Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, başta Rus oligarklar olmak üzere toplamda 680 kişi ve 53 kuruma mali yaptırım uygulama kararı aldı.
Batı’nın bu yaklaşımı, her fırsatta demokrasi ve insan hakları demelerine rağmen aslında nasıl bir ikiyüzlülüğe sahip olduklarını gösterdi.
Ukrayna’nın işgali nedeniyle "Rus ekonomisini zora sokmak" gerekçesiyle hazırlanan yaptırımların savaşla ilgisi olmadığı halde Rus iş insanlarına da uygulanması, ortaya tarihe geçecek bir çelişkiyi koydu.
Aslında Batı dünyası, bu adamıyla Ruslara yapayım derken, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve kişisel hak ve hürriyetlere yaptırım getirdi.
Tabi Dostoyevski’yi üniversitelerde ders kitaplarından çıkararak da edebiyata!
Bütün bunlar, Batı’nın bir taraftan da acizliğini gösteriyor…
Peki ya bizdeki gözdeler?
Hani muhalefetin her fırsatta “Beşli……” diye bahsettiği müteahhit grubu var ya…
Mesela, Türkiye’de kazandıklarını Londra’da, Portekiz’de, Malta’da istifleyenler var. Londra’da oluşturdukları bankalı meşhur Türk sokağı da kamuoyunun malumu…
Diyelim ki Türkiye bir savaşa girdi. Batı’nın kaşlarını çattırdı…
Bu “yerli ve milli” müteahhitlerimizin durumu ne olur ki acaba?
Putin’e yakın Rus zenginlere uygulanan yaptırımlara bakıp bir endişeye kapılıyorlar mıdır?
Kapılsalar yeri aslında…
Savaşın ne çıkması ne sürmesi ile uzaktan yakından alakası olmayan Rus zenginlerinin mal varlıklarına el koyan Batı,
beşli gözdeyi gözüne kestirirse, savaşı bekler mi?
Üstelik Türkiye’de her geçen gün otoriter gücünü tahkim etmeye çalışan bir iktidar varken başka bahane aramalarına ihtiyaç var mı?
Yeniçağ