Anasayfa1
01 Temmuz 2024 ( 14 izlenme )
Reklamlar

Sinan Ateş cinayeti davasında ilk celse bitti: Tetikçiler tek tek ifade değiştirdi


Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasının ilk duruşması Ankara’daki Sincan Cezaevi kampüsündeki Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Ayşe Ateş duruşmaya 5 polis ile gelirken, Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu, salonda Ayşe Ateş'in yanına oturdu. MHP avukatlarının davaya katılma talebi ise reddedildi. Ateş cinayetinin tetikçisi Eray Özyağcı, "Sadece ayaklarına sıktım, öldürmek istemedim" dedi. Ateş cinayeti davasına yarın 09.00'a kadar ara verildi.



Sinan Ateş cinayeti davası öncesinde Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü çevresinde ve içinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.

AYŞE ATEŞ’TEN AÇIKLAMA

Duruşmayı izlemek için gelen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş için geniş güvenlik önlemleri alındı. Ayşe Ateş'e 5 polis eşlik ediyor. Duruşma öncesi konuşan Ateş, "Suçluların yargılanmasından başka bir şey istemiyoruz" dedi.

Ayşe Ateş, gazetecilere "Eksik bir iddianame ile yarım bir mahkeme kuruldu. Bizim isteğimiz ayrılan dosyanın hızlıca tamamlanması ve eklenerek, eksiklikler giderilerek yargılamanın yapılması. Suçluların yargılanmasından başka bir şey istemiyoruz. Hala gelmeyen deliller var. Mahkemede tüm bunları talep edeceğim. Yoğun güvenlik önlemleri altında yaşıyorum, gerekli haller dışında evden çıkmıyorum. Siyasi parti genel başkanları sağ olsunlar bizi yalnız bırakmayacaklarını açıkladılar" açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Grup başkanvekili Murat Emir, CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmeni Sinan Oğan izlemek için duruşmada hazır bulunan siyasilerden oldu.

Duruşmaya saat 14.15'e kadar ara verildi.

"KAMUOYU BASKISIYLA TUTUKLANDIM"

Aranın ardından sanık savunmalarına Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş ile devam edildi. Demirbaş, "Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Maktulle hiçbir husumetim yoktur. Kendisiyle bağım yoktu. Tesadüfen denk gelmişliğim yoktur. Sanıkları tanımam, onlar beni tanımaz, ayrı şehirlerde yaşayan insanlarız. Sizlere saygım üzerine, kutsal saydığım tüm inançlar üzerine yemin ederim ki böyle bir olay olacağından haberim yoktu. Olay olduktan sonra öğrenmiş bulunmaktayım” dedi.

Cinayetle bağlantısını reddeden Demirbaş, “Gizli kalması gereken bilgiler cımbızla çekilmiş, sistemli şekilde verilmiş, FETÖ iltisaklı basın mensuplarına ve sahte hesaplara servis edilmiş, bir algı operasyonu yürütülmüştür. Azmettiren sıfatı taşıyan birine sorulacak sorular sorgumda sorulmamıştır. Bir camiayı zan altından bırakmak amacıyla kamuoyu baskısı, kara propaganda sonucunda tutuklanmış bir insanım. Yüksek lisans mezunu 2 dil bilen, milli bir sporcuyum ben. Bir çocuk sahibiyim, 25 yıldır aynı numarayı kullanıyorum adli sicil kaydım temiz. Bir suç açısından baktığınız zaman arabamı bile hiçbir sorun çıkarmadan teslim etmiş bir insanım. Benim bu olayla hiçbir bağlantım yoktur. Üzerime atılı suçları reddediyorum. Sosyal medya baskısı olmazsa bu dosyadan aklanacağıma inanıyorum” iddialarında bulundu.

“ADRESİ PANKART İÇİN İSTEDİM”

Hakimin Ateş’in konumuna dair yazışmaları sorması üzerine ise şunları dedi:

“Cep telefonumdan çıkan yazışmalar bu olaydan 8 ay önce gerçekleşmiştir. Yaşanan üzüntü bir olay sebebiyle kendisine camia içerisinde tepki oluşmuştu. Bu sebeple arkadaşlar maktulün evine pankart asmak istemişler. Burada pankartın asılacağı yer konusunda çaba sarf edilmiştir. Ben bilgileri kimseye yönlendirmedim. O adresin maktule ait olduğunu bilmiyorum. Bu bilgiyi kimseyle paylaşmadım. “

Hakimin cinayete ilişkin bilgi notunun emniyetten kendisine gönderilmesini sorması üzerine de Demirbaş, “Bilgi notunu ben talep etmedim. Sinan Ateş camiamızdan biri olduğu için gönderen kişinin bana yolladığını düşünüyorum” dedi.

“AİLEM MAĞDUR”

Kendisinin ve ailesinin mağdur olduğunu söyleyen Demirbaş, “Bu komple teoriler, basında yaratılan bu algı sebebiyle ben ve ailem çok mağdur olmuş durumdayız. Ben çocuğumu bürokrat olarak yetiştirmek isteyen bir babayım. Çocuğum ve ailem mağdurdur. Tabi ki maktulün çocukları kadar değildir bu konuda çok üzgünüm. Tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

“ABLAMIN EVİNİN ÖNÜNDEN GÖZALTINA ALINDIM”

Tolgahan Demirbaş MHP’li Olcay Kılavuz’un evinden gözaltına alındığı yönündeki iddialara şöyle yanıt verdi:

“Oğlum yılbaşını beraber geçirmek istediği için çocuğumla beraber Ankara Bağlıca mahallesindeki ablamın evine gittim. Şehir dışından misafirlerimiz de vardı sorulabilir. Evde eksik olan bir şeyi almak için markete gitmek üzere dışı çıktım ve bu şekilde gözaltına aldım. Beni gözaltına almaya gelen Mustafa Ensar Aykal’dır. Biz nasıl suç ortağı olabiliriz?”

"OLCAY KILAVUZ İLE GÖRÜŞMEDİM"

Ayşe Ateş’in avukatı tarafından, MHP’li Olcay Kılavuz’la olay günü yapılan çok sayıda görüşme kayıtlarının olduğunu belirtmesi üzerine, Demirbaş, “bilirkişi raporu hatalıdır, kendisiyle o gün bir görüşme yapmadım” diye konuştu.

Demirbaş, bilirkişi raporunda Sinan Ateş’e ilişkin “İpi çekilmiştir” yazışmasının sorulması üzerine, “İpi çekilmiş demekten kastım, teşkilatla camia ile ilgisi kalmadı, aforoz edildi anlamındadır” yanıtını verdi.

"AUDİ MARKA ARAÇ KAMUYA AİT"

Demirbaş, cinayet günü kullanılan Audi marka araçla ilgili “Audi marka araç kamuya ait. Arabayı Emre'ye sorun. Benim bildiğim kadarıyla o araç işi olan herkesin kullanabileceği bir araç” dedi.

"SUÇSUZ YERE YATIYORUM, KULLANILDIM"

Cinayet öncesi sanıkların evinde kaldığı tutuklu sanık Zekeriya Asarkaya, beraatini talep ederek şunları söyledi:

"Böyle bir işin içerisinde istemeyerek düştüğüm için kendimi suçlu buluyorum. Benim o kadar cezaevi hayatım var böyle bir şey görmedim. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum.

Cezaevinden arkadaşım Hakan Saraç’la ara sıra konuşuyorduk. Daha önce de araba satma üzerinden konuşmalarımız vardı. Bir gün arayarak arkadaşlarımız zor durumda Ankara’da misafir edebilir misin dedi. Tamam dedim. Sinan Ateş diye biri olduğunu ben çok sonradan duydum. Daha sonra polislere gerekli yardımlarda bulundum. Bu insanların hiçbirini tanımam etmem. Daha önce irtibatım olmadı. İnanın suçsuz yere yatıyorum, kullanıldım."

Asarkaya’ya sanıkları evinde ağırlaması için ricada bulunan Hakan Saraç da şunları söyledi:

"Bu suçlamaları kabul etmiyorum. Ben 16 yıldır cezaevindeydim. 2022 Ağustos ayında tahliye oldum. Cezaevindeki bir arkadaşım vasıtasıyla Suat Kurt’la tanıştım. Suat Kurt sürekli araba satışı için beni arıyordu. Bir gün 2 katlı birin satışı için beni aradı. Bana ‘ben Ankara’dayım bir gün kalabileceğim bir yer var mı’ diye sordu. Hastası olduğunu, otelde kalacak parası olmadığını söyledi. ‘Zekeriya Asarkaya diye bir dayım var ona sorayım’ dedim. Asarkaya’yı aradım o da müsait olmadığını söyledi. Daha sonra telekonferans yaparak Asarkaya ile Suat Kurt’u konuşturdum. Asarkaya Suat’a numarasını almasını ve kendisini aramasını uygun olursa evinde kalabileceğini söyledi” diyerek suçsuz olduğunu ve beraatini istediğini söyledi.

"PKK’LILARIN GÖRMEDİĞİ İŞKENCELERE MARUZ KALDIM"

Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan Ankara’ya götüren çevik kuvvet polisi Aşkın Mert Gelenbey ise şunları söyledi:

"Eray Özyağcı’yı ben çocuk yaşlardan ablamın ziyarete geldiğim zamanlardan tanırım. Kendisinde telefon numaram mevcuttur ara ara beni arar. Olay gününden bir gün önce Eray Özyağcı ile görüştük. kendisi Beni otoparkta görüştük. Bana Ankara’ya gelmeyi düşünüp düşünmediğimi sordu. Ben de maddi durumumun iyi olmadığını söyledim. Özyapcı bana arabayı ayarlamayı teklif ederek, sen de Ankara’da abini görürsün hem de eğlenirsin dedi. Ankara’ya gelir gelmez ilk abimi aradım. Eray Özyağcı ile yolda sohbet ede ede geldik Ankara’ya ön koltukta. Abimi aldıktan sonra Eray arka koltuğa geçti. O sırada kontrol noktasından geçmiştik. Gece görevden çıkmıştık Murat Can uyuya kaldı. Uyandıramadım. Biz de geri döndük.”

Gelenbey, şu iddialarda bulundu:

“Ankara Cinayet Büro’da çok ağır şekilde işkence gördüm. Bu ülkede PKK’lıya yapılmayan bana yapıldı. İç çamaşırıma kadar soyundurulup soğuk suyla işkenceye maruz kaldım. Doktor yüzümüze bakmadan darp raporu verdi. CMK’dan gelen avukat korkutuldu, işkence gördüm dememe rağmen hiçbir şekilde müdahale etmedi. Söylediklerim çarpıtılarak ifadem hazırlandı. Cumhuriyet Savcısı Ayhan Ay söylediklerimi kayda almadı. O yüzden Savcılık ve Emniyet’te verdiğim tüm ifadeleri reddediyorum. Buradaki ifademin esas alınmasını istiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.”

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Duruşmaya yarın 09.00'a kadar ara verildi. Yarın tanıkların dinlenmesine devam edilecek

İDDİANAME HAKKINDA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraber olduğu Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "sanık" sıfatıyla yer alıyor. 22 sanık "tasarlayarak öldürme", "öldürmeye teşebbüs", "suça azmettirme" ve "suça yardım etme" suçlarından yargılanıyor.

İddianamede; tetikçi Eray Özyağci ile Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un müşterek fail, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettirmek, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ise suça yardım ettikleri gerekçesiyle cezalandırılmaları isteniyor.

Kaynak: Gerçek Gündem

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

‘Milli Eğitim, Andımız kararını 30 gün içinde uygulamak zorunda’ Dev şirket üretimi durdurdu! Maden faciasının 16’ncı günü: İliç’te dokuz işçi halen kurtarılmayı bekliyor İflasa sürüklenen Sri Lanka karıştı: Bakanların evlerini yaktılar, eski Başbakan zor kurtuldu!