Bilgisayarlı tomografi (BT) sonucu Covid 19 ile uyumlu olan ancak testi sonuçlanmadan yaşamını yitiren hastaların ölüm belgesine “viral pnömonu (zatürre), solunum yetmezliği, salgın hastalık, kalp krizi” gibi sonuçlar yazıldığı, bu nedenle gerçek sayıların açıklananlardan daha fazla olduğu iddia edildi.
CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, bir kişinin BT ve tüm tahlil bulgularının koronavirüse işaret etmesine karşın PCR (burun ve boğazdan örnek alınması) testinin negatif çıkması durumunda, korona tedavisi aldığı ancak kayıtlara korona olarak geçmediğini söyledi.
Adıgüzel “Oysa testi pozitif olmadığı halde tahlilleri ve tomografisi korona olan, tıp camiasında da, tedavi klavuzunda da tedaviye alınması istenen ve korona kabul edilerek tedavi edilen bu kişiler neden öldüğü zaman Covid19 kabul edilmiyor? Bunu tıp camiası, bilim kurulu, dünya bile koronavirüs olarak kabul ediyor. Tedavide korona tedavisi veriliyor ama ölümde verilmiyor” dedi.
Hastaların klinik kodlama kılavuzunda test sonucu pozitif olmasına karşın ana tanı kısmına solunum yetmezliği, bronşit gibi ibarelerin yazıldığı, koronavirüsün ek tanı kısmında yer aldığını öne süren Adıgüzel, “Doktor buraya ek tanı yazmazsa ana tanıyı yazar geçerse vaka düşer” dedi.
“Hükümetin Covid19’dan ölüm sayılarını düşük gösterme çabası, 60 yaş altında bu hastalıktan ölüm oranında Türkiye’yi dünya birincisi yaptı” diyen Adıgüzel, şöyle devam etti: “DSÖ, Türkiye’de 60 yaş altında Covid19’dan ölümlerin Avrupa’dan 4 kat, dünyadan ise 9 kat fazla olduğunu açıkladı. Ama aslında böyle değil. İleri yaşlarda kişi koronavirüs enfeksiyonundan öldüğü halde, buna yönelik tedavi aldığı, cenazesi de bu usullerle defnedildiği halde ölüm sebebi olarak Covid19 yazmıyor. Test pozitifliği şartı arıyor. Hasta öldükten sonra gelen test pozitifliklerini de ilave etmiyor. Bunun yerine solunum yetmezliği, salgın hastalık, kalp krizi gibi sebepler yazılıyor. Daha genç yaşlarda ise ilave hastalıklar az görüldüğünden ve ölüm sebebi daha fazla sorgulandığından Covid19 nedeniyle ölümler gizlenemiyor. Bu nedenle dünyaya göre yüksek rakam çıkıyor. Ölüm oranlarını düşük gösterip buradan bir başarı hikayesi çıkarmak istiyorlar, bu yüzden verileri düşük tutuyorlar. Yüksek sayılar sokağa çıkma yasağı da dahil ekonomik yükü olan uygulamalara mecbur edecek. Rakamlar açıklanandan yüksek. Ben açıklanan rakamların 2,5 ile çarpılması gerektiğini düşünüyorum.”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Sağlık Bakanlığı’nın ölüm belgelerinde Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemiye ilişkin önerdiği tanı kodlarını kullanmadığını belirtti.
TTB’den yapılan yazılı açıklamada, doğrulanmış olgu sayıları ile ölüm sayıları arasında paralellik bulunmadığı ifade edildi.
Verilerin, diğer ülkelerde gözlenen örüntü ile örtüşmemesinin dikkate alınması gerektiği kaydedilen açıklamada, “Hekimlerden yapılan bildirimler, bilgisayarlı tomografisi ve/veya klinik bulguları hastalığı desteklediği halde PCR testi pozitif olmayan hastaların yaşamlarını yitirdiklerinde kayıtlara Kovid19 olarak geçmediği, bunun yerine ‘viral pnömoni’, ‘doğal ölüm’ veya ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçebildiği biçimindedir” denildi. Açıklamada, “Bu kodların DSÖ gibi uluslararası kuruluşların önerdiği biçimde kullanılmaması Kovid19 pandemisi sırasında ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açmakta, böylece sorunun boyutunun tam olarak belirlenememesi ve alınması gereken halk sağlığı önlemlerinin yeterli düzeyde alınamaması riskini doğurmaktadır” ifadeleri kullanıldı. TTB, Sağlık Bakanlığı’nı “DSÖ tarafından belirlenen kodları kullanmaya, şubattan itibaren ölüm kayıtlarını bu yaklaşım üzerinden gözden geçirmeye ve gerekmesi halinde sözel otopsi tekniğini uygulamaya” çağırdı. Ölüm kayıtlarının açılması halinde de TTB’nin sürece katkı koymaya hazır olduğu vurgulandı.
Birleşmiş Milletler çatısı altında çalışmalarını sürdüren Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Avrupa’dan sorumlu direktörü Dr. Hans Henri P. Kluge, dün internet üzerinden düzenlediği basın toplantısında ülkeler hakkındaki veri ve yorumlarını paylaştı. Dr. Kluge, “Türkiye’de geçen hafta virüsün yayılmasında dramatik bir artış olmasından dolayı endişeliyiz. Vakaların yüzde 60’ı İstanbul’dan raporlandı” dedi.
İspanya ve İtalya hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Kluge, “İki ülkede de günlük ölüm sayısı azalarak eşitleniyor. Almanya’da da geniş önlemler alındıktan 10 gün sonra düşüş yaşandı” dedi. Dr. Kluge Avusturya, Hollanda ve İsviçre’de de iyi yönde ilerleme olduğunu söyledi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/salginverilerindeolumculsuphe1732021