Türkiye'de yüksek enflasyon ve TL'deki değer kaybıyla düşen alım gücü düşük ücretle çalışmayı ve yaşamayı yaygınlaştırıyor. En düşük emekli maaşını 7.500 liraya yükselten yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte 8.8 milyon emekli bu parayla geçinmeye çalışacak. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile beraber emekli aylığı 7.500 lira olanların sayısı da 15 milyonu aşacak.
AKP iktidarı, seçimlere kısa bir süre kala yaptığı düzenlemelerle seçmenin gönlünü almaya çabalasa da milyonlarca çalışanın kaderi yoksullukta eşitlenmek oldu. Geçim derdi sadece 15 milyon emeklinin sorunu değil. Milyonlarca çalışan da aynı kaderi paylaşıyor.
AÇLIK SINIRININ ALTINDA
DİSKAR raporuna göre 31.8 milyon kişinin istihdam edildiği Türkiye'de çalışanların yarısından fazlası 8.506 lira asgari ücret ve ona komşu ücretlere çalışıyor. Yani yaklaşık 16 milyon çalışanın geliri asgari ücret seviyesinde. Türkİş'in verilerine göre açlık sınırının 9.590 lira olduğu dikkate alındığında yaklaşık 24.7 milyon kişi açlık sınırının altında geçim mücadelesi veriyor. Kayıt dışı çalışan ve asgari ücretin altında ücret alanlar da bu hesaba katılınca vatandaşların yarısından fazlasının geçim sıkıntısı çektiği görülüyor. Büyük bir ekonomik kriz içinde olan Türkiye'de ciddi bir bölüşüm sorunu yaşandığını söyleyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Emeğin, çalışanların, ücretli kesimlerin milli gelirden aldığı pay dramatik biçimde azaldı. 2019'da yüzde 32 olan emeğin payı yüzde 25'lere geriledi” dedi.
EMEĞİN PAYI YÜZDE 25'E DÜŞTÜ
Türkiye'de gelir yükseltme değil, yoksullukta eşitlemenin söz konusu olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “Gelirin hakça paylaşılması, adaletli ücret ve vergi politikalarına ihtiyaç var. Gelir dağılımı bozukluğunun ortadan kaldırılması gerekli. Bu da gerçek bir demokrasiyle mümkün” diye konuştu.