Eski Meclis üyeleriyle bir araya gelen İmamoğlu, Binali Yıldırım'ın "Yönetime gelseler bile İstanbul'u yönetecek kadroları yok" sözlerine, " "Yönetime gelseler bile İstanbul'u yönetecek kadroları yok" sözlerine de cevap veren İmamoğlu, "81 milyon insan da ne cevherler var. Partinin içindeki insanları bırak, 81 milyonun insanın içinde burada bulunan hanımefendiler, beyler ben kendi çocuğuma baktığımda bizim onlara yetmek konusunda ne kadar sıkıntılı olduğumuzu hissediyorum. O lafı eden sayın Yıldırım'a tavsiyem önce kendi çocuklarına baksın. Ondan bile aciz bence." diye yanıt verdi.
'50 KEZ YAPSALAR 50 KEZ KAZANACAĞIZ'
Sözcü'de yer alan habere göre, Gülsever yaptığı konuşmada “Bu seçimi 50 kez yapsalar 50 kez yine kazanacağız. Mevcut siyasal iktidarrın kendince hor gören, aşağılayan, kibirli tavırlarına karşı hep beraber mücadele ettik. Kanımız içimize aktı ama mücadeleden vazgeçemedik. En büyük zalimliği Ekrem İmamoğlu’na yaptılar. Projelerini engellemek, başarısız kılmak için ellerinden geleni yaptılar. Ama kalelerimizi elimizden alamadılar.” diye konuştu.
10 yıl içinde muhalefet ve iktidar olduğunu belirten İmamoğlu, “Şimdi, daha üst seviyede bir mecrada iktidar olmayı da başardık. Her ne kadar onlar, araya bir reklam alma gibi bir duruma kendilerini soksa da biz kendimizi İstanbul’da iktidar görüyoruz. Bazı psikolojileri iyi görüyor, iyi anlamaya çalışıyorum ve buradan asla ve asla kendisine yapılmasını istemediği şeyi, bir başkasına güç eline geçtiğinde yapacak karaktersizlikte bir adam değilim. Çünkü bu bir karaktersizliktir.
Biz, artık İstanbul’da iktidarız. Evet, demokrasiye bir zarar vermişlerdir, bir darbe vurmuşladır ama bunu tamir edeceğiz hep birlikte. Sorumluyuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihine dönüp baktığımızda, tarihi ve en önemli sorumluluklardan birinin olduğu döneme denk gelmiş insanlarız. Vazifemizi iyi yapmazsak, omuzlarımızda o yükü hissetmezsek, tarih bizi yarınlarda affetmez.” ifadelerini kullandı.
'HEPİNİZ EKREM İMAMOĞLU’SUNUZ'
“16 milyon insanın hepsi bir şeyler yapmak zorunda.” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi örgütsel yapımız içerisinde, zaten doğal vazifeli, bu kardeşinizin doğal temsilcilerisiniz. Çünkü ben de sizi temsil ediyorum. Her biriniz Ekrem İmamoğlu’sunuz, ben de sizlerim. Bu şekilde yürüyoruz. Böyle bir yol arkadaşlığı. Çok uzun bir vaktimiz yok. Kalan 23 gün içerisinde temel duruşumuzu asla değiştirmeyeceğiz. Onlar diyor ya, ‘Kızıyor, değişti’. Biz, asla değişmedik, değişmeyeceğiz. Tevazuyla, herkese eşit gözle bakan, hiç kimseyi yadırgamayan, uzaklaştırmayan, konuşan, anlatan… Evet, doğrudur. Bazı insanlar sahada bilinçli dolaşmaktadır. İnanmak ve ikna olmak düşüncesi yoktur. O insanlara karşı çok fazla vakit ayırmadan ama asla münakaşa etmeden bir süreç yaşayıp yaşatıp her gün ben kimi ikna ederim diye 23 gün geçirmeliyiz. Her biriniz ilgili partinizle, bizle ilgili hafızanız var. O hafızaları zorlayacağız. Bu memleketin iyi tecrübelere, kötüyü, kötü koşulları görmüş, baskıyı, ezilmeyi görmüş tam tersini yapmak için ruh hali uygun insanlara ihtiyaç var. Ve bunları şeffaf yapacağız. Yol arkadaşlığı yapacağız. Yolumuz 23 Haziran’a kadar değil.”
'BENİM İÇİM RAHATSA BİR ANLAMI VAR DEMEKTİR'
23 Haziran’da sandıkta herkesin görev almasını isteyen İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Benim inancım tam çok rahatım. Benim içim rahatsa bir anlamı var demektir. Karşı tarafın tedirginliğini, kaygısını şuradan anlayın. Az yüzüm asılsa ‘Bak kızdı, bak hakaret etti’ diyorlar. Bu kadar bizi izliyorlar. Bazı kişisel analiz uzmanları tutup takip ediyorlarmış. Beni öyle takip edenlerin psikolojisi bozulur yakında. Bir şey bulamadık diye. 18 günde çıldırdılar, 1800 günde ben bunları deli edeceğim.”