Anasayfa1
23 Temmuz 2024 ( 7 izlenme )
Reklamlar

154 kişilik liste hazırlanmıştı: Bahçeli'nin sözleri sonrası Meclis'te tartışma çıktı


TBMM Genel Kurulu'nda, 'Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' görüşmeleri sırasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Bazı çevreler MHP'ye karşı çok büyük haksızlıklar, iftiralar, küçük görmeler, suçlamalarda bulunmuşlardır. Bunların toplamı 154 kişidir. Dosya elimizdedir, günü geldiğinde de eyleme geçecektir" şeklindeki sözleri tartışmalara neden oldu.


TBMM Genel Kurulu, 'Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul görüşmelerinde grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde konuşan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, şunları söyledi:

* "Son olarak bunu söylemek zorundayım: Milliyetçi Hareket Partisi'nin Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne vermiş olduğu bir dilekçede 154 milletvekili ve gazeteci var. Bu dilekçe niye verildi? Bir sefer bir suç duyurusu değil, bir tanık listesi değil ama niye verildi? Bu insanlar fişlendi mi? Ben sormak istiyorum buradan. Eğer 154 kişinin ismi bir mahkemeye veriliyorsa; hukukçusunuz, Adalet Bakanlığı yaptınız, bunun ne demek olduğunu en iyi bilirsiniz. 

* Bir parti bir mahkemeye gazeteci, aydın milletvekillerinden oluşan 154 kişiyi veriyorsa, orada sanık olarak, şüpheli olarak isimlerini belirtmiyorsa, tanık da değilse bu isimler niye verilmiştir? O mahkeme ne yapabilir? Hulusi Kentmen mi o hakim gelip bana vurup yanaklarımı sıkacak? Soruyorum, ha bu bir fişlemedir ve bu insanlar için yarınlar çok sıkıntı olur, sokaklar çok sıkıntı olur, en başta bu iktidar bunun hesabını veremez. Bu 154 kişinin birinin burnu kanarsa diyorum."

"PARTİMİZ İLE İLGİLİ ELLERİNDEKİ BİLGİ VE BELGELERİ MAHKEMEYE VERSİNLER"

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın açıklamaları üzerine söz alan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, şunları söyledi:

* "Sayın Başarır’ın bahsettiği, bugün Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin basın toplantısında da ifade ettiği 154 kişilik büyük çoğunluğu medya çalışanı, gazeteciler mahkemede devam eden bir dava için 7/24, sürekli yorumlar yapıp birtakım kara propagandalar ürettiler. Onlara da elinizde ne bilgi, belge varsa mahkemelere sunun, yani bunu bir polemik, demagoji veya bir siyasi mesele yapmadan bilgileriniz, belgeleriniz neyse mahkemelere sunun. 

* Ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi de devam eden bu mahkemeye müdahil olma başvurusunda da bulundu. Bu başvuru esnasında, bahse konu bu medya çalışanlarının, gazetecilerin, televizyon yorumcularının da bilgisine başvurulması ifade edilecekti, kastedilen bu. Yine aynı şey, bilgisi, belgesi olanlar orada ve birtakım mecralarda yorumlar yapıp birtakım polemikler üreteceğine ve sürekli partimiz aleyhine propaganda yapacağına en doğrusu da elindeki bilgileri, belgeleri gidip mahkemeye versinler. Yoksa ne sanıklık ne tanıklık yapmak isteyen de gider tanıklığını da yapar. Mesele bundan ibarettir."

"TANIKSAK TANIK, ŞÜPHELİYSEK ŞÜPHELİ OLARAK VERİLİRİZ"

Erkan Akçay'ın açıklaması üzerine yeniden söz alan Ali Mahir Başarır, şunları belirtti:

* "Şimdi, bu önemli bir mesele, bu mühim bir mesele. Bir önemli davada ağır ceza mahkemesine bir dilekçe veriliyor. Öncelikle, mahkemelere verilen dilekçelerde bir tarafın taraf teşkil etmesi lazım, değil mi? Ya da müdahil olmaya ilişkin herhangi birisinin dilekçe vermesi lazım. Böyle bir şey yok. Hadi bunu anladım ama sayın başkan, bakın, tanıksak tanık olarak veriliriz, şüpheliysek şüpheli olarak veriliriz. Niye verilmiş? Böyle bir şey var mı? Gerçekten ben bunu soruyorum. Bakın, çok anlamsız ama çok anlamlı bir şey. 

* Hukuken ne kadar anlamsızsa bana göre, Türkiye'nin son 22 yılda yaşadıklarına göre çok anlamlı bir şey. O yüzden, ben bunu doğru bulmuyorum. Sayın Genel Başkan çıkar, 'Ben bu 154 kişiden şikayetçiyim, onları kamuoyuna şikayet ediyorum; partime iftira atıyorlar' der, bizler cevabını veririz. Ama arada bir mahkeme varsa ve bu mahkemeye verilen dilekçeler basına sızdırılıp işte, basın bunu konuşursa, bu insanlar hedef gösterilmiştir. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Bu, doğru değil."

"154 KİŞİNİN CAN GÜVENLİĞİNDEN BU DOSYAYI SUNANLAR SORUMLUDUR"

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın ardından söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise şu ifadeleri kullandı:

* "O meşhur listede adı olanlardan biri de benim. Gerçekten bunun bir fişleme olduğunu, hedef gösterme olduğunu açık ve net bir şekilde bilelim. Şimdi, bu ülkede eğer biri ziyaret yapıyorsa, bir partinin Genel Başkanı, Özel Harekat’a, bir yere gidiyorsa ve gittiği yerde eli öpülüyorsa ve birçok konuda ayar veriyorsa topluma, kalkıp 154 kişinin ismini de bugün dosyalarla açıklıyorsa burada çok açık ve net bir şekilde bir tehdit ve bir hedef gösterme olduğunu hepimiz biliyoruz. 

* Hepimiz Türkiye'de yaşıyoruz, Türkiye'de siyasetin nasıl şekillendiğini çok iyi biliyoruz. Sayın mevkidaşımın söylediği çok doğru. Eğer, bize yönelik bir suçlama varsa giderler mahkemeye suç duyurusunda bulunurlar. Biz de gideriz, kendimizi savunuruz ama onun dışında, 'Elimde dosyalar var, nerede, ne konuşmuşlar, ne yapıyorlar, biz bunu biliyoruz, takip ediyoruz, günü geldiğinde de gereğini yapacağız' diye açıklama yapılıyorsa, o zaman bu 154 kişinin can güvenliği dahil, olacak herhangi bir şeyden bizzat bu dosyayı sunanların sorumlu olduğunu da bütün Türkiye kamuoyunun bilmesi gerekiyor."

"FİŞLEME OLDUĞUNU KESİNLİKLE KABUL ETMEYİZ"

Ali Mahir Başarır ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in açıklamalarının ardından söz alan Erkan Akçay, şunları söyledi:

* "Kimse meseleyi saptırmaya kalkışmasın, öyle hedef gösterme, tehdit falan söz konusu değil. Kamuoyuna, millet vicdanına bir şikayet olduğu gibi, bir görüş ifade etmektedir. Ne yani 7/24 televizyonlarda, birtakım gazete köşelerinde yorumlar yapılacak, iftiralar atılacak, birtakım isnat ve iftiralarda bulunulacak, biz de bunlara sabah akşam cevap yetiştirmekle mi meşgul olacağız? Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim bir ülke gündemimiz var, o mecra üzerinden yürürüz. Kamuoyuna şikayet ediyoruz. Fişleme falan kesinlikle kabul etmeyiz, tehdit de yoktur. Siyaset, açık yürütülen bir faaliyettir. Milliyetçi Hareket Partisi de bu görüşlerini açıkça da ifade etmekte ve milletimizle paylaşmaktayız. Mesele bu kadar açık ve nettir."

"MAHKEMELER MHP'NİN KAMUOYUNA MESAJ VERECEĞİ YER DEĞİLDİR"

Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ali Mahir Başarır'ın söz istemesi üzerine, 'Görüşlerin kayıtlara geçtiğini ve yeni bir tartışmaya mahal verilmemesi gerektiğini' ifade ederken konuşan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "'Partimize bir dava ile ilgili kamuoyunda saldırılar var. Gazeteciler ve siyasetçiler bunu yapıyor. Bununla ilgili kamuoyuna mesaj verdik' diyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemeleri, MHP'nin kamuoyuna mesaj vereceği bir yer değildir. Ben de bunu anlatmak istiyorum. Çıkar, bu kürsüler niye var? Bunları konuşmak için, mahkeme vasıtasıyla bize mesaj veriliyorsa işte bu konu başka bir yere gider" diye konuştu.

'KADIN CİNAYETLERİ' VE 'LÜKS ARAÇ' TARTIŞMASI

TBMM Genel Kurulu'nda grup başkanvekilleri bölümünde söz alan AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, şunları söyledi:

* "Yapılan konuşmalarda Sayın Cumhurbaşkanımıza ait olduğu iddia edilen bir limuzin görseli paylaşıldı. Bu limuzin bir ülke tarafından hediye edilmiş ancak hiç kullanılmamış. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından TBMM'ye verilmiş, buradan da bir ihaleyle satılarak geliri de Meclise verilmiş bir araç olduğunu özellikle kamuoyuyla ve tutanaklara geçmesi için paylaşıyorum. Bu tip kara propagandalara ihtiyacımız yok, bunların doğru olmadığını bile bile buraya bunları getirmek de doğru bir usul değil. 

* Yine, bir kadın düşmanı olarak suçlandık, AK Parti'nin kadın düşmanı olduğuyla ilgili çok ağır ithamlarda bulunuldu. Eğer AK Parti kadın düşmanıysa bugün benim burada oturmam mümkün değildi. Bugün burada oturuyorsam, bu, bizim iktidarımızın kadınlara vermiş olduğu güven, vermiş olduğu haklar ve vermiş olduğu değer sayesindedir. Kadın düşmanlığından bahsedeceksek eğer maalesef Aybüke öğretmeni gencecik yaşında öldüren teröristlerden bahsetmek gerekir, dağa kaçırılan gencecik kızlarımızdan bahsetmek gerekir; asıl kadın düşmanlığı budur. 

* Dağda teröristlere birer ödül olarak sunulan genç kızlardan bahsetmek gerekir. Evet, kadın cinayetlerini sonuna kadar kınıyoruz. Hiçbir kadının bu ülkede hiçbir sebeple ve hiçbir gerekçeyle öldürülmesine müsaade etmiyoruz. Bunun için her türlü kanuni düzenlemeyle her türlü tedbiri korkmadan alan yine bizim iktidarımızdır. Ne gerekiyorsa yapmaya aynı kararlılıkla devam edeceğiz."

"500 BİN KÖPEK HASTALIK NEDENİYLE ÖLDÜ"

Usta, komisyonda görüşülen sokak hayvanları ile ilgili kanun teklifine ilişkin ise "Derdimiz, sokaklarımızda çocuklarımızın ölmemesi, kuduz salgınından ölen çocuklarımızın, ölen insanlarımızın olmaması, toplumun güvenliğinin sağlanması, hayvanların da korunması. Sokaklarda yaşamak, sokakta yaşamak hayvanların sağlığı açısından en tehlikeli mevzudur. Acaba hiç baktılar mı, bir yılda sokakta bakımsızlıktan, açlıktan, hastalıktan ölen köpek sayısı kaçtır? 500 binin üzerinde köpeğin sokakta bu sebepten öldüğü tespit edilmiştir. Kamuoyu araştırmalarında bu kanunun çıkması noktasında yüzde 80’in üzerinde bir destek vardır. Bu konuda uzlaşarak, doğru çözümleri bularak iyi bir kanun teklifi yapabileceğimizi, meclisin bu konudaki çalışmalarıyla başarıya ulaşacağına inanıyorum" diye konuştu.

"KADIN ŞİDDETİNİ ENGELLEMEK İÇİN MECLİS NE YAPTI"

AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta'nın açıklamaları üzerine söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Biz AKP’ye boşuna, 'Kadın düşmanı' demiyoruz. Şimdi, 'Kadın düşmanı' diyoruz, oradan terör hikayesi anlatıyor. Bakın, ben 6 ay için rakam verdim ve basına yansıyan somut rakam, 221 kadın erkekler tarafından katledilmiş. 2023 yılında 315 kadın erkekler tarafından katledilmiş. İktidarsam, tamam, sorun değil, çıkayım, çözeyim ama hem iktidarda oturacaksınız hem bir yılda kadın kırımına, cins kırımına varacak şekilde erkek şiddetine göz yumacaksınız, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkacaksınız, soyadımızı değiştirmeye karışacaksınız. Yetmiyor, 6284 sayılı Yasa’yı uygulamayacaksınız, kadınlara sığınma evi açmayacaksınız, kadınları ilk işsiz bırakan iktidar olacaksınız, eteğinin boyuna, bilmem neyine karışacaksınız, gece saat kaçta dışarı çıktığına karışacaksınız. Bütün bunları yapan iktidar dönecek diyecek ki, 'Vallahi biz öyle değiliz, biz kadın düşmanı değiliz, kadınları koruyoruz' arkadaşım, korumuyorsun işte. 315 kadın 2023 yılında ölmüş, katledilmiş, 221 kadın katledilmiş sizin de hemcinsiniz Sayın Usta ne yaptınız, bu meclis ne yaptı? Onlarca önerge verdik, bugün de genel görüşme önergesini veriyoruz; bu meclis ne yaptı kadın şiddetini engellemek için?" dedi.

"550 MİLYONLUK UÇAK, 550 MİLYON DOLARLIK LİMUZİN HEDİYE EDİLİR"

AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta'nın açıklamaları üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Ben şunu söyledim, 'Bu ülkede açlık sınırının çok çok altında yaşayan milyonlarca emekliye 2 bin 500 liralık bir zam yapıp da bununla övünen beyefendi şu araca biniyor' dedim. Sayın Grup Başkan Vekili, 'Binmiyor' dedi. Arka sahada oturan ben miyim?" diye sorunca; Leyla Şahin Usta da "O hediye edildiği gün verilmiş  Hediye edildiği gün bindi" diye karşılık verdi. Başarır konuşmasına devamla "Ben miyim? Bakın, bunu gösteriyorum, arka sahada oturan kim? Ve bu araba 550 milyon. Dedi ki, 'Hediye edildi.' Ya, ne güzel, 550 milyon dolarlık uçak hediye edilir, 550 milyonluk limuzin hediye edilir. Keşke yabancı devletlerin Tayyip Bey’e cömert olduğu kadar kendisi de emeklisine bir cömert olabilseydi. Ya, bu olabilecek bir şey mi? Şimdi diyorsunuz ki, '500 bin hayvan açlıktan sokakta ölüyor' sen işi toptan çözeceksin, 'Açlıktan ölmesin, ben öldüreyim' diyorsunuz, öyle mi?" şeklinde sorunca Leyla Şahin Usta da "Biz öyle bir şey demiyoruz" şeklinde konuştu. 

"SİVİL TOPLUM KURULUŞU ADI ALTINDA 460 MİLYONLUK İŞLEM YAPANLAR ÇIKMIŞ"

Ali Mahir Başarır'ın açıklamalarının ardından söz alan Leyla Şahin Usta, şu ifadeleri kullandı:

* "Kadın düşmanı ithamında bulunuldu, cevap verdim. Dağa kaçırılan kızlardan ve teröristlere peşkeş çekilen kızlardan bahsettim, birileri kendi üstüne alındı, cevap verdi, hiçbir yorum yapmıyorum ve söylemiyorum. Şunu söyledim, bu ülkede hiçbir kadının şiddet görmesine, katledilmesine rızamız yok, bununla ilgili çalışmaları bu mecliste hep beraber yapıyoruz ama popülist söylemlerle, 'Kadın düşmanı' diye itham edilmeyi hiçbir şekilde kabul etmiyoruz, AK Parti grubunu kesinlikle hiç kimse, 'Kadın düşmanı' diye itham edemez. Bunun en canlı örneği olarak da kendimi gösterdim, ‘eğer kadın düşmanı olsaydık bugün burada olmazdım’ dedim. 

* İkinci mevzumuz, sokak hayvanlarıyla ilgili, çok tartışılacak. Biz toplu bir katliamdan hiç bahsetmedik bahsetmiyoruz da. Kanunda ne olduğunu da çok iyi biliyorsunuz ama bu konuyu böyle provoke ederek tartışma mevzularını uzatmak noktasında başarınıza ve mahirinize bir şey demeyeceğim ama sırası geldiğinde bu kanunla ilgili bütün bilimsel veriler ve çalışmalar tek tek meclisin gündemine sunulacak. Şundan hiç bahsedilmiyor, MASAK raporlarında 460 milyar TL'lik bu mama lobileri sayesinde faaliyet gösteren, hiçbir kaydı kuydu olmayan, 'Sivil toplum kuruluşu' adı altında işlem yapan pek çok grup ortaya çıkmış. 

* Şimdi, bunların hepsi için cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyuruları da yapılmış. Bundan hiç bahsetmiyorlar. Buradaki paraların ne olduğu, nereye harcandığı, bu köpeklere kimin baktığı ve bakmadığı, bu, 'Hayvanseverler' denilerek sokaklarda köpekleri beslediklerini iddia edenlerin bu mamaları nereye harcadığına da hiçbir bilgin ve kaynağın olmadığını da tutanaklara geçmesi için özellikle söylüyorum."

"GRUP GRUP KATLİAM YAPACAKSINIZ"

Leyla Şahin Usta'nın açıklamalarının ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, şunları belirtti:

* "Sayın Grup Başkan Vekili diyor ki, 'Biz, toplu halde katliam yapmayacağız' doğru, biraz daha değiştirdiniz, grup grup bu katliamı yapacaksınız. Bir milletvekili çıkıyor sorununun çözümünde, bakın, aşıyı, yerinde kısırlaştırmayı, birçok şeyi konuşmuyor, 'Köpeklere spiral takalım' bile diyecek kadar işi hafife alıyor, hanımefendi mama kartelleriyle ilgili söylüyor. Yahu, bunlar olabilirdi, bunların çözümü için bu hayvanları katledecek miyiz, öldürecek miyiz? Ben anlamıyorum söylediğini. Bu yasayla bu şekilde bu sorunu çözemeyiz. 

* Sen 2004'ten 2019'a kadar hiçbir yatırım yapmayan, barınak açmayan belediyelerinle ilgili hiç soruşturma açmıyorsun. Şimdi, bakın, belediyelere cezai sorumluluklar getiriyorlar. Bu, binde 3 ve binde 5’i vermedikleri zaman. Sayın Başkan, bakın, 'Niye bunu yapıyorsunuz?' dedim, 'Bir sürü Sayıştay raporu var, bu paralar buralara harcanmamış, barınaklara' diyor. Yahu, düne kadar bu ülkede Sayıştay denetçilerinin usulsüz gördüğü noktalarda o kurum hakkında suç duyurusunda bulunma hakkı, yetkisi yok muydu? Vardı. Peki, bunu kim kaldırdı? AKP kaldırdı. Peki, her şeyi bıraktınız, bu yasa iyi niyetli değil. İyi niyetliyseniz sorumluluğu paylaşalım, sorunu çözelim."

"KORUMA ALTINDAKİ KADINLAR KATLEDİLİYOR"

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın açıklamalarının ardından söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Şimdi, Sayın Usta kendi milletvekilliğini bir lütuf olarak görüyor olabilir. Vallahi, çok açık ve net söyleyelim, partimde bulunan bütün milletvekili arkadaşlarımla beraber kadın özgürlük mücadelesinin kazanımları sonucunda burada oturuyoruz ve bunun farkındayız. Bu ülkede kadınlar lehine nasıl gelişme oluyorsa her biri bu ülkedeki kadınların mücadelesi sonucunda olmuştur ve kadınların kazanımıdır. AKP grubu neredeyse her gün 3 kadının, 2 kadının öldürüldüğü bu Türkiye gerçeğinde nafakayı konuştukları kadar, kadınların aldığı nafakaya söz söyledikleri kadar kadın cinayetlerini, kadın katliamını konuşmuyor. Yargı her gün kadınları öldüren o kravatlı erkeklere, o katillere haksız tahrik indirimi veriyor, bir tane düzenleme var mı? Yok. Koruma altındaki kadınlar katlediliyor, koruma talep ediyor kadınlar koruma verilmiyor" dedi.

"GENEL BAŞKANLARI BAŞBAĞLAR KATLİAMINI ANMAYA ÖZEL UÇAKLA GİTMİŞ"

Ali Mahir Başarır ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in açıklamaları üzerine söz alan Leyla Şahin Usta, şunları söyledi:

* "Birkaç hafta önce veya iki hafta önce KEFEK Komisyonu'na İçişleri Bakanımız geldi. Ayrıntılı olarak madde madde, tek tek bunların hepsini saydı ve dinlediler. Şimdi burada vakit elvermiyor, konumuz, gündemimiz var, oturur sayarız hepsini. Ben şu zihniyetten rahatsızım. 'Ya, AKP toplu bir vaziyette kadın düşmanıdır. İşte, kadınları ötekileştirir, kadınları öldürür' ya, böyle bir şeyi söylemek haddiniz değil, söyleyemezsiniz. Bu ülkede benim inancıma da laf söyleyemezsiniz, benim milletvekilimi olmamı, 'lütuf' diye de değerlendiremezsiniz, böyle bir haddiniz yok. Yıllarca bu ülkede ayrımcılığa uğrayan kadınlara hiçbir ses çıkartmayanların bugün aile üzerinden kadınları vurmasına da müsaade etmiyoruz. Aile üzerinden kadınları ayrıştırmaya da karşıyız. 

* Ayrıca şunu söylemek istiyorum, Başbağlar katliamını anmaya Genel Başkanları neyle gitmiş? Özel uçakla gitmiş, özel helikopterle geçti. Bir de özel uçak tutup belediyenin imkânlarıyla yandaşlarını alıp geziye götüren belediye başkanları bütçelerini ayırıp hayvan barınaklarını kursalardı bugün böyle olmazdı. Düzce’de, Balıkesir’de, Konya’da, Samsun’da, pek çok büyükşehrimizde ve ilimizde bizim barınaklarımız kurulmuş vaziyette ve işletilmeye çalışılıyor. Bu konuda belediyelerimizin bir sıkıntısı yok, hepsinin barınakları var. En iyi örnekler de yine bizim belediyelerimizde. Bugün sorumluluktan kaçanlar neden kaçıyor?"

BİRLEŞİME 15 DAKİKA ARA VERİLDİ

Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, Genel Kurul'daki tartışmaların devam etmesi üzerine birleşime 15 dakika ara verdi. TBMM Genel Kurulu, aranın ardından siyasi parti gruplarının sunduğu önergeleri görüşmeye başladı.

İYİ PARTİ VE DEM PARTİ ARASINDA TARTIŞMA ÇIKTI

Genel Kurul'da DEM Parti'nin sunduğu 'Kadın yoksulluğunun nedenlerinin araştırılması' başlıklı önergesi esnasında DEM Parti ve İYİ Parti arasında tartışta çıktı. Önergenin gerekçesini açıklamak üzere kürsüye gelen DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, şunları söyledi:

* "Elbette kadınların sorunları, kadın yoksulluğu 5 dakikaya sığmayacak bir düzeyde bu ülkede, çünkü siyasi iktidarın 22 yıllık yıkımı söz konusu. Bu sebeple, AKP ve MHP iktidarını kadınların sesine kulak vermeye davet ediyorum. Kadın örgütlerinin açıklamalarını dinleyin, hazırladıkları raporları okuyun. Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınları yok saymakla kadın yoksulluğu yok olmuyor. Bunun ilk adımları olarak da size bazı tavsiyelerimiz, önerilerimiz var; kadınlar için güvenceli istihdam olanaklarının yaratılması iş gücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmesi, sendikal haklar ile sağlık ve sosyal güvenlik hakkının güvence altına alınması, çocuk, engelli, yaşlı bakım hizmetlerinde kamusal, kurumsal hizmetler sunulması önemli olacak. Bunlar sizlere önerilerimiz. Bu vesileyle, tüm siyasi parti gruplarına önerimize destek verme çağrısında bulunuyorum."

"KADIN YOKSULLUĞUNUN MİLLİYETÇİLİK İLE NE ALAKASI VAR?"

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit'in açıklamalarının ardından partisi adına önerge üzerine söz alan İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Hamşıoğlu şunları söyledi:

* "Bu ülkede yaşayan herkesin kolaylıkla ortaklaşabileceği bir meselenin bile, hatibin konuşmasında söylediği gibi değil, tam olarak kör bir kine kurban edildiğini gördüm. Çünkü önergenin gerekçesine göre, bütün diğer kötülükler gibi maalesef Türkiye'de kadın yoksulluğunun da temel sebeplerinden biri milliyetçilikmiş. Konumuz kadın yoksulluğu yani cehalet, yani ekonomik çöküş, yani Milli Eğitimi kuşatan örümcek ağı. Ama günah keçimiz yine milliyetçilik. Konumuz yoksulluk ama hedefimiz, Türkiye'nin geniş bir bölümünü yatırım yapılamaz hale getiren, insanlarla birlikte istihdamı da katleden terör örgütleri değil, militarist politikalar. Bizden yeniden aş, yeniden iş, yeniden yuva umudunu yeşertecek bir insani, vicdani adım, haber bekleyen milyonlardan utanmamız lazım. Ben onlarca kere bu kürsüde gururla ifade ettim, bir kere daha ifade edeceğim anlaşılabilmesi için. Ben Tomris’in torunuyum, Raziye Begüm’ün, Altuncan Hatun’un, Terken’in, Dilşad’ın, Hayme’nin, Naime’nin, Selcen’in torunu Selcan olarak buradayım."

"BU ÜLKEDE MİLİTARİZM VARDIR VE KADINLAR BUNUN MAĞDURLARIDIR"

Hamşıoğlu'nun açıklamaları üzerine söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:

* "Sayın Hatip, önergemize atfen milliyetçi ve militarist politikalara yönelik sözler söyledi. Bu ülkede milliyetçilik yok mu? Gayet milliyetçilik var. Bu ülkede milliyetçilik değil, yer yer faşizm var, faşizan uygulamalar var. Bunu nerede görüyoruz? Çok yakın bir tarih söyleyeyim, Çanakkale'de yaşlı bir çift hastanede kendi aralarında Kürtçe konuştukları için başlarına soda şişesiyle vuruldu ve yaralandılar. Sakarya'da Kadir Sakçı ve oğlu yolda yürürken kendi aralarında Kürtçe konuştukları için darbedildiler, Kadir Sakçı yaşamını yitirdi, oğlu yaralandı, dava hala devam ediyor. 

* Muğla’da bir Kürt, sadece Kürt olduğu için götürüldü, darbedildi, Atatürk heykeli öptürüldü. En son Karadeniz'de tarım işçileri, çocuklar, kadınlar orada kaç defa linçe maruz kaldılar. Antalya da yine bir grup Kürt işçi linçe maruz kaldılar, saldırıya uğradılar. Konya'da Dedeoğlu ailesi cinayetini hatırlatmak istiyorum, Bir aileden 7 kişi katledildi ve bütün saikler ırkçı ve milliyetçi bir saldırı olduğunu gösteriyordu. O anlamıyla bu ülkede ne zaman bu ırkçılık yükseltilmişse sonucunu kadınlar ödemiştir. Bu ülkede militarizm yok mudur? Militarizm vardır ve kadınlar bu militarist politikaların sonuçlarının mağdurlarıdırlar."

"YOKSULLUKLA MİLLİYETÇİLİK ARASINDA BAĞ KURABİLECEK BİR İLİM YOK"

Koçyiğit'in açıklamaları üzerine söz alan Hamşıoğlu, "Şimdi o önergenin öylesine yazılmadığı çok aşikar olduğu için satır arasında gizledikleri o ifadeye ben vurgu yapma ihtiyacı duydum. Kadın yoksulluğuyla ya da yoksullukla milliyetçilik arasında bir paralellik kurabilecek hiçbir ilim, bilim dalı mevcut değildir. Dolayısıyla kadın yoksulluğunu da genel yoksulluğu da sahiden çözmek üzere atılacak bütün adımları destekliyoruz. Ama yoksulluk gibi partisi, ideolojisi, dini, kökeni, mezhebi olamayacak, olmayacak ve çok acil de bizden çözüm bekleyen bir sorunu bu etnik körlükle bağlamından koparan zihniyeti ben bir kere daha kınıyorum, Türk kadınlarının kavrayışına havale ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"BU ÜLKEDE CİNSİYETÇİLİK, MİLİTARİZM VAR"

Hamşıoğlu'nun açıklamaları DEM Parti ve İYİ Parti arasındaki gerginliği artırırken, söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Bu ülkede on binlerce köyün boşaltıldığı, on binlerce insanın yaşam alanından koparıldığı bir hakikat var. Bugün, insanlar yaşadıkları yerlerde doyamıyorlar. Bugün, insanlar mevsimlik tarım işçisi oluyor ve bunların en başında gelen, kadınlar ve çocuklar. Bu ülkede savaşa, tanka, topa ve uçağa para ayırıncaya kadar kadınların istihdamına, kadınların öldürülmemesine yönelik politikalara para ayrılsaydı bugün bu önergeyi böyle yazmazdık. Bu ülkede cinsiyetçilik, milliyetçilik, militarizm var ve bütün bu politikalar da kadınları katlediyor, kadınları yoksullaştırıyor. Bu hakikate gözünüzü açın" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE DE MİLİTARİZM YOKTUR, TERÖRLE MÜCADELE VARDIR"

Koçyiğit'in sözleri üzerine yerinden söz alan İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Hamşıoğlu, "Ben de Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşayan, Atatürk ilkelerini benimsemiş, cumhuriyetin kurucu değerlerini benimsemiş, milliyetperver, vatansever bütün Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları adına milliyetperverlerin, milliyetçilerin faşizmle özdeşleştirilmelerinden dolayı kendilerinden özür diliyorum. Söz oyunlarıyla böyle anlamsız göndermeler yapmalarına gerek yok. Eğer kadın istihdamı ya da istihdam konusunda o kadar duyarlılarsa terör örgütünün bölgeyi baltalaması, Türkiye Cumhuriyeti devletinin çok geniş bir coğrafyasındaki bütün yatırımları, istihdam imkanlarını baltalamalarına karşı birkaç söz söylerlerse kimse göç etmek zorunda da kalmaz, herkes de bölgesinde layığıyla çalışma koşulları bulabilir. Doğduğu yerde doymayı becerebilir diye düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin militarizm sorunu yoktur, terör örgütü vardır, terör örgütüyle de mücadele vardır. Burada istedikleri kadar bağırsınlar, bu mücadele de devam edecektir" diye konuştu.

"İYİ PARTİ SİYASİ OLARAK ERİYOR"

Hamşıoğlu'nun açıklamaları üzerine söz alan Koçyiğit, "Şimdi, son zamanların bir geleneği oluştu; bir siyasi parti, İYİ Parti siyasi olarak eriyor, üst üste de istifaları geliyor, Mecliste de ne yapsınlar, yeri geliyor öyle, yeri geliyor böyle, 'DEM Parti’ye sataşalım, DEM Parti üzerinden kendimizi ‘milliyetçi’ olarak gösterelim. Popülizmle belki bu gemiyi yürütürüz' gibi çok ucuz bir siyasetin peşindeler. Çok açık ve net söylüyoruz, biz nasıl konuşacağımızın sözünü İYİ Partililerden öğrenecek değiliz. Önergemiz çok açık, orada, bu ülkedeki cinsiyetçi politikaları, kadın yoksulluğunu çok açık ve net eleştiriyoruz. Bu ülkede bir göçmen kadın gerçeği var mı? Var. Göçmen işçi gerçeği var mı? Var. Peki, geçen haftalarda Kayseri’de, Konya’da, Antalya’da o hezeyanı yaşayanlar kimlerdi? Herhalde demokratlar, solcular gitmedi Suriyelilerin evini taşlamaya, değil mi? Onların kapısına gidip dayanıp da o evleri, iş yerlerini solcular, devrimciler, bu ülkedeki Kürtler yapmadı. Kim yaptı? Hangi işaretle yaptılar? O Suriyelilerin evlerini kim linç etti, kim yaptı? Kim, 'Suriyelileri bu ülkede istemiyoruz' diye sabahtan akşama kadar bağırıyor? Peki bu, milliyetçilik değil mi?" dedi.

"İYİ PARTİ'NİN ERİDİĞİNE DAİR CÜMLE KURARSANIZ TEPKİMİZ ÇOK DAHA AĞIR OLUR"

Genel Kurul'da DEM Partili vekiller, "Sizin siyasi prim yapacağınız parti değiliz" şeklindeki sözlerine İYİ Partililer, "Bir tane şehit öğretmen andınız mı?" şeklinde karşılıklı sataşmalar yaşandı. Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, tansiyon artarken sözü İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu’ya verdi. Kavuncu, "Şimdi, İYİ Parti’nin eriyip erimediğine siz karar verecek değilsiniz, bunun kararını millet verecektir. Öncelikle haddinizi bilin. Bakın, tekrar söylüyorum: Bunun kararını verecek olan siz değilsiniz, ucuz politikalar yapan sizsiniz. Sizin üzerinizden siyaset yapmıyoruz. Konu kadın yoksulluğu, cümleyi aynen okuyorum, Milliyetçilikle kadın yoksulluğunu bir araya getiriyor. Türk milliyetçileri olarak, Mecliste kim milliyetçilik ile bu tür sıkıntıları bir araya getirirse biz bunu kendimize söylenmiş bir söz kabul ederiz. Bir daha da İYİ Parti’nin eridiğine dair ağzınıza tek bir cümle alırsanız tepkimiz çok daha ağır olur, bunun kararını verecek olan yüce Türk milletidir" değerlendirmesinde bulundu.

"KADIN VE ETNİK KÖKEN İFADELERİ İLE SİYASİ PROPAGANDA YAPILMASIN"

Genel Kurul'da tartışmalar artarken söz alan AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, "Gülüstan Hanım müsaade ederse, izin verirse konuşacağız. Genel Kurul’un bir gündemi var. Bu gündem üzerine, bir grup önerisi üzerine tartışıyoruz. Gülüstan Hanım, konuşmacınızı çıkardınız, önerinizle ilgili konuşuldu; parti gruplarına müsaade edin, herkes konuşsun. Bizim de konuşmacımız var ama karşılıklı bir itham üzerinden gündemimizi kaybettik. Ben bu tartışmanın bitirilmesini ve diğer parti gruplarının da temsilcilerinin bu konuyla ilgili verilen öneriyle ilgili konuşmalarını yapmalarını talep ediyorum. 'Kadın ve etnik köken' diye her cümlenin başına ekleyerek siyasi polemiğe kimse girmesin, kalkışmasın. 'Kadın ve etnik kökeni' her cümlenin önüne ekleyerek burada siyasi bir propaganda yapmaya kimse çalışmasın" diye konuştu.

BİRLEŞİME 40 DAKİKA ARA VERİLDİ

Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, tartışmaların sona ermemesi üzerine birleşime 40 dakika ara verdi. Genel Kurul, 40 dakikalık aranın ardından yeniden toplandı. Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, DEM Parti'nin önergesini oylamaya sundu. Önerge AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi.

Sözcü

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Atatürk ve Türk Bayrağı rozetine tutanak tutuldu Fiyatlar fırladı, satışlar çakıldı! Hafta sonu mangal keyfi de hayal oldu İBB, lüks araçlarını müzayedede satacak! Eski bakan seçimde yapılabilecek hileyi belgesiyle açıkladı