OVP metninde, Otomatik Katılım Sistemi’nin (OKS) ‘ikinci basamak emeklilik sistemine’ dönüşeceği ve bu kapsamda Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) kurulacağı ifade edilmişti.
2024'ün son çeyreğinde hayata geçmesi beklenen bu sistem ile kıdem tazminatının da yeniden düzenlenmesi bekleniyor.
Bu sistem hayata geçerse de, çalışan artık kıdem tazminatını işten ayrılırken toplu olarak değil, emeklilik döneminde aylık ödeme şeklinde alacak.
Ancak şöyle bir tehlike var: Mevcut emekli aylığının yanında alınacak bu tutar, ikinci bir emekli maaşı gibi lanse edilip çalışanın lehine bir durum gibi gösterilse de hem işçinin kıdem tazminatı ile hak ettiği toplu para imkânı elinden alınmış olacak hem de işverenin ödemesi muhtemel düşük oranlı prim nedeniyle işçinin eline düşük bir rakam geçecek.
İşçi mevcut durumda, brüt ücretinin yüzde 8,33'ünü kıdem tazminatı olarak alıyor. Yeni sisteme ilişkin henüz bir taslak metin vb. yok ancak önceki yıllarda da bahsedilen ifadeler, işçinin TES'te yüzde 5,33'ü kıdem tazminatı, yüzde 3'ü işveren katkısı olmak üzere toplamda yüzde 8,33'lük hakka sahip olacağı yönünde… Bu yüzde 3'lük işveren katkısının da bireysel fon hesabında toplanacağı söyleniyor.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, “İşveren hem kıdem tazminatı ödeyip hem ek bir katkı sunmayacaktır. Kıdem tazminatı yerine bireysel emeklilik sistemine katkıda bulunmuş olacak. Bu para da emeklilikte ödenecek. Ancak primin yüzde 34 ile sınırlı olması bekleniyor. Bu yüzden de emeklilik döneminde ödenecek tutar çok cüzi bir rakam olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“Şu an yüzde 20 prim ödeniyor ve 7 bin 500 TL’lik en düşük emekli aylığı bile Hazine desteği ile tamamlanıyor” diyen Çelik, “Yüzde 34 primle sağlanacak ikinci bir emeklilik aylığı 1000 TL civarında olur. Bu da şu anki aylıkların dörtte birini bulmayan bir komik bir tutar” dedi.
Prof. Dr. Çelik şöyle devam etti:
“Yani hem kıdem tazminatı ortadan kalkmış olacak hem de ‘ikinci emeklilik de var’ denilerek mevcut emekli aylıklarına yapılan iyileştirmenin sınırlı kalması riski var. Düzenlemenin son hali duyurulduğunda net bir şekilde göreceğiz.”
OVP’de yer alan esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılması hedefi de kıdem tazminatı konusundaki endişeleri artıran bir diğer husus oldu.
OVP metninde istihdam konusunda izlenecek politikalar ve alınacak tedbirlere ilişkin şöyle denilmişti:
“Gençlerin işgücü piyasasına geçişlerini kolaylaştırmak amacıyla staj, yarı zamanlı ve esnek çalışma modelleri yaygınlaştırılacak, kariyer farkındalıklarını artıracak eğitim, program ve faaliyetlere ağırlık verilecektir.”
Geçici süreli çalışma, uzaktan çalışma gibi çeşitlerle desteklenen esnek çalışma modelinin kıdem tazminatı için tehlikesine dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, “Esnekliği artırılması ve yaygınlaştırılması demek kıdem tazminatı hakkına daha az sayıda işçinin erişmesi anlamına geliyor. Çünkü geçici süreli çalışan işçilerin kıdem tazminatı hakkı bulunmuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Konuyla ilgili bir diğer endişe de yeni uygulama ile işverenin daha kolay işten çıkarmaya gidebileceğine yönelik…
Ülke genelinde yaygın bir işçi sendikasının sosyal güvenlik uzmanı, sozcu.com.tr’ye yaptığı değerlendirmede, “Yeni düzenleme ile işverenin işçi adına bireysel emeklilik şirketlerine prim yatıracağı ifade ediliyor. Bu para normalde kıdem tazminatı olarak birikiyordu. İşçiye toplu bir para ödemek durumunda kalmayan işverenin daha kolay işten çıkarmaya gideceğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
20232025 dönemini kapsayan ve işsizlik, enflasyon, milli gelir ve büyüme gibi temel ekonomik verilere ilişkin öngörülerin yer aldığı son OVP’de tüm bu tartışmaların fitilini ateşleyen ifade, Politika ve Tedbirler kısmındaki şu maddeler oldu:
“Ülkemizde sigortalılık oranının ve katılımcı sayısının yeterli düzeye ulaşması, sigortacılık ve özel emeklilik sektörünün derinleşmesi ve tabana yayılması amacıyla bireysel sigorta ve özel emeklilik branşlarında ürün çeşitliliğinin artmasını destekleyen uygulamalar geliştirilecektir.
23. Otomatik katılım sistemi diğer emeklilik sistemleri ile birlikte bütüncül bir şekilde değerlendirilerek çalışanlar için uzun dönemli ve tamamlayıcı bir tasarruf ve özel emeklilik sistemine dönüştürülecektir.”
Yani aslında doğrudan kıdem tazminatı konusuna değinilmese de OVP’de bahsedilen tamamlayıcı emeklilik sistemi ile kıdem tazminatı bağlantısı da iktidar kanadınca reddedilmedi. Bu da ‘kıdem tazminatı kalkıyor’ endişesini derinleştirmiş oldu.
Cumhurbaşkanı Başkanı Yılmaz’ın konuyla ilgili açıklamaları da bu endişeyi destekledi.
Konuyla ilgili sorulan bir soru üzerine Yılmaz, “Kıdem tazminatında maalesef çok ciddi problemler var. Ödenmeme meseleleri var, oluşturduğu bir belirsizlik var” dedi ve şöyle devam etti:
“Bir dönem bir fon oluşturup bununla bu problemi çözme gibi bir yaklaşım vardı. Dolayısıyla bunlar önümüzdeki dönemde yine Türkiye’nin gündemde olan konuları olacak.
Öte yandan Türkİş, son günlerde gündemde yer alan bu konuya ilişkin rahatsızlığını dün yayımladığı yazılı metin ile ifade etmişti.
Türkİş Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada, Orta Vadeli Programın (OVP) Fiyat İstikrarı ve Finansal İstikrar bölümünde öncelikli reform alanı olarak düzenlenmek istenen “İkinci Basamak Emeklilik Sistemi”nin işçilerde önemli bir endişe ve rahatsızlığa yol açtığı belirtildi ve şöyle denildi:
“TÜRKİŞ, kıdem tazminatı hakkının aşındırılması, biçim değiştirmesi, emekliliğin bir parçası haline getirilmesini değil, korunması ve geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu haktan yararlanamayan işçilerin kapsama alınması amaçlanıyorsa bu konuda katkı vermeye hazır olduğumuz her zaman ifade edilmiştir.
OVP’de böyle bir düzenleme teklifinin gündeme gelmesi ve tartışılması çalışma hayatının huzurunu bozmuştur. Getirilmek istenen emeklilik sistemiyle amaçlanan emeklilerin gelir kaybını telafi edecek ve çalışma dönemindeki yaşam standartlarını korumayı sağlayacak bir yapının oluşturulması değil, ekonominin kaynak ihtiyacının karşılanmasıdır.”
Sözcü