AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" politikası gereği Merkez Bankası 4. kez faiz indirimi gerçekleştirdi.
4 ayda 500 baz faiz indirimi gerçekleştirilirken eylül ayından bu yana kurdaki artış kontrol altına alınamadı.
Üç ay üst üste yapılan faiz indirimleri sonucunda Dolar/TL 17, Euro/TL ise 19 seviyesini gördü. Art arda gelen rekorlar enflasyona da olumsuz olarak yansıdı. Dolar eylül ayında 8,30 lira seviyelerindeydi.
Dolar 19 Aralık'ta 16,42 lira seviyesinde işlem görüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre yüzde 21,31'e ulaşan enflasyonu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) yüzde 58.65 olarak açıkladı. İBB'ye bağlı çalışmalarını yürüten İstanbul Planlama Ajansı'nın verilerine göre ise İstanbul’da yaşam maliyeti bir yılda %50,18 arttı.
ANKA'dan Yusuf Eren'in haberine göre; sebze ve meyve fiyatlarında yaşanan artışlar nedeniyle Siirt’te pazar esnafı meyveyi Amerikan dolarıyla satmaya başladı.
Fiyatlar çok pahalı olduğu için öğlene kadar siftah yapamayan çok sayıda pazarcı da bulunuyor.
Pazarcı Bedri Oturan, “Geçen buraya bir kasa nar bıraktım hepsi darbeli. Bildiğin çürüktür. Adam yani düşün utanıyor ben eve götüreceğim demeye. 'Ben hayvanlarıma götüreceğim' diyor. Ki biliyorum tanıyorum adamı evine götürecek, imkanı yok. Çürük malın bile müşterisi var” dedi.
Meyveyi dolar ve euro ile satan semt pazarı esnaflarından Ferhat Gündüz, ''Fiyatlar her şey pahalı olmuş. Çilek 35 lira olmuş. Hurma 15 lira, kivi 22 lira. Alınamayacak hale gelmişler. Millet artık pazara parayla gelmesin dolarla gelsin kısacası. Pahalı olduğu için öyle yazıyoruz. Türk parasıyla çeviremiyoruz" dedi.
Türk lirasının giderek değer kaybettiğinin belirten semt pazarı esnafı Emin Gültekin şunları söyledi:
"Geçen sene patates 1 liraydı, bu sene 6 lira. Her şey pahalı, kimse pazara gelmiyor artık. Geçimimizi nasıl sağlayacağız. Hiç kimse almıyor hepsi boş kalıyor kimse almıyor. Çilek zaten toptan 35 lira. Maliyetidir, şudur budur adam bakıyor çilek 35 lira toptan buraya getiriyor 40 lira oluyor. Kimse alamıyor 40 liraya. Geçen sene çilek 10 liraydı, bu sene 40 lira. Zaten bizim Türk parasının bir kıymeti kalmadı. Artık millet geldiği zaman dolarla, euroyla pazara girecek."
Çiftçinin mazot parasını çıkaramadığını anlatan semt pazarı esnafı Bedri Oturan da şunları söyledi:
"Komisyoncularla konuşuyoruz. Bazen bahçe sahiplerini arıyoruz. Adamın söylediği bu çoğu zaman 'bizim mazot paramız çıkmıyor'. Çiftçi söylüyor bunu. Çiftçi batsa bile suç onun değil. Şimdi bazı çiftçiler var, kendi arkadaşlarım da var tavuk üreticisi adam şu an bütün tavukları sattı. 5-6 bin de borçlu kaldım diyor. Çünkü masrafı çıkmıyor. Onun için zordur. Zaten kendin de görüyorsun meyvenin biraz düşük fiyatlı olanı var o da güzel değil. Millete verdiğin zaman ‘yenilmiyor, güzel değil’ diyor. Diğerini alamaya çalışsan bu sefer de milletin alım gücü yok.”
''Onun için bak saat 12.00-13.00 oldu, birçok arkadaşımızın daha siftahı bile yok. Çünkü millette alım gücü yok. Gelip bakıyor fiyatı söylediğin zaman çekip gidiyor. Biz bazen kendimiz ürünler getiriyoruz satıyoruz satmasına ama nasıl satıyoruz. Getirdiğim fiyatın aynısına satıyoruz, kafa kafaya çıkıyor parasını veriyoruz. Sıfıra sıfır bir şey kalmıyor. Mesela bu ürün diğerine göre düşük. Hem alışı düşüktür hem kalitesi düşüktür. Ama bu sefer de mesela tepki geliyor, bizim yapabilecek bir şeyimiz yok. Bu fiyata o ürün var başka bir şey yok.''
Bir kasada darbeli ve çürük ürünleri tuttuğunu belirten Oturan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir adam geldi. 'Abi kaç paraya?' dedi. Zarar fiyat söyledik. '2 liraya kendine götür' dedim. Adama sanki beleş veriyorum gibi sevindi. Geçen buraya bir kasa nar bıraktım hepsi darbeli. Bildiğin çürüktür. Adam yani düşün utanıyor ben eve götüreceğim demeye. 'Ben hayvanlarıma götüreceğim' diyor. Ki biliyorum tanıyorum adamı evine götürecek, imkanı yok. Çürük malın bile müşterisi var. Bezen insanlar akşama doğru geliyor, çürükler olsun diye. İnsanın kendi evine çekindiği ne varsa gelip imkanı olmadığı için alıyor. Diyor ne yapalım, çürük kısmını atacağım diğerini yiyeceğiz. Çünkü imkanımız yok diyor.''
''Çilek, kilosunu 25-30 liraya alırsan ya getireceksin getirmediğin zaman müşteri istediğinde o da olmuyor. Bazen sırf müşteri istiyor getiriyoruz çileği ama bunun yarısını biz çöpe atıyoruz. Bize zarar olarak geri geliyor. Türkiye’de TL’nin değeri yok. Birçoğuna poşet veriyoruz, bu poşet bile artık dolar üzeri geliyor. Mesela bundan bir ay önce 7-8 liraya aldığım poşeti şimdi 20 liraya alıyoruz. İnancın olsun müşteri birçok kere 2. poşeti ver diyor veremiyoruz. Çünkü içinden 100 tane poşet çıksa sattığın zaman o sana 500 liraya mal oluyor. 2. poşeti verdiğin zaman zaten oradan kar ettiğini poşete yatırıyorsun. Öyle gidiyor."
Semt pazarına alışveriş yapmaya gelen Siirtli vatandaşlardan Aydın Arıtürk, ''Millet pazara gidip geliyor boş. Bir şey alamıyor. Fiyatlar çok pahalı. Dolar var mı ki alalım. Vatandaş bir şey alamıyor. Emekliyim maaş alıyorum. Hiçbir şekilde bu maaşla geçinemiyorum. Alıyorum 2000 küsur iki tane çocuk okulda okuyor. Evi geçindir çocuklara bak olmuyor. Geçim yok, zor."