– 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında İl Müdürlüklerine aktarılan tutarların kentsel dönüşüm hizmetleri kapsamında kullanılıp kullanılmadığına ilişkin bir kontrol mekanizması olmadığı görülmüştür.
– İl müdürlükleri her ay kentsel dönüşüm kapsamında yapılması öngörülen harcamalar için Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğüne yazı ile nakit talebinde bulunmakta ve ihtiyaç duyulan nakit tutarları illerin muhasebe birimleri nezdindeki banka hesaplarına gönderilmektedir. Yapılan incelemede, gönderilen nakit tutarlarının iller tarafından kanun kapsamında ve kentsel dönüşüm çerçevesindeki ihtiyaçlar için kullanılıp kullanılmadığına ilişkin bir denetim sisteminin olmadığı, gönderilen nakit tutarlarının hangi alanlarda kullanıldığının kontrol edilmediği anlaşılmıştır.
– Bu husus il müdürlüklerine bir serbesti yaratmakta ve nakit tutarlarının kentsel dönüşüm amaçlı kullanılıp kullanılmadığı noktasında belirsizliğe yol açmaktadır. Sonuç olarak, bundan sonra il müdürlüklerine yapılacak nakit aktarımlarının, kentsel dönüşüm kapsamında kullanılıp kullanılmadığına dair bir kontrol mekanizmasının oluşturulması gerektiği düşünülmektedir.
BELEDİYELER İÇİN KONTROL MEKANİZMASI YOK
Ayrıca belediyelerinin de yükümlülüklerini gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin bilinmediğinin belirtildiği raporda, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında uygulama yapan belediyelerin, Kanun’un 7'nci maddesinde hüküm altına alınan yükümlülüklerini, yerine getirip getirmediklerinin takip edilmediği ve bunu sağlamaya yönelik bir kontrol mekanizmasının kurulmadığı görülmüştür. Yapılan incelemede, 6306 sayılı Kanun kapsamında uygulama yapan belediyelerin, yükümlülüklerini, yerine getirip getirmediklerinin takip edilmediği ve bunu sağlamaya yönelik bir kontrol mekanizmasının kurulmadığı görülmüştür” denildi.
YILLARDIR UYARI GELİYOR, DİKKATE ALMIYOR
Sayıştay denetçileri, 2019, 2020 ve 2021 yıllarındaki raporlarda da aynı uyarıyı yaptıklarını hatırlatıp, “Söz konusu hususlar hakkında herhangi bir gelişme kaydedilmediği görülmektedir. Gerekli kontrol mekanizmalarının kurulmamasının, belediyelerin yatırıma ilişkin yıllık bütçelerinin yüzde beşi ile tahsil edilen harç gelirlerinin yüzde ellisinin, Kanun’da öngörülen uygulamalara ayrılıp ayrılmadığının takibinin yapılmasını zorlaştırdığı değerlendirilmektedir” ifadesini kullandı.
YABANCI ARAÇ SALTANATI
Raporda ayrıca Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarındaki taşıt kiralama ihalelerinde doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde kullanılan Pazarlık 21 B maddesinin kullanıldığı, araç kiralama ihalelerinde belirli marka ve modeli işaret eden araçların işaret edildiği ve rekabetin engellendiği belirtildi.
Ayrıca hizmet alımı suretiyle kiralanan araçların yabancı menşeli olduğunun vurgulandığı raporda, Taşıt Kanunu hatırlatıldı, “Hibe dâhil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek veya stationwagon cinsi taşıt edinilemeyeceği ifade edilmiştir. Genel hizmetlerde kullanılmak üzere kiralanan binek ve stationwagon araçların yabancı menşeli araç olmaması gerekmektedir” denildi.
Sözcü