Home
22 Ocak 2022 ( 38 izlenme )
Reklamlar

Salda Gölü'ne kepçeye daldılar!


Burdur'da, Maldivler'e benzetilen, turkuaz suyu ve bembeyaz kumsalı ile tanınan Salda Gölü'nün KayadibiDoğanbaba arasında kalan, İl Özel İdare'ye ait misafirhane ve plajın bulunduğu alanında kepçelerle su kuyusu kazılması tepki çekti. Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Gazi Osman Şakar, "Kazdıkları yer, göle 50100 metre ve birinci derecede doğal sit alanına giriyor" dedi.

Burdur'un Yeşilova ilçesinde 44 kilometre yüz ölçümüne sahip, ölçülebilen 185 metre derinlikle de Türkiye'nin en derin gölü konumundaki Salda Gölü, dünyada Mars'ın jeolojik yapısına benzerlik gösteren iki noktadan biri olarak kabul ediliyor. Turkuaz suyu ve bembeyaz kumsalı ile dünyaca tanınan göl, manzarası ve ilginç jeolojik yapısıyla son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin de ilgi odağı oldu. Beyaz kumulları 'hidromanyezit' olarak adlandırılan ve birçok sektörde kullanılan çok değerli minerale sahip gölün güneydoğu kısmındaki Kayadibi Mahallesi ile Doğanbaba köyü arasındaki İl Özel İdare'ye ait misafirhane ve plajın bulunduğu alanda, göle 50100 metre uzaklıkta içme ve kullanma suyu için depo yapımıyla ilgili kazı çalışmaları tepki çekti. Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Gazi Osman Şakar, göl bölgesine çivi bile çakılmayacağının belirtilmesine rağmen kenarında kepçelerle kuyu kazılıp, kanal açıldığını söyledi. Şakar, Kayadibi Mahallesi ile Doğanbaba köyü arasında yer alan, tadilat yapılarak turizme açılan eski orman binasına, Karaoluk pınarının suyunun bir kısmının taşındığını kaydetti.

'PLASTİK DEPO DELİNDİĞİ İÇİN KAZI YAPIYORLAR'

Orman işletmesinin, 1985 yılında sahile misafirhane olarak bildikleri yapının inşa ettiğini anlatan Başkan Şakar, binanın İl Özel İdare'ye devredildiğini, 2021'de tadilat ve plaj düzenlemeleri ile turizme açıldığını söyledi. O bölgede su olmadığı için yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki Karaoluk çeşmesinin de bulunduğu pınardan boru hattıyla su çekildiğini belirten Şakar, "Bina ile göl arası, kıyı kenar çizgisine mesafe yaklaşık 200 metre. Beyaz kumlar, orman binası ve plajının bulunduğu yer ile Kayadibi Mahallesi arasında da var. 'Maldivler' olarak adlandırılan bölgenin tam çaprazında kalıyor. Karaoluk pınarından su getirmek için borular önceden döşenmiş ve plastik depo yapılmış. Şimdi plastik depo delindiği için yerine kazı yapıp, beton depo yapılıyor. Kazdıkları yer, göle 50100 metre ve birinci derecede doğal sit alanına giriyor" dedi.

'GÖL VE ENDEMİK TÜRLER ZARAR GÖRÜR'

Salda Gölü'nün gelecek nesillere aktarılabilmesi için hem beyaz kumullarına hem de suyuna insan ayağının değmemesi gerektiğini kaydeden Şakar, "Eski orman binasının olduğu yerin turizme açılmasının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Salda Gölü ve çevresinde endemik birçok canlı yaşıyor. Oluşumundan bugüne kadar varlığını sürdüren siyanobakteriler gölde var ve bunların yaşamı için insanların suya girmesi sakıncalı. Kapalı havza olması nedeniyle göle gelen kirlilik, bir daha çıkamıyor. Zehirli gazlara sebep oluyor ve gölün doğası için tehdit. Göl çevresinde ne kadar çok plaj olursa hem göl ve çevresi hem de endemik türler o kadar çok zarar görecek. Göle girilmemesi, şehir turizmi olarak yararlanılmasını savunuyoruz. Göle zarar vermeyecek mesafede oluşturulacak seyir teraslarından sadece izlenmelidir. Salda Gölü'nde ne beyaz kumullara ne de suyuna insan ayağı değmemesi, insanların dokunmaması gerekiyor. Beyaz kumullar, milyarlarca yılda oluşan fosiller ve üzerine basıldığında bozulup, toz haline geliyor. Bilim insanları, bu fosillerin tozu akciğere gittiğinde silikozis hastalığına sebep olduğunu ve tedavisinin olmadığını belirtiyor" diye konuştu. 

SALDA GÖLÜNDE NE OLMUŞTU

Türkiye’nin Maldivleri olarak ünlenen Salda Gölü ve çevresine yönelik ilginin artması gözleri bu bölgeye çevirdi. Doğal sit, sulak alan ve tabiat parkı vasıflarıyla koruma altında olan göl çevresindeki kullanım baskısı artınca doğru yönetilemeyen turizm ilgisi sorun haline dönüşmeye başladı. Üzerine ayakkabıyla bile basılmaması önerilen gölün beyaz kumullarının üzerinde araçlar gezinmeye, şifalı olduğuna inanılan çamurları alınarak kıyılar tahrip edilmeye başladı. Şubat 2019’da miting yapmak Burdur’u ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Salda Gölü kıyısında millet bahçesi yapılacağını açıklamasının ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 15 Mart 2019’da göl ve çevresini Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan etti.

KORUMA STATÜLERİ SALDA GÖLÜNÜ KORUMAYA YETMEDİ

Kamuoyunda Salda Gölünde yapılaşma olacağı endişeleri artınca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan 2 Eylül 2019 tarihinde helikopterle Salda Gölü kıyısına inerek alanı ziyaret etti ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’dan proje hakkında bilgi aldı. Emine Erdoğan’ın ilk kez gördüğünü söylediği Salda Gölünün kıyısında yaptığı “mutmain –ikna oldum” açıklaması uzun süre kamuoyunun gündeminden düşmedi. Nisan 2020’de ise iş makinelerinin girdiği Salda Gölü kıyısındaki beyaz kumların kamyonlarla taşınması tepki çekmişti. Çivi bile çakılmayacağı söylenen alandaki yapılaşma, “ahşap” olduğu gerekçesiyle yetkililer tarafından savunuluyor. Ancak bunca koruma şemsiyesine bir de ÖÇK statüsü eklenen Salda Gölü’nün çevresindeki yapılaşma baskısının artması “korunan alan” kavramının Türkiye’de nasıl anlaşıldığını da ortaya koyuyor.

Yeniçağ

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Fatih Tezcan gazeteciyi ölümle tehdit etti! Küfürler, tehditler, hakaretler... Komünist belediye işçilerin çalışma saatlerini düşürüp yüzde 85 zam yaptı Kadınlar meydanlarda tek ses oldu! 'Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula!' Yürekleri sızlatan görüntü: Çanakkale'deki yangında 30 yıllık emekleri küle döndü