Skandallarla gündeme gelen Kızılay'ın bağışçılardan topladığı plazmaları yurt dışına gönderdiği, bu konuda 4 yıl önce verilen soru önergesine ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yanıt vermediği ortaya çıktı.
Konuyu ilk kez gündeme getiren İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Bakan Koca'nın yanıtlaması istemiyle TBMM'ye sunduğu önergede, bakanlık, SGK ve Kızılay'ın ortaklaşa yürüttüğü Plazma Fraksiyonu Projesi' hatırlatarak plazmadan üretilen ürünlerin temini için açılan ihaleyi hangi firmanın kazandığını sormuştu.
‘SORU ÖNERGESİNE YANIT ALAMADIM’
Öztürk'ün verdiği önergede ihaleyi alan firmanın toplanan kanlardan ilaç üretmesi gerektiği buna karşın firmanın üretim merkezleri açmadığı belirtilmişti.
Önergede ayrıca, “Üretim merkezini açmadığı ve yerli bir firmanın ürettiği kan ürünlerinin ruhsatını kendi üzerine alarak SGK aracılığıyla hastanelere dağıttığı iddiası doğru mudur?” sorusunu yöneltmişti.
Öztürk SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada verdiği soru önergesine bakanlıktan hala bir yanıt alamadığını belirterek, “Kızılay'daki bu gelişmeleri o zaman gündeme getirmiştim. Bir takım duyum ve iddiaları soru önergesinde bakana sormuştum. Fakat üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen önergeme henüz bir yanıt alamadım” diye konuştu.
‘BIRAKIN FABRİKAYI LEBORATUARI BİLE YOK'
Öztürk, 2021 yılında TBMM'de gerçekleşen bütçe görüşmeleri sırasında söz alarak plazma konusunu yeniden gündeme getirmişti. Genel kurulda konuşan Öztürk, şunları söyledi:
“Proje kapsamında, Kızılay'ın topladığı ancak kullanılmayan kanlar ham madde olarak değerlendirilecek, sağlık alanında Türkiye’nin en önemli ithalat kalemlerinden olan kan ürünleri millileşecekti.
Proje duyurulduktan sonra 18 firma üretime talip oldu. Kriterlerin açıklanmasından sonra da şartlar değiştirilerek sayı 2’ye düşürüldü ve ihale, en iyi teklifi verdiği söylenen ancak ihale dokümanında en az beş yıllık ilaç üretim deneyimi olması gerektiği vurgulanmasına rağmen bu sektörde hiçbir yatırımı ve deneyimi olmayan bir firmaya verildi.
Firma, proje ortaklarıyla 2 ayrı sözleşme yaptı. İhaleyi alan şirketin bırakın fabrikayı, Türkiye’de laboratuarı bile yok. Ama şirketin Almanya’da kan ürünleri ithalatı yapan bir ortağı var. Yandaş firmamız sayesinde, onların aracılığıyla Kızılay'dan toplanan plazmaları yurt dışına deneme üretimi ve testlerin yapılacağı bu laboratuarlara göndermeye başlıyoruz”
‘VATANDAŞIN DNA'SI ALMANYA'YA GÖNDERİLDİ'
Öztürk konuşmasını şöyle sürdürmüştü:
“Asıl sıkıntı kanımızın, DNA verilerimizin, genetik kodlarımızın bir yandaşı ihya etmek adına yurt dışına çıkarılması. Bu iktidardan, işini yapmaya çalışan, alınlarından öpülecek müfettişlerimiz var; bu durumu tespit edip uyarıyorlar.
Yerli bağışçıdan toplanacak plazmanın yanı sıra tam kan test tüplerinin de yurt dışı firmalara gönderildiği anlaşılmıştır. Kanların Almanya’ya gönderilmesi DNA bilgileri açısından risk yaratmaktadır.
Özellikle vatandaşımızın genetik, biyo güvenlik verileri zahmetsizce yabancı ülkelerin bilgisine sunuldu. Sözleşme süresi beş yıl, sözleşmeye konu kan ünitesi yılda 5 milyon ünite; 25 milyon ünite kanın yurt dışına çıkarılması Anadolu’daki insanımızın DNA profilini çıkarmak için fazlasıyla yeterlidir.
Genetik haritalarımızın yabancı ülke kurum ve kuruluşlarının eline geçmesinde, bize ait ve yaşamsal önemi bulunan biyolojik verilerin ifşa edilmesinde nasıl bir kamu yararı vardır?”
Sözcü