Ekonomide bu haftanın en dikkat çekici gelişmelerinden biri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun “reel sektör firmalarımız son dönemde finansmana erişimde büyük zorluklar yaşıyor” açıklaması oldu.
Ekonominin patronları olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de katıldığı ‘TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nda konuşan Hisarciklioğlu, “Özellikle KOBİ kredilerinin reel olarak artmaması, zincirleme etkiyle ülkenin ve sektörlerin tamamına olumsuz yansıyor” sözleriyle mevcut durumdan rahatsızlığını açıkça dile getirdi.
Bu açıklamanın bir gün sonrasında Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Kurul toplantısında konuşan Mehmet Şimşek’ten ise, göreve geldiğinden bu yana ilk kez kredi musluklarının açılması çağrısı geldi.
İş dünyasının dile getirdiği kredi şikayetleriyle ilgili topu özel bankalara atan Şimşek, “Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandığı dönem artık geride kalmalı. Çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır” dedi ve reel sektörün desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Kamu bankalarının ticari kredilerde öne çıktığını belirten Şimşek, özel bankaların da harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Eylül 2021’de başlatılan seçimlere ayarlı para politikası deneyi, Türkiye ekonomisinde tüm dengeleri alt üst etmiş durumda.
Enflasyon yükselirken faizlerin indirilmesi ve kredi musluklarının açılması sonrasında Türkiye, alınan çok sayıda önleme rağmen döviz kurları ve enflasyonda patlamayla birlikte seçim öncesinde büyük bir ödemeler dengesi krizinin eşiğine geldi.
Seçimlerin hemen ardından da ödemeler dengesi krizi riskini bertaraf etmek ve yerel seçimler öncesinde ülkeye dış kaynak çekmek üzere ekonomi yönetimi değiştirildi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturan Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı koltuğuna oturan Gaye Erkan’ın önceliği de ödemeler dengesi krizini engelleyip dış kaynak bulmak üzere adımlar atmak oldu.
Bunun için, dolar kuru kademeli olarak 19’dan 27 liraya yükseltilirken, tükenen TCMB rezervlerini artırma dönemi başladı, bütçe açığını azaltmak üzere vergi artışlarına gidildi.
Politika faizinde sınırlı da olsa artış süreci başlatılırken cari açık ve enflasyonu patlatan kredi muslukları kısıldı.
Kur ve vergi artışları zaten yüksek olan enflasyonu tekrar hızlandırırken, kredi musluklarının kısılması, ucuz kredi bağımlı iş dünyasının tepkisini çekmeye başladı.
Şimşek, “Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandığı dönem artık geride kalmalı. Çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır” ne demek istedi?
Seçim öncesinde resmi enflasyon ve mevduat faizi yüzde 40’ın üzerindeyken ortalama ticari kredi faizleri imza atılan düzenlemelerle yüzde 13’lere kadar çekilmişti.
Bunun üzerine özel bankalar ticari kredi musluklarını kısıp, faiz konusunda tavan olmayan ihtiyaç kredilerine yüklendi.
Mevduat faizleri, bankalara getirilen dövizden TL’ye dönüş hedeflerinin gevşetilmesiyle birlikte ortalamada yüzde 30’un altına geriledi. Ticari kredi faizleri de geçen yüzde 31,74 ile 5 yılın zirvesine yükseldi.
Bu nedenle Şimşek, özel bankalara ticari kredide musluğu tekrar açma çağrısı yapıyor.
Geçen sene mayıs ayında yüzde 65'i gören özel bankaların ticari kredi hacminde 13 haftalık yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış büyüme oranı, 11 Ağustos ile biten haftada yüzde 14,2 ile son beş yılın dibini gördü.
Kamu bankalarında ise ticari kredilerde nisanda yüzde 77’yi gören bu oran geçen hafta yüzde 16,8’e kadar gerilese de artıda olmayı sürdürüyor.
Özel bankalarda ocak ayında yüzde 100’ü aşan tüketici kredisi büyüme hızı ise geçen hafta yüzde 41,9’a kadar geriledi.
Kredi musluklarının kısılması iş dünyasının tepkisini çekiyor ve seçim öncesinde hükümet için risk yaratıyor ancak kredi musluklarının tekrar açılması ise döviz kurları, enflasyon ve cari açıkta baskının artmasına neden olabilir.
Sözcü