Tutar olarak Türkiye’nin dış borcu 2018’in ilk çeyreğinin sonunda 467 milyar dolar ile rekor kırmıştı. Ancak dolar cinsinden elde ettiği gelir azalırken, dış borcun neredeyse yerinde sayması, borcun sürdürülebilirliğine zarar veriyor. 2018 il çeyreğinin sonunda dış borcun GSYH’ye oranı yüzde 52,9 iken bu oran 1 yılda GSYH’deki azalma sebebiyle yüzde 60,6’ya tırmandı. Peki Türkiye daha önce böyle bir borçluluk seviyesini görmüş müydü? Cevap hayır!
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre kamu kesiminin dış borcu artarken, özel kesimin dış borcu ise azalıyor. Geçen yılın aynı döneminde 140,9 milyar dolar borcu olan kamu kesiminin borç stoğu bu yılın ilk çeyrek sonunda 148,3 milyar dolara yükseldi. Buna karşılık geçen yılın aynı döneminde 324 milyar dolar borcu bulunan özel sektörün 299 milyar dolara geriledi.
Dış borcun milli gelir içindeki payı 2002 yılının ikinci çeyreğinin sonunda rekor kırmış ve yüzde 59,8 seviyesine yükselmişti. Son açıklanan verilerle artık yeni rekor yüzde 60,6 ile 2019 ilk çeyrek sonuna geçmiş oldu. Bu süre içinde dış borç tutar olarak 3 katına yükseldi. AKP’nin iktidara geldiği dönem olan 2002 son çeyreğinde 129 milyar dolar olan dış borç bugün 453 milyar dolara yükseldi. Böylece AKP döneminde Türkiye 324 milyar dolar net dış borçlanmış oldu. Buna karşılık kamu varlıklarının satılmasıyla yaklaşık 70 milyar dolarlık özelleştirme geliri elde eden AKP Türkiye’sinde bugün işsizlik oranı yüzde 14,1 işsiz sayısı da 4,5 milyona dayanmış durumda.