İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin yok edeceği köylerden Arnavutköy Yeniköy'e inceleme gezisi düzenledi. İmamoğlu, lojistik merkez olacak köyün sakinlerine yaptığı konuşmaya “Bu güzel köyümüze bu vesile ile gelmek istemezdim” sözleri ile başladı.
İmamoğlu “Bu köyde neler üretebiliriz, bu güzel mahallemizde hangi iş imkanlarını yaratabiliriz, tarımın hangi alanını geliştirebiliriz, yüzyıla yakındır burada yaşayan hemşerilerimizin çocuklarına, gençlerine daha iyi yaşam koşulları, doğanın içerisinde nasıl daha mutlu ve huzurlu olabilirler noktasında konuşmaya gelmek isterdim” ifadesini kullandıi.
“19 KÖYÜ EZİP GEÇECEK”
İmamoğlu “Ama ne yazık ki sadece 19 köyü ezip geçmeyecek, aynı zamanda hem İstanbul’umuzun hem de Türkiye’mizin üstünden geçecek; hem vicdani, hem insani, hem ahlaki olarak ezip geçecek bir projeyi, ne yazık ki bir ihanet projesini, Kanal İstanbul’un olumsuzluklarını konuşmaya geldim. Böyle bir buluşma olsun istemezdim. Ama hep birlikte buna müsaade etmeyeceğiz” dedi.
İmamoğlu, İBB Başkanı olarak kendisinin en çok canını sıkan, uykularını kaçıran şeylerin birincisinin deprem, ikincisinin Kanal İstanbul olduğunu söyledi.
“SON KİŞİ DE OLSAM MÜCADELE EDECEĞİM”
Proje ile yaklaşık 150 milyon metrekarelik tarım alanının yok edileceğine dikkat çeken İmamoğlu şöyle devam etti:
* 150 milyon metrekarelik tarım alanını yok ediyorsunuz; ben de millete tohum fide dağıtıyorum, onlar da tarlasından ürün alıyor diye dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Yani üretemeyen insan üretsin. Ben inanın son ana kadar bu sürecin hukuki kanallardan hak arama konusunda elimden gelen en üst seviyedeki mücadelemi vermeye söz veriyorum.
* Bu konuda, her birinizin desteğine ihtiyacım var. Sen bu şehrin bir bölümünü yok ediyorsun, koca bir bölümünü yok ediyorsun kimseye sormadan. Şimdi böylesi bir dönemin, böylesi bir sürecin dediğim gibi son kişi de olsam sonuna kadar bu işle mücadele edeceğim kardeşim. Ben kararlı bir adamım, asla vazgeçmeyeceğimi hepiniz iyi bilirsiniz. Asla vazgeçmeyeceğim. Kimsenin hakkını yemeyeceğimi, kimseye de hakkımı yedirmeyeceğimi siz de iyi bilirsiniz.
* Sizlerin cebinden yüz milyarlarca liranın çıkmasına sebep olacak; bu kadar işsiz varken hiçbir işsize katkı sunmayacak; yurt dışından gelip burada arsa almış binlerce insanın cebine para girmesine, milyarlarca lira gelir elde etmesine sebep olacak, bizden değil ha, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil bunlar, ben ülke söylemeyi sevmem…
* Doğayı yok edecek, katledecek ve İstanbul'a büyük ihanet edecek olan bu projeye bütün Türkiye'nin kulak vermesini, karşı çıkmasını ve engellemek için bütün hukuki haklarını aramasını diliyorum, istiyorum ve davet ediyorum.
“RANT, PARA, PARA”
Kanal İstanbul ile ilgili sunum yaptığı Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın da projeye karşı çıktığını aktaran İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:
* Size iddia ediyorum sadece bu duyduklarına değil, bu duyduklarımın dışında da o siyasi partiye hizmet etmiş veya eden birçok siyasiden Kanal İstanbul'un çok zararlı, sakıncalı, anlamsız olduğunu bugünkü iktidarın birçok temsilcisinden bakanlık yapmış isimlerine kadar kulaklarımla duymuş birisiyim.
* Dediklerim sadece bugüne ait değil. İşin kötüsü ne biliyor musunuz? Çoğu vatandaşımız bunu bilmiyor zaten, bu işi destekleyen ve bu işe mutlak olsun diyen iktidar adına bir avuç insan. Ne için istediklerini anlayabilmiş değilim.
* Buradan bir hemşerim ‘rant, para, para’ dedi. Devleti yöneten insan milletinin cebine girecek parayı düşünür. Hem nitelikli olacak, hem ahlaklı olacak, hem kalıcı olacak hem de helal olacak.
“KANAL DA KANAL”
İmamoğlu Kanal İstanbul'un 360 milyon metrekarelik bir alanın yok edecek yüz milyarlarca liralık bir proje olduğuna dikkat çekerek “Her 4 gençten 1’inin mesleğinin olmadığı bu şehirde, her 3 gençten 1’inin işsiz olduğu bu şehirde, ülkemizde ve dünyada hastalığın dünyayı değiştirdiği bu dönemde evine ekmek getiremeyen, işimin ne olacağı konusunda büyük kaygı duyan milyonlarca işsizimizin olduğu bu dönemde ‘kanal da kanal’. Allah akıl versin. Ekonomik etkisi, travması bu şehre ve bu ülkeye çok büyük zarar verecek bir iştir bu” diye konuştu.
DEPREM VURGUSU
Proje ile bir milyonluk şehir kurulmasının planlandığını hatırlatan İmamoğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
* 1 milyonluk şehir diyor ya o aslında 2 milyonluk şehir. Allah aşkına bir şehrin yaşaması için hayat damarlarına ihtiyacı vardır tıpkı bir insan gibi. Örneğin suya ihtiyacı vardır. Suyu sıkıntıya sokuyorsunuz. Havaya ihtiyacı vardır. Havayı sıkıntıya sokuyorsunuz. Kanal yapacağız diyorsunuz üstüne de boğaz köprüsü kadar 8 tane hatta boğaz köprülerinin iki kat büyüklüğünde köprülerle insanları birbirine bağlayacağız diyorsunuz.
* Kocaman bir ada yaratacaksınız 8 milyon nüfuslu. Güvenlik sorunu olan, depremle tehdit edilen bir yer yaşatacaksınız bu şehre. Allah korusun 100 binlerce insanımızı tehdit eden depreme yatırım yapmayacaksınız” diye tepki gösterdi. İmamoğlu “İstanbul'da 800 bin civarında bina 1999 depreminden önce yapılmış.
* Bu binalara dokunmak yerine siz İstanbul'a kanal yapacağım diyeceksiniz. Ya bunlar benim uykumu kaçırmasın da kimin uykusunu kaçırsın. Ben size siyasi bir konuşma yapmıyorum kıymetli dostlarım. Birileri diyor ya, ‘Bu şehre ihanet ettik' diye. O ettikleri ihanetle milyonları çarpıyorum eşittir Kanal İstanbul.
“BULDOZER GİBİ GEÇECEK”
İmamoğlu köylülere “Planları 6 ayda bitiriyorsun. Allah'ın kulunun haberi yok. Sizin köyünüzün üzerinden buldozer gibi kanal geçecek, haberi yok Ne anlattılar Kanal İstanbul ile ilgili size? İstanbullu'nun haberi yok. 16 milyon İstanbullu'nun haberi yok, köylünün haberi yok. Mülkiyet hakkı kutsaldır. Kamulaştırmayı ve mülkiyet hakkını devre dışı bırakıyorsunuz ve plan yapıyorsunuz. Kime sordunuz? Kimin malına ne yapıyorsun kardeşim sen? Bakın sadece bu köyden bahsetmiyorum. Bu şehir sadece 16 milyonun değil 83 milyonun hayatıdır” dedi.
DOLGU ALANINI İNCELEDİ
Kanal İstanbul projesi kapsamında Karadeniz kıyısına yapılacak Karaburun'daki dolgu alanını da inceledi. İmamoğlu “25 km uzunluğunda 1 km eninde bir dolgudan bahsediyoruz. Hemen Karaburun'dan sonra kanalın çıkış noktası var. Oradan da 15 km'ye yakın dolgu alanından bahsediyoruz. Yani bu çılgın değil çıldırmış birilerinin yaptığı bir proje bu. Başka adı yok bunun. Bu bir çılgınlık. Bir insan adına şehir adına çıldırmış çılgın hale gelmiş bir şehri gerçekten heba etme projesi. O bakımdan kaygımız çok büyüktür. Bu yozlaşma, belki de İstanbul'un suyunu, havasını, şehirleşme anlayışını her yönüyle yok edecek bir durum. Mücadeleyi, son anına kadar vereceğiz” dedi.