Ankara'da suikast sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in cinayeti, Türkiye'nin gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Suikasttan 16 ay sonra hazırlanan iddianame, tartışmaları da beraberinde getirirken, ortaya çıkan belgeler dikkat çekiyor
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in ifadelerinin yer almadığı ve 'kırpılmış iddianame' eleştirileriyle gündeme gelen iddianamede, Ülkü Ocakları yöneticilerinin cinayet öncesi ve sonrası etkin rol aldıkları iddiaları, siyasetin gündemine bomba gibi düşmüştü.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a ait araçla tetikçi Eray Özyağcılar'ın kaçırılmasına ilişkin fotoğrafların ortaya çıkması, tartışmaları alevlendirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iddianamenin kabul edilip yargılamanın derhal başlatılmasını talep etmiş ve mahkeme 1 Temmuz’a duruşma günü belirlemişti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise grup toplantısında isim vermeden MHP Genel Başkan Yardımcıları Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter'i işaret ederek, soruşturma dosyasından isimlerinin çıkarıldığını ve cinayetin üzerindeki sis perdesinin nedeni olarak bu iki ismi göstermişti.
OLCAY KILAVUZ AYLAR SONRA KONUŞTU
Geçtiğimiz hafta savcılık, Meclis Parlamenter Soruşturma Bürosu’na Olcay Kılavuz’un ismini vererek araştırma talep etti. Bunun üzerine, Ateş ailesi tarafından cinayetin azmettiricileri arasında olduğu iddia edilen eski MHP Mersin Milletvekili ve Bahçeli’nin danışmanı Olcay Kılavuz, sessizliğini bozdu.
Cinayetin azmettiricilerinden olduğu ileri sürülen Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın, Kılavuz’un evinden gözaltına alındığı iddia ediliyordu. Kılavuz, gelen polis ekiplerine Demirbaş’ı teslim etmemek için direndiği ve baskına giden polislerden birinin tayin edildiği iddialarını yalanladı.
"KAFAMA SIKAR KENDİMİ ÖLDÜRÜRÜM"
Kılavuz, cinayetten aylar sonra yaptığı ilk açıklamada bu iddiaları yalanladı ve "Bunların hepsi yalandan ibaret… Öyle bir şey yok. Suçlu biriyle, suça bulaşmış biriyle temas kurar mısınız? Sinan Ateş için adaletin tecelli etmesini herkesten çok ben isterim. Alnımız ak, başımız dik. Ben kahroluyorum. Ölümden ağır geliyor. Böyle bir olayın içerisinde zerre dahlim olsa ben kafama sıkar kendimi öldürürüm" şeklinde konuştu.
EVRAKLAR KILAVUZ'UN TAM TERSİNİ GÖSTERİYOR
Ayrıca, Demirbaş ile iletişime geçmediğini ve böyle bir şeyin belgeli olmadığını belirterek, savcılığa HTS kayıtlarının incelenmesi çağrısında bulundu. Ancak, savcılığın Kılavuz hakkında bir soruşturma yürütüp yürütmediği bilinmiyor ve Meclis Parlementer Soruşturma Bürosu da Kılavuz hakkında herhangi bir girişimde bulunmadı.
PEKİ NE BİLİNİYOR?
Gazete Pencere'nin haberine göre, Olcay Kılavuz her ne kadar Tolgahan Demirbaş ile iletişime geçmediğini ifade etse de, Ateş cinayetine ilişkin oluşturulan evraklar Kılavuz’u yalanlıyor. Suikasttan sonra Kılavuz ve Demirbaş, aynı gün içinde iki kez telefonla görüştü. Konuşmaların detayına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ayrıca, Kılavuz cinayet günü Demirbaş ile beş kez Facetime üzerinden konuştu. Facetime görüşmeleri, suç örgütü lideri Sedat Peker’in de kullandığı bir yöntem olarak biliniyor. Suç örgütlerinin, polis dinleme takibinden kaçınmak için Facetime aramalarını tercih ettiği biliniyor.