Yetkin, Soylu'nun suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatarak, "Bakanın suç duyurusunun ardından bile savcılar tereddütte kalıyorsa SoyluPeker kavgasının 'büyük temizlik' ile sonuçlanacağını ummak saflık olmaz mı?" düşüncesini dile getirdi.
Yetkin yazısında, "AK Parti hükümetinin, hatta daha önceki krizlerde açık tavrını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan yana koyan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dahi bu son krizde Soylu’ya adeta 'Ne halin varsa gör' suskunluğu içinde olmasına rağmen tanık olduklarımız SoyluPeker kavgasının ötesinde.
Uluslararası uyuşturucu ticareti, uluslararası planda kara para aklama, Kriptopara dolandırıcılığı gibi iddiaların havada uçuştuğu bir sahnenin ne SoyluPeker polemiğiyle ne AK Partiyle ne hükümet ve ne de sadece Türkiye sınırlarında kalması mümkün zaten. Zaten Peker’den sonra 19 Mayıs akşamı TRT’de konuşan Soylu da iddia konusu bağlantıların uluslararası nitelikte olduğunu söyledi." ifadesini kullandı.
Yetkin şunları kaydetti:
"Peki, Peker hakkında bu saldırı nedeniyle soruşturma başlatıldı mı? Hayır, henüz o da yok. Herhalde bir suç unsuru yoktur, bizim de Soylu gibi “Savcıların elini tutan mı var?” diye sormamızda. Bakanın suç duyurusunun ardından bile savcılar tereddütte kalıyorsa SoyluPeker kavgasının “Büyük temizlik” ile sonuçlanacağını ummak saflık olmaz mı?
Diyebilirsiniz ki, TBMM ne güne duruyor? Açılır bir Meclis soruşturması, orada hesaplaşılır. Daha dün, önceki Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan hakkında, kendi bakanlığına kendi şirketinden, üstelik başka yerlere sattığından fazla fiyata mal sattığının araştırılmasını isteyen muhalefet önergesi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
Bu Meclis kompozisyonundan bu kadar köklü soruşturma beklemek fazla iyimserlik olmuyor mu? Siyasi irade olmadan temizlik zor. Diyoruz ya, hukuk geriledikçe, hukukdışılık baskın hale geliyor. Özetle, bu iş sadece SoyluPeker kavgası değil. Ama SoyluPeker polemiği sayesinde pek çok kirli çamaşır ortaya dökülüyor. İzlemeye devam ediyoruz."