Köy Enstitülerine ihtiyaç vardır ve derhal hayata geçirilmelidir. 40’lı yıllardaki yöntem ve zihniyeti alıp günümüz dünya gerçekleri ile harmanladıktan sonra ortaya yeni model Köy Enstitülerini koymalısınız
MUSTAFA KÖMÜŞ
Köy Enstitüleri Türkiye eğitim tarihinde önemli bir deneyim oluşturdu. 1940 yılında Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un öncülüğünde kurulan enstitüler birçok aydının yetişmesinde rol aldı. ‘Köy Enstitüleri Dosyası’ kitabıyla enstitüleri inceleyen ve günümüz eğitim sistemine nasıl uyarlanabileceğini anlatan Ahmet Özgür Türen ile kitabı ve enstitüleri konuştuk.
Türen “Günümüzde cemaatlere teslim edilen varoşlardan bahsediyorsak ve bir ilkokul mezunu meczubu Mehdi zannedenlerin darbe yaptığı bir ülke olmuşsak Köy Enstitülerine ihtiyaç vardır ve derhal hayata geçirilmelidir. Ama nasıl ve ne şekilde? Bunu o günkü gibi yaparsanız bu sadece romantizm olur. 40’lı yıllardaki yöntem ve zihniyeti alıp günümüz dünya gerçekleri ile harmanladıktan sonra ortaya yeni model Köy Enstitülerini koymalısınız” diyor.
Kitabın yazarı Ahmet Özgür Türen
»Öncelikle kitabın içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz?
Kitapta 1940’lı yıllarda nitelikli öğretmen yetiştirmek amacıyla açılan ve kapatıldıktan çok sonra bile İsrail’in bizden alıp uyguladığı köy enstitüleri projesi anlatılıyor. Aziz Sancarları yetiştiren hocaların mezun olduğu, Amerikalı eğitim uzmanlarının bile imrendiği o okullar anlatılıyor. Bugünün aksine işte o zaman dünya bizi gerçekten kıskanıyordu. Ama ne yazık ki günümüzdeki birtakım zihniyetler o gün de vardı ve Aşık Veysellerin ders verdiği o okulları gayri milli ilan ettiler. Ülkemizde gelenek bozulmadı ve başarı cezasız kalmadı. En sonunda da kapattılar.
»Kitapta köy enstitüleri tüm boyutlarıyla inceleniyor. Günümüz eğitim sistemine alternatif olabilecek bir sistem mi sizce enstitüler?
Keşke bugün tüm gazete bana tahsis olsaydı da buna ayrıntılı bir cevap verebilseydim. Çünkü o günkü Köy Enstitüleri nedir neden kurulmuştur buna bakmak gerekiyor. 1940’ta 6 yaşın üzerindeki nüfusun %78’i okur yazar değildi. Köylerde bu oran %90’dı. Ayrıca köyler sağlık, temizlik, gelişme imkanlarından uzaktı. Bugün ise eğitimin olmadığı ama bakanlığının olduğu bir ülke olsak da artık birçok problemi aşmış durumdayız. Sanırım köy enstitülerinden bir şey alınacaksa bu “zihniyet” olmalıdır.
»Köy Enstitülerinden pek çok sanatçı da yetişmişti ve bu sanatçıların başta Türk Edebiyatı olmak üzere sanata katkıları tartışılmaz. Fakat bu isimler arasında kadınlara pek rastlanmıyor. Sizce bunun sebebi nedir?
Bu soruya cevap verirken öncelikle Köy Enstitülerinden mezun olanların yaklaşık %10’unun kadın olduğu bilgisini vermem gerekiyor. Haliyle tablonun böyle olması doğal. 2018’de bile halen okutulmayan, genç yaşta evliliğe zorlanan, şiddete ve tecavüze maruz kalan kız çocuklarının varlığı yüreklerimizi sızlatırken, 40’lı yıllarda “kız çocuğu okutulur mu?” “kız çocuk erkeklerle aynı yatılı okula gönderilir mi?” gibi anlayışların ne kadar egemen olduğunu düşünmek zor değil.
»Köy Enstitüleri projesi yeniden hayata geçirilebilir mi? Neden?
Köy Enstitülerinde hedef belliydi. Köyü içinden canlandırmak, köye kök salmak, köylü elitler yetiştirmek. Sizce bugün buna ihtiyaç yok mudur? Günümüzde cemaatlere teslim edilen varoşlardan bahsediyorsak ve bir ilkokul mezunu meczubu Mehdi zannedenlerin darbe yaptığı bir ülke olmuşsak Köy Enstitülerine ihtiyaç vardır ve derhal hayata geçirilmelidir. Ama nasıl ve ne şekilde? Bunu o günkü gibi yaparsanız bu sadece romantizm olur. 40’lı yıllardaki yöntem ve zihniyeti alıp günümüz dünya gerçekleri ile harmanladıktan sonra ortaya yeni model Köy Enstitülerini koymalısınız.
***
10 yıl daha yaşasaydı…
»Köy Enstitülerinin ekonomiye ve kalkınmaya nasıl bir etkisi olmuştu?
Köy Enstitüleri aynı şekilde devam etseydi 10 yıl içinde Türkiye’nin tüm köyleri öğretmene kavuşacaktı. Bu sayede okumayazma sorunu aşılmış olacak, sosyal ve kültürel kalkınmanın önü açılacaktı. Ne yazık ki gündelik siyaset ve oy hesapları, Türkiye’nin kalkınmasına tercih edilmiştir. İsmail Hakkı Tonguç’un Mimar Asım Mutlu’ya söylediği sözler de her şeyi özetlemektedir:
“Biliyor musun, politikacıların çoğunun bizim çocuklardan ödleri kopuyor, biliyorlar ki bu çocuklar ileride onlar gibileri seçmeyecekler!”
https://www.birgun.net/haberdetay/koyenstitulerimodeligunumuzeuyarlanmali227809.html