Türkiye’de özellikle son yıllarda alınan tartışmalı yargı kararları hem ülke içinde hem de uluslararası arenada tepkilere ve prestij kaybına neden oluyor.
Worl Justice Project’in 2020’deki Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre hukukun üstünlüğü konusunda 128 ülke arasında 107’inci olan Türkiye, 2021 endeksinde 139 ülke arasında 117’inci oldu.
Gelinen nokta, halkın adalete olan güvenini neredeyse sıfırladı. Vatandaşların büyük çoğunluğu alınan bazı yargı kararlarının siyasi olduğunu, iktidarın baskısıyla elde edildiğini düşünüyor.
Bağımsız yargının öneminin her geçen gün arttığı günümüzde, bu alanda yaşadığımız gerileme; ekonomi başta olmak üzere birçok alanda büyük krizler yaşamamıza da neden oluyor.
Biz de İstanbul Mecidiyeköy’de yurttaşlara mikrofon uzattık, “Son günlerde, son aylardaki gelişmeler adalete güveninizi artırdı mı azalttı mı?” diye sorduk.
Verilen yanıtlar şöyle oldu:
“BU KARARLAR, DURUMUN VEHAMETİNİ GÖSTERİYOR”
Hüseyin Özersoy: “Adalete olan güvenim azaldı. 6 yaşındaki çocuğa sistematik tecavüzün davasının baskılar sonucu hızlandırılmış olması, İmamoğlu hakkında verilen karar, durumun vahametini gösteriyor. 6 yaşındaki çocuğa sistematik tecavüzü skandalında çok daha etkin, çok daha hızlı ve kamuoyunun vicdanını rahatlatacak bir soruşturmanın şeffaf bir şekilde yapılmasını beklerdim. İmamoğlu’nun davası ile ilgili gösterilen gerekçe rasyonellikten uzak. İddianame çok zayıf… Mahkeme başkanı değiştiriliyor… Böyle olmaz. Böyle gidemez.”
“İMAMOĞLU’NUN, ERDOĞAN’IN YAŞADIKLARINI YAŞAMASINI İSTEMİYORUM”
Zeynep Özgür: “Özgür yaşamamız lazım. Zamanında Cumhurbaşkanımıza da bir haksızlık yapılmıştı, biz o haksızlığın da karşısındaydık. Aynısını Ekrem İmamoğlu’nun yaşamasını istemiyorum. Neden istemedim? Çünkü özgür… Halk seçti, biz seçiyoruz. Kararı duyunca bir insan olarak üzüldüm. Cumhurbaşkanımıza da çok üzülmüştüm. Herkesin özgürce konuşması lazım.”
“YAZIK GÜNAH”
Gülbeyaz Özer: “Bu soruya sadece böyle bir yanıt verilir: Azalttı. Verilen kararlar hiç adaletli değil. Yazık günah. Önce baştakileri bir elemek lazım. O meclisteki birçok kişinin tamamen çıkarılması lazım. Anca öyle düzelir.”
“BU MU ADALET?”
Ekrem Özoğlu: “Adalet diye bir şey yok. Yargılayan kişiler vicdanlı olacak, aklı başında olacak, kimsenin etkisi altında kalmayacak. Bu mudur adalet? Yapılan şeyler doğru mu?”
“BU KARARLAR YÜZÜNDEN TÜRKİYE’DE YAŞAMA DÜŞÜNCEM KALMADI”
Berkay Alkanoğlu: “Adalete güvenim kalmadı. Güven sıfır. Türkiye’de yaşama düşüncem kalmadı bu kararlardan dolayı.”
“80’Lİ YILLARI ARAR OLDUK”
Ayla Çakır: “Adalete olan güvenim sıfır. Görünen köy klavuz istemez. Her şey ortada. Görüyoruz savcılarımızı, hakimlerimizi, siyasetçilerimizi… Alınan kararlar siyasi. Çok üzülüyorum. 1980’li yılları arar oldum. Mutluyduk hiç olmazsa. Şimdi herkes mutsuz.”
“ERDOĞAN KENDİ SİYASİ SONUNU HAZIRLADI”
Zikri Yorganlı: “Hak, hukuk, adalet yok. Alınan bu kararlar kesinlikle siyasi. (İmamoğlu davasına ilişkin) Erdoğan (siyasi olarak) kendi sonunu hazırladı bunu yapmakla.”
“HAKARET ETTİ, YANINA MI KALSAYDI?”
Hasan Fidan: “Adalete her zaman güvenimiz var. Başka şansımız mı var? (İmamoğlu) Hakaret etti kardeşim. Hakaret etti yani, yanına mı kalsın? Erdoğan’ın yolundan gidiyor… Bu kararlar siyasi değil. Öyle yansıtılıyor. Herkes ucundan bir şey koparmaya çalışıyor.”