sarf etmesi birlikte değerlendirildiğinde, toplumun özellikle Mustafa Kemal Atatürk‘e, Cumhuriyete ve laikliğe bağlı olan kesimlerine yönelik tehdit anlamına gelmektedir.”
http://www.krttv.com.tr/gundem/halkinkurtuluspartisierbasicinsucduyurusundabulunduh41912.html