KRT'de yer alan habere göre, Denizli’de süt sığırcılığı işletmesi sahibi 21 yaşındaki Kaan Akgün, çiftliğin aylık 70 bin lira açık verdiğini söyledi. Akgün, 1 litre sütün maliyetinin 6 buçuk lirayı aştığını ancak 4 lira 70 kuruştan sattığını belirterek, şunları söyledi:
"2 yıldır içinde bulunduğumuz süreç gerçekten bizi çok yıprattı, çok yordu. 6,5 lirayı aşan maliyetlerimiz var şu anda, dünkü gelen motor zamları bu hesabın içinde değil. Buna rağmen 4 lira 70 kuruştan süt satıyoruz. Günlük biraz önce de gördünüz 1 ton 100 kiloya yakın sütümüz var. Günlük 1500 liranın üzerinde zarar yazıyoruz.
"SÜREKLİ AÇIK VERİYORUZ"
Avrupa'da Amerika'da parite 1 buçuktur. 1 litre süt sattığınızda 1,5 kilo yem alırsınız, ki sürekli para kazanabilesiniz. Ama Türkiye'de böyle bir şey mümkün değil. Şu anda biz, 1 litre sütle 1 kilo yem alamıyoruz, 850 grama yakın yem alıyoruz. Kendimizi döndüremiyoruz, sürekli açık veriyoruz, sürekli sıkıntılar yaşıyoruz. Bununla ilgili çiftliğimizde yenileşmesi gereken makine, ekipman yatırımları yapamıyoruz, hayvanlara biraz daha özen gösteremiyoruz. 245 liraya aldığım kalsiyum sabunu, baypas yağının bugün fiyatı 690 lira. 25 kilo baypas yağı. Yem üzerinden örnek vereyim. İşe başladığımda 87 liraya aldığımız yem şu an 290 liraları zorlamış vaziyette. Neden net fiyat veremiyorum çünkü net fiyatı fabrika da bana vermiyor.
"ARTIK BU İŞ ÇIĞIRINDAN ÇIKTI"
Tarım Bakanlığı sanki körlere bir şey söylersiniz karşıya bakar ya aynen öyle. Biz kulakların içine girip bağırıyoruz, üretici ölüyor üretici bitiyor. Bizim sektöre tutmamız için dediğim gibi desteklerin verilmesi lazım ama Tarım Bakanlığı’nın şunu bilmesi lazım, artık bu iş çığırından çıktı. Arzdaki düşüşü Tarım Bakanlığı fark edemedi çünkü ekonomi kötüye gittiği için talepte de düşüş yaşandı. Arz düştü, talep düştü. Şimdi eğer turist gelir, talep artarsa ve arz olmazsa, dışarıdan ithal etmeye yönelecekler ama ithal etmeleri mümkün değil. 1 kilo karkas et en son 90 liraydı.
"BANKADAN ÇEKTİK BORÇLARIMIZI ÖDEDİK"
"BİZ BU KADAR MI REZİL BİR ÜLKEYİZ?"
Kaan Akgün işletmesinin etrafında bulunan mera statüsündeki alanları kiralamak için başvuru yaptığını ancak Denizli İl Tarım Müdürlüğü’nde görev yapan memurların “Size verirsek, herkes ister, uğraşamayız” dediğini aktardı.
Tarım Müdürlüğü’nün ardından İl Tarım Müdürü ve Denizli Vali Yardımcılarıyla görüşen Akgün, kanuna uygun hareket etmesine rağmen meraların kiraya keyfi olarak verilmediğini ve şu anda meraların atıl durumda olduğunu söyledi.
Akgün, mera kiralama konusunda yaşadığı sorunlarla ilgili, “Bu hayvan otlatılmayan, atıl duran araziler varken, devlet kendisi eksin. TMO’ya versin onlar eksik arpa üretilsin buğday üretilsin. Biz yapmayalım. Neden Rusya'ya bağımlıyız, neden Ukrayna'ya bağımlıyız? Savaş çıktı 8 buçuk lira oldu buğday. 5 buçuk liradan 8 buçuk liraya bir günde çıkar mı buğday? Biz bu kadar mı rezil bir ülkeyiz, bu kadar mı bağımlı bir ülkeyiz. Böyle düşündüğüm zaman bu ülkede durmak istemiyorum" dedi.
"PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ MERAYI TALAN ETTİ"
Meraların 2 bin 400 dönümünün Pamukkale Üniversitesine tahsis edildiğini belirten Akgün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Pamukkale Üniversitesi merayı talan etti. Hiçbir üretim yapmadı, hiçbir fikir üretmedi, hiçbir proje uygulamadı. Şu anda devletin mera arazileri, tapu sorgudan girin Pamukkale üniversitesinin gözüküyor. Üretim yapılmıyor, üniversite üretmiyor. Bir tohum atalım, bir hayvan yürütelim, bir ot üretelim, bir deney yapalım tohum geliştirelim veya başka bir şey yapalım. İnsan yürütelim bile demiyorlar. İnsanları getirip piknik yaptıralım bile demiyorlar. Öyle duruyor, giremiyorsunuz. Ama etrafı çevrildi yatırım yapıldı para harcandı bu milletin parası harcandı. Ama ne oldu millete geri dönmedi. Sözün bittiği yerdeyiz."