Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Eylül ayına ilişkin “Uluslararası rezervler ve döviz likiditesi” verilerini yayımladı. Rakamlar gittikçe kötüleşiyor. Merkez’in döviz varlıkları eylül ayında önceki aya göre yüzde 6,3 azalarak 36,3 milyar dolara, altın cinsinden rezerv varlıkları yüzde 3,7 gerileyerek 41,8 milyar dolara indi.
Böylece altın ve döviz toplamından oluşan resmi rezerv varlıkları, eylülde bir önceki aya göre yüzde 4,9 oranında azalarak, 83,7 milyar dolardan, 79,7 milyar dolar seviyesine geriledi. Sadece 1 ayda 4 milyar dolar çöpe gitti.
Aylık gelişme bu şekilde takip edilirken, geçmişten günümüze rezerv varlıklarındaki değişmeler diğer ekonomik göstergelerle birlikte değerlendirildiğinde, ekonomik yapının güçsüzlüğü de ortaya çıkmış oldu. Eylül ayı itibariyle Merkez’in kasasındaki para AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den daha az. Ancak borç daha fazla, elde kalan varlıklar da geçmiş 18 yılda satılmış durumda. 18 yıllık AKP döneminin bilançosu son derece ağır.
• Fabrikalar, limanlar satıldı, 62,3 Milyar dolarlık özelleştirme geliri elde edildi.
• 113,9 milyar dolarlık dış borç 421 milyar dolara çıktı, yani 307 milyar dolar borç kullanıldı.
• Bu kadar parayla ülkenin her karış toprağından bereket fışkırması gerekirdi, her yerde işsiz ordusu var.
• Bu kadar parayla Merkez’in rezervlerinde ülkeye 23 yıl yetecek para olması gerekirdi, rezervlerde 2002’den az para kaldı.
• Dolar 8,20, Avro 9,60 oldu, hükümetten ses yok, halk endişeli, kasada para yok, her hanenin borcu gırtlakta.
REZERVLER 2002’NİN GERİSİNDE
2020 yılı Merkez’in rezervleri için kabusa döndü. Ocak ayında swaplar hariç 82,6 milyar dolar olan rezervin yüzde 79’u 9 ayda eridi, elde kalan 16,8 milyar dolarlık tutar AKP’nin iktidara geldiği 2002 Kasım ayından daha az.
AKP, 2001 krizinin etkilerinin düzelmeye başladığı 2002’nin Kasım ayında iktidar oldu. Merkez Bankası’nın verilerinde o tarihe dönüldüğünde bankanın rezervlerinde 27,1 milyar dolar rezerv olduğu görülüyor. Bugün ise kiralık rezerv denen swaplar çıkarıldığında elde kalan rezerv varlıkların değeri 16,8 milyar dolar. Sadece 2020 yılı değerlendirildiğinde Ocak ayında swap hariç rezerv varlıkların değeri 82,6 milyar dolardı. Bu yılın ilk 9 ayında her 100 dolarlık rezervin 79,6 doları yok olmuş durumda.
DIŞ BORÇ ARTIYOR, KASADA PARA YOK
Bir ülkenin rezerv yeterliliğini ölçmenin birden çok yolu var. Ölçüm yapılırken rezervlerin kısa ve uzun vadeli dış borca oranı veya yıllık ithalata oranı gibi göstergeler inceleniyor. 2002 Kasım ayıyla bugün karşılaştırıldığında karamsar tablo gözler önüne seriliyor.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 Kasım’da 27,1 milyarlık Merkez Bankası rezervine karşılık 113,9 milyar dolarlık dış borç bulunuyordu. Bu haliyle dış borcun yüzde 23,8’i kadar Merkez Bankası rezervi mevcuttu.
Bugün itibariyle swap hariç 16,8 milyar dolarlık rezerve karşılık 421 milyar dolarlık dış borç bulunuyor. Yani, rezerv varlıkların değeri dış borcun yüzde 4’üne kadar gerilemiş durumda.
İTHALAT ARTTI ANCAK REZERVLER AZALDI
Rezerv yeterliliğindeki önemli bir gösterge, rezervlerdeki paranın 1 yıllık ithalatın ne kadarını karşılayıp karşılamadığında gizli. AKP’nin iktidara geldiği 2002 Kasım ayında 27,1 milyar dolarlık rezerve karşılık 2001 yılı toplam ithalatı 40,5 milyar dolardı. Kasadaki rezervler 1 yıllık ithalatın yüzde 67,9’una yetiyordu. 2018 yılı toplam ithalatı ise 231,1 milyar dolar. Kasada ise swap hariç 16,8 milyar dolar rezerv var. Kasadaki rezervler 1 yıllık ithalatın sadece yüzde 7,2’sine yetiyor.
62,3 MİLYAR DOLAR ÇARÇUR EDİLDİ
1986’dan 2002’ye kadar hazinenin kasasına giren özelleştirme geliri 8,1 milyar dolar oldu. 2003’ten itibaren AKP hükümetleri elde kalan tüm kamu varlıklarını satışa çıkardı. AKP dönemi boyunca bu satışlardan devletin kasasına 62,3 milyar dolar girdi. Bu para da harcandı. Bugün elde kalan varlıkların tümü Türkiye Varlık Fonu’na toplanıyor ve bu varlıklar teminat gösterilerek borçlanılıyor. TVF’yi Sayıştay denetleyemediği için toplam borcun ne olduğu bilinmiyor.
http://www.krttv.com.tr/gundem/iste18yillikakpdonemininbilancosuh51811.html