Suriye iç savaşı, tarihteki en büyük mülteci akınlarından biriyle sonuçlandı. Savaş sonrası 5,6 milyon Suriyelinin yüzde 65’i (3,6 milyon) Türkiye’ye göç etti. Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre 3 milyon 158 bin.
EN ÇOK SURİYELİ İSTANBUL’DA
Suriyelilerin yüzde 70’inden fazlası kadın ve çocuklardan oluşuyor. Yaş ortalamaları ise 22. En çok Suriyeli İstanbul’da yaşıyor. 530 bin Suriyelinin yaşadığı İstanbul’u sırasıyla 428 bin Suriyelinin yaşadığı Gaziantep, 285 binle Şanlıurfa takip ediyor. Hatay ve Adana da geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin en çok tercih ettiği illerden. Geçici korumayla Türkiye’de olan Suriyelilerin sayısı 3 milyon 158 bin olarak kaydedilse de kayıtsız, kaçak olarak Türkiye’de yaşayanlar da var. Tam sayı bilinmemekle birlikte birçok kişiye göre açıklananın iki katı kadar Suriyeli, Türkiye’de bulunuyor.
“YARDIM SADECE KIZILAY’DAN ”
Sığınmacı dosyasının ikinci bölümünde Suriyelilerin yaşadığı mahallelere girdik. 6 senedir Tarlabaşı’nda yaşayan Muhammed Gines, Halep’teki evlerine roket düşmesinden sonra tüm ailesini kaybeden ve Türkiye’ye gelen Suriyelilerden biri. En önemli probleminin iş bulamamak olduğunu belirten Gines, “Arıyorum ama kimse kabul etmiyor beni. Harçlık için çalışmak istiyorum. Bu kadar. Fazla para istemiyorum yani” dedi. Devletin bir kurumunun para verip vermediğini sorduğumuzda ise yanıtı şu oldu: “Yok vermiyor. Sadece Kızılay’dan destek alıyoruz.”
GİTMEK İSTİYORDUM GEÇ KALDIM
Sufuk ise tezgahtarlık yapıyor. 2013’ten beri İstanbul’da. Kurtuluş’ta yaşıyor. Sufuk, özellikle ırkçılıktan şikayet etti: “Irkçılık var, yaşadık mı yaşadık. İyi insanlar var kötü de var. Bizde de var sizde de var.”
Sufuk, asgari ücretle çalışıyor. Fazla satış yaptığında prim alıyor. Suriye’de petrol mühendisliği okuyordu ama burada üniversiteye devam edemedi: “Burada mühendislik okumak için 3 bin dolar alıyorlar. Yapamadım. Nasıl yaşayacaksın, ne yiyeceksin? Yapamadım sonuçta.”
Sufuk, Avrupa’ya gitmek istediğini fakat bunun için de geç kaldığını düşünüyor.
BATI ÖVÜYOR, VATANDAŞ TEPKİLİ
Suriyeliler Aksaray, Esenyurt, Beyoğlu birçok yerde de restoran, market gibi işletmeler açmış durumda. Geçici değil artık bu mahallelerde kalıcılar.
Batı da Erdoğan’ın göç politikası ve geri kabul anlaşmasını övgüyle karşılıyor. Son olarak Macaristan Başbakanı Viktor Orban, “Erdoğan Avrupa kıtasını kurtardı” ifadelerini kullanmıştı. Batı, Erdoğan’ı övüyor fakat vatandaşlar duruma tepkili.
Aksaray’da mikrofon uzattığımız Fesih Oduncu, özellikle bu bölgede kendilerinin yabancı kaldığını belirterek “Onlar burayı işgal etmiş gibi. Şu anda Aksaray bölgesi onlarda. Biz yabancı kaldık. Gönderilmeliler bence. Benim insanlarım burada aç perişan gezerken her tarafı aldılar” dedi.
“TÜRKLERİN DÜKKANI KALMADI”
Aksaray’da yaşayan Bahadır Kabakçı “Şu an burası küçük Arabistan gibi” ifadelerini kullandı. “Bizim kültürümüz farklı, onların kültürü farklı” diyen Kabakçı, “Durumu görüyorsunuz Türk dükkan bile kalmadı. Otelleri bile Araplar almış. Gönderiyoruz diyorlar ama İstanbul’dan alıyorlar Antep’e götürüyorlar, Mardin’e götürüyorlar. Onlar da geri geliyorlar” diye konuştu. Kabakçı, “Kiraları da bu durum arttırıyor. Zaten ekonomik durumumuz belli” dedi.
İstanbul Valiliği, geçen yıl ekim ayında bir açıklama yapmış, İstanbul ili dışında kayıtlı olmasına rağmen İstanbul’da ikamet eden geçici koruma kapsamındaki Suriyelilere süre tanımıştı. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da benzer bir uygulamayı 2019’da yapmıştı. Fakat Suriyeliler kayıtlı oldukları illere gitse de İstanbul’a dönebiliyorlar.
“İKTİDAR BUNUN FARKINA VARACAK”
Bir vatandaş, motokuryelerin bile Suriyeli olduğuna değinirken Kadri Yürek şunları söyledi: “Bence bir an önce onları göndermeleri lazım. Çünkü gidip bir ev kiralıyoruz, ev bulamıyoruz onların yüzünden. Bir emlakçıya giriyoruz en az 2030 tane yabancı var, ev istiyorlar. Gönderseler çok güzel olur. Adım atılmıyor. Hastaneye gidiyorsun hepsi onlar. Olsunlar ama bir yere kadar.”
Ali Şahin de “Mültecilerden bıkmışız artık yapacak bir şey yok” dedi ve şöyle devam etti: Yapılan büyük yanlış. İlk sandıkta halk bilinçliyse iktidar bunun farkına varacak. Her tarafta varlar artık.
Suriye Türkmen Meclisi eski Kurucu Başkanı Samir Hafez ile de konuştuk. Hafez, yaş büyüdükçe Türkçe öğrenme ve entegrasyonun zorlaştığını söyledi: “1015 yaşındakiler Türkçe’ye oldukça hakim. Çocuklar birbiriyle sadece Türkçe konuşuyor. Sadece evde, babalarıyla Arapça konuşuyorlar. Bazılarını Türklerden ayıramıyorum bile. 25 yaşından sonrakiler zorlanıyor tabii ki. 50 yaşından sonra çok çok zor. O yaştakiler markete çocuklarıyla gidiyorlar. Öğrenme imkanları yok. Türkiye’de onlara bedava bir eğitim verilmedi. Yeni jenerasyon artık Suriye’deki sıkıntıyı sadece babalarından duyuyor. Tamamen entegre olmuş durumdalar. Dertleri de üniversite, okul ve iş. Türklerle aynı aslında. Eğitimsiz gelenler ise sıkıntılı. Örneğin 10 yaşında gelmiş, Türkiye’de bir yerde okuyamamış olanların iletişimi de çok zayıf oluyor. Şu anda 58 bin Suriyeli üniversitelerde okuyor. Geçen sene bu rakam 19 bindi. Suriyeli gençlerin en büyük sıkıntısı üniversite paralarını ödeyememek.”
Tarlabaşı’nda sığınmacılara ve kimsesizlere yardım eden Mehmet Yeralan ise özellikle sağlık konusunda sıkıntı çektiklerini dile getirdi:
“Sağlıktan sonra da en büyük sorunlar arasında dil sorunu geliyor. Vakıf üzerinden tedavilerini yaptırmaya çalışıyoruz. Ama binlerce tüberküloz hastası götürdük. Kimisini kaybettik. Burada bir dayanışma ağı geliştirdik.”
Yeralan, yakalanma sayılarının çok arttığını belirterek “Artık evinden çıkamayanlar var. Mesela bir örnek söyleyeyim, anneyi yakalayıp göndermişler bebek burada kalmış. Ülkemize alıyorsak o zaman sahip çıkacağız” dedi.
İsmini paylaşmayan başka bir Suriyeli kadın ise midyecilik yapıyor. Günlük 300 lira aldığını belirten Suriyeli, “Dil bilmediğim için eşimi hastanede tedavi ettiremiyorum. 10 bin lira kira ödüyorum. Yaşamak çok zor” diye konuştu.
Sözcü