Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma sürüyor. Narin’in ölümüne ilişkin, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Fuat Güran ile 2 kuzeni ve yengesinin de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı.
Soruşturmada serbest bırakılan 14 kişiden biri olan baba Arif Güran basına açıklama yaptı. Güran, “İlk ifadem ve son ifadem de aynıdır. Dosyayla ilgili konuşmak istemiyorum. Devletin savcıları gerekeni yapacak” dedi.
Arif Güran’ın açıklaması şöyle:
”Yalan haberlerle, dedikodularla kızımın acısını yaşayamıyorum” ifadelerini kullanan Baba Güren, şöyle konuştu:
”Rabbim onların da evine bu ateşi düşürsün. Çekirdek bir aileydik. Kim bizden ne istedi. Lüks, şatafatlı bir hayatımız yok. Neticede soruşturma devam ediyor. Siz nasıl bilgi alıyorsanız biz de devletten öyle bilgi alıyoruz. Devlet kimden şüpheleniyorsa… Devlet bugün beni de alabilir, onu da alabilir. Devlet herkesi alabilir. Beni de alabilir. Bu soruşturmanın selameti için devlet herkesi alabilir. Bu soruşturma bitene kadar bütün köy de alınabilir. Netice olarak bu işi devlet çözecek. Ben buna inanıyorum. Devlet kızımın kanını yerde bırakmayacak.
Şüphelendiğim biri olsaydı zaten ben jandarma ile paylaşmışım. Ben jandarmadan habersiz bir şey yapmadım. Bu devletin işidir. Benim işim değildir. Devlet Allah’ın izniyle her şeyi çıkarak. Savcılarımız her şeyi çıkaracak. Sadece şu an beklemedeyim. Bazı insanlar, benim ailem içinde çok fazla yorumlar yapıyor. Valiliğin, bakanlığın yaptığı açıklamalar ne ise doğrudur. Başka şeyler yalandır. Oğlum bir defa yakalandı. Bir defa bırakıldı. Bir daha alınır, bırakılır. Bu neticede devletimizin ve savcılarımızın işidir, benim işim değildir. Kim yakalanıyorsa yakalansın. Netice olarak bu soruşturmanın gitmesi için herkes yakalanabilir.
O şahıs (Nevzat Bahtiyar) her akşam gelip, camide yanıma oturan bir insan. İnsanların çirkin yüzü görünmüyor maalesef. Devlet öyle diyorsa öyledir. Dört beş tane çelişkili ifadeleri var. Bu da savcılarımızın işidir. Biz o kadar bilseydik, kızımızı devletten önce bulurduk. Demek ki devlet bulduğu için bu devletin sorunudur. Benim sorunum değildir. Köy yaklaşık 90 hanelik. 5-6 tane ayrı soy isimde yaşayan insanlar var. Herkes yüzyıllardır bu köyde. Netice olarak neyin ne olduğunu ben bilmiyorum. Bilseydim, zaten söylerdim. Savcılarımızdan Allah razı olsun. Elinden gelini yapıyorlar. İnanıyorum adalet yerini bulacak. Türk halkı benim kızıma sahip çıkmıştır. Devlet, katili ortaya çıkaracaktır. Sosyal medya çok fazla yalan, dolan, küfür… ayıptır. Herkesin bir şerefi vardır. Şu an biz Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Hiçbir şey ortada kalmayacak.”