Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da hayatını kaybettiği silahlı saldırıya tepkiler sürüyor. Çok sayıda Ülkücü MHP yönetiminin günlerce sessiz kalmasına tepki göstererek partiden istifa etmişti.
Ünlü iş adamı Mustafa Can, Sinan Ateş cinayetini farklı bir açıdan değerlendirdi. Cinayeti Atatürk gerçeğini görmüş bir ismin susturulması olarak niteleyen Can, “Sinan'ın katledilmesinin ardından en çok konuşması beklenenlerin susması, "oh olsun" demesi beklenenlerin cinayeti araştırmaya başlaması derin girdaplı günlerin bizi beklediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Mustafa Can’ın Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar şöyle:
Kurdu çakallara boğdurmak!
Türk ve Türklüğü, 100 yıl sonra yine ağır saldırıdan kurtarabilecek tüm olasılıkların susturulduğu bir döneme giriyoruz.
Kah "başarısız" olması planlanan siyasi parti kurdurarak umutları kırıyorlar kah sokak ortasında can alarak...
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in katledilmesini de "Atatürk gerçeğini" görmüş bir ismin susturulması olarak değerlendiriyorum.
Kendisinin "Cumhuriyet Dönemi Din Politikası ve Din Siyaset İlişkisi 19461960" başlıklı doktora tezini okuduğunuzda inançlı bir insan olmasına rağmen konuya tam bir tarafsızlıkla yaklaştığına şahit oluyoruz.
Kendisinin sergilediği çağdaş ve laik milliyetçi tavır aslında büyük Atatürk'ün de işaret ettiği gençliğin ta kendisi, okuyan araştıran ve sorgulayan+
Konulara ve olaylara kendisinden beklenen "şartlanmış küfürle" değil akıl ve bilimle yaklaşabilen Sinan Ateş kardeşimin hedef olmasına kahrolduk ama ne yazık ki şaşıramadık.
Sinan'ın katledilmesinin ardından en çok konuşması beklenenlerin susması, "oh olsun" demesi beklenenlerin cinayeti araştırmaya başlaması derin girdaplı günlerin bizi beklediğini gösteriyor.
Ülkü Ocakları Başkanlığı döneminde arayıp tebrik etmiştim. Mutlaka buluşacaktık ama pandemi vs. derken bir türlü kısmet olmadı.
Ateş'in 15 aylık başkanlığı boyunca büyük ve küçükler için ayrı ayrı Nutuk dağıtması bile aslında bu coğrafyada barış içinde yaşamanın şifresini keşfettiğini gösteriyordu.
Yeni Akit gazetesinin gerici yazarı Niyazi Birinci'nin Atatürk aleyhine çıkışına "Türk milleti için koronavirüs kadar tehlikeli bir şey varsa o da Türk tarihine, Türk kültürüne, Türk büyüklerine ve Atatürk'e karşı düşmanlık eden cemiyet mikroplarıdır" cevabını verebilecek kadar babayiğit olan Ateş'in "bir lider hasta ise yerine bir planın olması gerekir" ifadesi ile Türklük davasında devamlığa işaret etmesi görevden alınmasına neden olacak bir suç içeriyor mu?
Gerçek şu ki, Sinan Ateş yaşadıkça birileri fikren ölecekti. Çözümü bir bedeni susturmakta buldular
O'nu katledenler ve iki kız çocuğunu babasız bırakanlar Yunus Emre'nin şu sözlerini asla anlayamayacaklar : "Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil"
Sinan'ın canı bize emanettir!
Yeniçağ