Home
13 Aralık 2022 ( 26 izlenme )
Reklamlar

İlahiyatçı Cemil Kılıç’ın görevine son verildi! "Bizi korkutmak ve sindirmek istiyorlar"


İlahiyatçı ve yazar Cemil Kılıç, sosyal medya hesabından, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 23 yıllık eğitimcilik görevine son verildiğini duyurdu. Kılıç, kararın tarikatların isteğiyle alınmış son derece haksız, hukuksuz bir karar olduğunu belirterek, "Bundan sonra yargısal mücadele başlayacak. Zira bizi korkutmak ve sindirmek istiyorlar. Korkmadığımızı ve sinmeyeceğimizi ortaya koymalıyız.” dedi.


“Tarikatlar istedi, MEB ihraç etti” başlığıyla sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yapan İlahiyatçı ve yazar Cemil Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından görevine son verildiğini duyurdu.

Kılıç  açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“GERİCİ ÇEVRELERİN HEDEFİNDE OLDUM”

“Bugün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 23 yıllık eğitimcilik görevime son verildi. Öğrencilerimden ve derslerimden koparılıp görevimden ihraç edildim. 23 yıl boyunca sürekli bir biçimde aklı, bilimi, inanç özgürlüğünü, bir arada yaşama kültürünü, Cumhuriyet değerlerini, demokrasiyi, aydınlanmayı, Atatürk ilke ve devrimlerini savundum. Bir barış ve sevgi dini olan İslam’ın erdemlerini anlattım. Bunlardan hiçbir zaman ödün vermedim. Ancak gerici çevrelerin hep hedefinde oldum.

“ONUR MADALYASI OLARAK GÖRÜYORUM”

“Diyanet Sen” adlı sözde sendika ile “cübbeli” ve “akit” gibi engizisyoncu malum kesimlerin ve FETÖ kalıntısı yapıların, nefret vaazları veren Halil Konakçı ve avanelerinin, din cahili, iman fakiri kimi odakların, akıl ve bilim karşıtı güruhun ve yurda çıyan, halka düşman zümrelerin aleyhimde yürttüğü karalama ve linç kampanyası sonucu haksız ve hukuksuz bir soruşturma dahası hakkaniyet ilkesi alenen çiğnenerek güya cezalandırıldım. Lakin ben bunu bir ceza olarak değil büyük ulusuma hizmet yolunda onur madalyası olarak görüyorum.”

Kılıç ihracına ilişkin gerekçeleri ise 3 madde halinde şöyle sıraladı:

“KİTABIMI HEDİYE ETTİĞİM İÇİN…”

“Gerçek nedeni açıkça ifade etmekten çekinen MEB bürokratları, ihracım için hukuksal dayanaktan yoksun üç gerekçe gösterdi:

1 Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüp kendisine Muhammedî İslam adlı kitabımı hediye ettiğim için, ayrıca Sayın Meral Akşener'le görüştüğüm ve bir kitabımı hediye ettiğim için, yine Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş ile görüşerek çalışmalarında başarılar dileyip kendilerine bir kitabımı hediye ettiğim için güya siyaset yapmak,

2 Diyanet'in Atatürk karşıtı tutumunu ve İslam'a aykırı kimi fetva nitelikli yanlış açıklamalarını eleştirdiğim ayrıca Devlet'in ve Diyanet'in tarikatları koruyup kolladığına ilişkin açıklamalar yaptığım için güya devletin kurumlarını küçük düşürmek,

3 Demografik işgal hareketi olarak gördüğüm yanlış mülteci politikasını ve cumhuriyetimizin dayandığı 6 ilkeden biri olan milliyetçilik karşıtı sözlerini eleştirdiğim için güya Cumhurbaşkanının itibarını sarsmak.”

“BEN ARTIK MİLLETİMİN VE ATATÜRK’ÜN MEMURUYUM”

Bütün çalışmaları ve açıklamalarını Sendikalar Yasası'nın tanıdığı haklar çerçevesinde yaptığını belirten Kılıç, “Zira ben 2006 yılından beri Eğitim İş Sendikasının çeşitli kademelerinde yönetici olarak yer almaktayım. Ayrıca yaptığım çalışmalar ve açıklamalarım, yazdığım kitap ve makalelerim mesleğimin ve ilahiyatçı kimliğimin bir gereğidir. Öte yandan düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü anayasal bir hak olup bu hakkın kullanımını suç olarak görmek gerek ulusal ve gerekse evrensel hukuk açısından hiçbir zemine sahip değildir. Gerçek şu ki kamuoyu ve büyük milletimiz benim neden ihraç edildiğimi gayet iyi bilmektedir. Ben artık milletimin ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün memuruyum. Kendimi canımdan aziz bildiğim halkıma emanet ediyorum.” dedi.

KILIÇ, YARGISAL MÜCADELE BAŞLATACAK

Kılıç, SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada ise haksız şekilde görevine son verildiğini belirterek, konuyu yargıya taşıyacağını belirtti. Kılıç şu ifadeleri kullandı:

“Bu karar tarikatların isteğiyle alınmış son derece haksız, hukuksuz bir karar. Milli Eğitim Bakanlığı, tarikatların arzusu doğrultusunda maalesef böyle bir karar verdi. Bundan sonra yargısal mücadele başlayacak.

Türk yargısının hukuka uygun bir karar vereceğini ve beni görevime iade edeceğini umuyorum. Ben eğitimcilik görevimi sürdürmek istiyorum.

Fakat bu hukuksuz karara karşı kamuoyunun da en yüksek perdeden tepki göstermesi gerekiyor. Zira bizi korkutmak ve sindirmek istiyorlar. Korkmadığımızı ve sinmeyeceğimizi ortaya koymalıyız.”

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İmar alanı planlama yönetmeliğinde değişiklik yapan yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı Koronavirüs salgını sonrası maske stokları tükeniyor: ‘Türkiye’ye yayılırsa mağduriyet yaşanabilir’ İmamoğlu'ndan Erdoğan'a yanıt Faruk Bildirici 'Bakan soru altında ezildi, vaka sayısını itiraf etti'