Elazığ Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Sezer, kentte 100 bin lira maaşla çalıştıracak çoban bulamadıklarını belirterek, "Hayvancılık bitme noktasındadır. Gençlerimiz bu işe hevesli değil. Kırsalda kimse kalmadı. Yetiştiriciler olarak mera ve çalışan eleman istiyoruz” dedi.
Yaz aylarının gelmesiyle hayvancılıkla geçinen aileler ile çiftçiler, yayla ve meraların yolunu tutmaya hazırlanıyor.
Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Sezer, hayvan yetiştiricilerinin, 1 Mayıs ve 1 Haziran arasında çevre illerdeki mera ve yaylalara yaya gidilmesinin valilik kararıyla yasaklandığını belirtti.
Sezer, "Küçükbaş hayvancılık içeride olmaz. Elazığ Valiliği'nin yayınlamış olduğu bir kararname var, 'Küçükbaş hayvanlar yaylaya yaya gitmeyecek' diye. Biz göçer hayvancılık yaptığımız için mecburen dışarıya yaya gitmek zorundayız. Gittiğimiz yaylalar da 1 ay sonra açılacak. 1 ay bizim için büyük bir zamandır. Bu 1 ayı yolda geçirerek yaya gitmemiz lazım. Bunun da önünü kapatmışlar. Elazığ, Tunceli, Bingöl, Muş ve Erzurum'a yaya gidişlerini kapattıkları için zor durumdayız. 1 Mayıs'tan 1 Haziran'a kadar küçükbaş hayvanlar, Elazığ'da iklimsel şartlardan dolayı kalamıyor" dedi.
Hayvancılığın bitme noktasına geldiğini belirten Sezer, "Şu an çoban bulamıyoruz, daha doğrusu yetişen bir eleman bile bulamıyoruz. Gerekirse mültecilerin de Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bünyesinde yetiştirilip, tarım ve hayvancılığa eleman olması için devletimize çağrıda bulunuyoruz. Çoban olmayınca hayvancılık yapamayız. Şu an hayvancılık zor durumda, bitme noktasındadır. Sağım hayvan çobanını 100 bin liraya kadar bulamıyoruz. Vasıfsız birisi bile 60 bin liradan başlayıp 100 bin liraya kadar kazanır, ancak bulamıyoruz. Bu da bizi zor durumda bırakıyor. Hayvancılığı bırakma noktasına geldik. Devletimizin bu sektöre bir el atması lazım, kırsalda insanları tutmamız lazım. Kırsaldaki insanı tutmazsanız, ülke zor durumda kalır. Şu an çoğu hayvanlarımızı sattık, bitme noktasına geldi. Böyle giderse büyükbaşta şu anda nasıl ki dışarıya bağlı kaldıysak, küçükbaşta da dışarıya bağlı kalacağız. Bunların başlıca sebeplerinden biri çoban, biri de mera sorunudur. Meralar bize kullandırılmıyor. Meralarımız var ama kullanamıyoruz" diye konuştu.
Hayvanlarının otlatılabilmesi için meralara da ihtiyaç duyulduğunu belirten Sezer, şöyle konuştu:
"Buradan cumhurbaşkanımıza, bakanımıza, ilimiz siyasilerine, yetkililere sesleniyorum. Biz zor durumdayız. Yasaklarla hiçbir yere varamayız. Gençlerimiz zaten bu işe hevesli değil. Hayvancılığı sevdirmemiz için bir güzergah belirleyip, gerekirse dışarıdan da çoban getirip onu eğiterek üreticiye vermek gerekiyor. Şehir merkezinden dışarıya kimse gitmiyor. Biz kırsalda insanları nasıl tutarız, onun hesabını yapmamız lazım. Şu an biz kırsala et ve sütü şehirden götürüyoruz. Eskiden köyden şehre bir akrabamızın yanına gelirken, bir bidon süt ya da bir kova yoğurt ile gelirdik. Maalesef şu an biz köylere yoğurt ve süt götürüyoruz. Kimse kırsalda kalmadı. Herkes şehre özentilik yaptı. Devletimizden yetiştiriciler olarak hayvanlarımızı otlatacak mera, çalışan eleman istiyoruz."
Sezer'in açıklaması sonrası sosyal medyadan da tepki yağdı. Sosyal medya kullanıcılarının yorumları şöyle oldu:
* Hayvancılık çok güzel gidiyor değil mi? Bir tek sorun çoban öyle mi?
* Ülkede hayvancılık bitiyorsa bu hükümetin yıllardır kasıtlı yaptığı ithalata dayalı tarım hayvancılıktır. Bölgenizde halk eğitim merkezinde çoban eğitimi açın.
* Her sokak başına üniversite açıp zorunlu eğitimi de 12 yıla çıkarırsanız çoban bulamazsınız ama milyonlarca işsiz üniversite mezunu genç bulursunuz.
* Yeni açılan gereksiz üniversite bölümlerinde okumak yerine çoban ol!
Sözcü