Bugün Türkiye’de piyasalar, bir kez daha Merkez Bankası’ndaki (TCMB) görev değişiklikleriyle sarsıldı.
Gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile TCMB’de faiz kararlarının alındığı kurul olan Para Politikası Kurulu’nun (PPK) üç üyesi görevden alındı.
Reuters, Bloomberg ve Financial Times, görevden alma hamlesinde geçen ayki faiz indirimi kararına muhalefet olduğuna işaret etti.
Kararla birlikte dolar/TL’de 9,18’lik yeni zirve görülürken, bundan sonra faizlerde ve kurlarda seyrin ne olacağı, 23 Eylül’de politika faizini yüzde 19’dan yüzde 18’e çeken TCMB’nin 21 Ekim’deki toplantısından ne çıkacağı merak ediliyor.
Dolar/TL bu yılın şubat ayında 6,90’a kadar gerilemiş, eylül ayına 8,29 seviyesinden başlamıştı.
23 Eylül’deki toplantıdaki faiz indirimini önceden öngören az sayıdaki ekonomistten olan HSBC Portföy Yönetim Başekonomisti İbrahim Aksoy, bugünkü bültende “Merkez Bankası'ndaki değişikliklerden önce, TL'de son haftalardaki değer kaybı nedeniyle, 21 Ekim'deki PPK toplantısında 50 baz puanlık sınırlı bir faiz indirimi bekliyorduk. Fakat HSBC Portföy Yönetimi olarak bu sabahki değişiklikler sonrasında PPK'nın 100 baz puan indirime gideceğini değerlendiriyoruz” dedi.
“2020'de Merkez Bankası'nın reel politika faizini kendi enflasyon tahminine odaklanarak yüzde 4.5 puana kadar düşürmesini göz önünde bulundurarak TCMB'nin faiz indirimlerine devam edeceğini öngörüyoruz” diyen Aksoy, TL'de değer kaybının devam etme olasılığı yükselmiş göründüğüne işaret etti.
23 Eylül’deki faiz indirimini önceden öngören ekonomistlerden bir diğeri olan Işık Üniversitesi’nden Doç. Dr. Evren Bolgün, piyasada ortalamada 50 baz puanlık faiz indirimi beklendiğini ancak döviz kurlarındaki artıştan dolayı TCMB’nin 21 Ekim toplantısında faizi sabit tutup, indirime kasım ve aralıkta devam edebileceğini dile getirdi.
Sozcu.com.tr’ye konuşan deneyimli ekonomist, 23 Eylül’de olduğu gibi 21 Ekim’de de 100 baz puan faiz indirilmesi durumunda kurun yükseliş hızının artacağı uyarısında bulundu.
Dolar/TL’de gelecek haftaki TCMB toplantısı öncesinde 9,30 seviyesine yaklaşılabileceği tahmininde bulunan Bolgün, 100 baz puanlık indirim durumunda kurun hızla 9,50’lere yaklaşabileceğini belirtti.
Dolar/TL’nin 1 ay vadeli işlemde 9,32, 3 ay vadelide 9,60, 1 yıl vadelide 11,25 olduğuna dikkat çeken Bolgün, kur söz konucu vadede kesin buraya çıkacak denilemese de bu rakamların kurun yönüne dair fikir verdiğini belirtti.
Yurt dışında rüzgarın sert estiğini, ABD tahvil faizlerinin yükseliş eğiliminde olduğunu, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) gelecek ay varlık alımları azaltmaya başlayıp temmuzda bitirmeyi planladığını, TCMB’nin çekirdek enflasyona bakıp faiz indiriyorum diyecek konfor alanının bulunmadığını belirten Bolgün, “Dünyada rüzgar sert eserken, birçok ülkede faiz artışlarına gidilirken ve Türkiye’de kur ve enflasyon bu seviyelerdeyken politika faizinin 100 baz puan daha indirilmesi ateşe benzin dökmek olur” dedi.
Mevcut iktidarın ve ekonomi yönetiminin kur ve enflasyonu önemsemeyip ekonomik büyüme ve ihracatı öne çıkardığını belirten Bolgün, bu modelin sürdürülebilir olmadığını, 450 milyar dolarlık dış borç dikkate alındığında kurdaki artışın Türkiye’ye maliyetinin çok yüksek olduğunu dile getirdi.
Hollanda merkezli Monex Europe’un döviz piyasası analisti Ima Sammani, son gelişmeler göz önüne alındığında, yatırımcıların önümüzdeki aylarda faizin daha fazla indirilmesine göre pozisyon alacağını dile getirdi.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Sammani, reel faizin zaten negatif bölgeye çekilmesi, döviz kurundaki artış ve enerji maliyetleri nedeniyle önümüzdeki aylarda enflasyonun zaten artmasının beklendiğini, son kararın TL’deki sorunları büyüteceğini belirtti.
Öte yandan, TCMB’nin politika faizi, kur ve enflasyon beklentilerini artırdığı için piyasa faizleri yükseliyor. Hükümetin seçim öncesi ekonomiyi canlandırma ve borçlu şirketlerin işlerini döndürebilmesi gerekçesiyle istediği düşük faiz ortamı da oluşmuyor.
Eylül başında yüzde 16,98 olan 10 yıl vadeli Hazine tahvili faizi, bugün yüzde 19,79’u gördü.
Türkiye’nin kredi risk primi de 450 puanı aşarak 6 ayın zirvesine yükseldi.
Bu durum, hem özel sektörün hem de devletin borçlanma faizlerinin artması anlamına geliyor. Politika faizlerinin hızlı düşüşü TL mevduat faizlerinde düşüşü getirse de kredi faizlerinde istenen düşüş, riskte ve enflasyon beklentilerindeki artış nedeniyle gerçekleşemiyor.
https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/faizvedolarnereyegidecek6706851/