Ankara’da pek çok sivil toplum kuruluşu, Tüketici Hakları Derneği’nin çağrısı ile “Açlığı, yoksulluğu ve hayat pahalılığı protesto" sloganıyla eylem yaptı. Eylem sırasında TTB genel sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Türkiye'deki yoksulluğun halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de büyük bir çoğunluk yoksulluğa itilmiş durumda olduğunu söyleyen Bulut, İnsanların Pazardan kalan artık yiyecekleri topladığını iddia etti.
TÜİK YILLARDIR YANLIŞ RAKAMLAR AÇIKLIYOR
Prof. Dr. Vedat Bulut, TÜİK’in yıllarca enflasyon hesaplamasını yanlış yaptığını, bu yüzden de işçinin emekçinin maaşına yapılan zammın düşük olduğunu ve Türkiye’deki insanların ekonomik krizle karşı karşıya olduklarını söyledi.
TTB GENEL SEKRETERİ PROF. DR. VEDAT BULUT YAPTIĞI AÇIKLAMADA:
"Üçbeş holdinge milyarlarca lira vergi, prim affı getiren hükümet maalesef emekçilere gelince yoksulluğa, açlığa itiyor. Yoksulluk da büyük bir sağlık sorunu. Şu anda yoksulluğu görebilmek için pazar yerlerinin dağılma saatlerinde pazar yerlerine giderseniz, çöplükleri karıştıran yurttaşlarımızı gece görürseniz insanların nasıl bir sefalet içinde olduğunu görürsünüz. Türkiye'de büyük bir çoğunluk bu yoksulluğa itilmiş durumda."
ANKA'ya verdiği demeçte, mücadeleyi halk sağlığı yönünden sürdürdüklerini söyleyen Bulut, "Bunun mücadelesi maalesef bir süredir engelleniyor. Burada da zaten onu görüyorsunuz. Daha uygun alanlarda topluma ve basına ulaşmak mümkünken burayı uygun görmüşler. Ama olsun sonuçta yine kamuoyu bu konudaki duyarlılığını devam ettirecek ve hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz" dedi.
TEMİZLİK İŞÇİSİ: ÇOCUKLARIM VAR, BİR KİTAP BİN LİRA! EMEKLİ MAAŞIM 7 BİN 500 LİRA!
Eyleme katılan temizlik işçisi Reyhan Tüfekçi ise emekli aylığının yoksulluk sınırının altında bir rakama denk geldiğini ve geçinmesinin imkansız olduğunu söyledi.
"51 yaşındayım. Emeklilik şartlarını yerine getirmeme rağmen henüz emekli olamıyorum. 7 bin 500 lira emeklilik ücretiyle nasıl geçineceğimi düşünüyorum. İki çocuk okutuyorum, kira veriyorum, emekli olamıyorum. Türkiye'nin hali bu. Açıklanan istatistiklerle yaşadıklarımız çok uç noktada. Demek ki açıklanan istatistikler ile bizim yaşadıklarımız arasında bir yalan var. İnsan gibi yaşamak istiyoruz. İnsanca ücretler istiyoruz. Çocuklarımızı gönül rahatlığıyla okutmak istiyoruz. Bir kitabın bin lira olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu çocukları okutmak için ikinci bir iş yaşmak zorunda kalıyoruz."
Yeniçağ