AK Parti’nin içindeki Fethullahçıların temizlenmemesini eleştirmem, beyefendileri rahatsız etmiş.
Valla istediğiniz kadar rahatsız olun.
Ben; 15 Temmuz’da sokaklara dökülüp tankları durduran kahraman vatan evlatlarının sözcülüğünü yapıyorum.
Ben; 240 şehidin hakkını savunuyorum.
AK Partili bir dostum aradı:
Abi bizim partiyi fazla kurcalamasan iyi olur.
İyi de kardeşim; biz sizi kurcalamazsak, Allah muhafaza Fethullahçılar memleketi kurcalayacaklar.
Yazıyorum, okumuyorsunuz.
Çiziyorum, bakmıyorsunuz.
Bağırıyorum, duymuyorsunuz.
Dürtüyorum, kıpırdamıyorsunuz.
Sizi harekete geçirmek için daha ne yapayım.
“Kurcalamayın” dediğiniz partinizde siz uyurken bakın neler oluyor?
Ben bir konuyu yazarken belgeli yazarım.
O yüzden de genelde tarih ve mekanı tam vermeye çalışırım.
Yer : Kayseri
Tarih : 25 Ağustos 2016
Kayseri’deki
savcılar Fethullahçı Terör Örgütü’ne para aktaran ve örgütü besleyen
120 iş adamı hakkında yakalama kararı çıkarttı.
Bunların 89’u gözaltına alındı. 31’i firar etti.
Gözaltına alınanlardan birisi, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’dı.
Savcı bunların ifadesini alırken, Kayseri Adliyesi'nin önüne kırmızı plakalı bir resmi araç yanaştı.
Araç, TBMM 0028 plakası taşıyordu.
Araçtan inen takım elbiseli adam hızla adliyeden içeriye girdi.
Adliyede yaklaşık 3 saat kaldı.
Bu 3 saat boyunca başsavcının odasında oturdu.
İçeride ne konuşuldu bilmek mümkün değil.
Adliyeye iki karış suratla giren o resmi adam, 3 saat sonra oldukça neşeli olarak binadan ayrıldı.
Ayrılmasıyla birlikte gözaltına alınan Fethullahçı iş adamları teker teker serbest kalmaya başladı.
Başta Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz olmak üzere 20 Fethullahçı iş adamı, jet hızıyla serbest bırakıldı.
Hepinizin merak ettiği o resmi adam, AK Parti’li eski bakan Mustafa Elitaş’tan başkası değildi.
Halen AK Parti’nin TBMM Grup Başkan Vekili görevini sürdüren Elitaş, adliyeden çıktıktan sonra kayıplara karıştı.
Bu olay Kayseri’de kısa sürede duyuldu.
Duyulmasıyla birlikte infiale neden oldu.
Her kahvehanede, lokantada, pastahanede, sokak başında ve evlerde bu mesele konuşuldu.
AK Parti’nin bu önemli isminin Fethullahçıları kurtarması, Kayseri’de resmen deprem etkisi yaptı.
Millet isyan edince, Mustafa Elitaş ortaya çıktı.
Hay çıkmaz olaydı.
Öyle bir açıklama yaptı ki; dinleyenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak gibi oldu :
Fetö’cü avcılığı kisvesi altında şantaj yoluyla nemalanmaya çalışan şerefsizler var.
Vay vay vay
Meğer, “ Fethullahçıları niye kurtarmaya gittin Sayın Bakan ?” diye sormak şerefsizlik ve şantaj yapıp nemalanmakmış.
Fethullahçıların hesabını soran vatandaş nereden nemalansın Sayın bakan?
Eğer birisi nemalanacaksa, bu herhalde işadamlarını serbest bıraktıran olur.
Sayın Bakan ardından çocukları bile güldürecek bir söz daha patlattı :
Cumhuriyet savcılığını ziyaret ettiğim doğrudur. ‘Elitaş birilerine
torpil yaptırdı, onları tahliye ettirdi. Yani bunu söylemek iyi niyetli
bir şey değil. Benim oraya savcılığa gidip, şu kişiler bunlardan
olabilir, bunları da inceleyebilir misiniz? deme ihtimalini gündeme
getirmeyerek, sanki ben o gün şu isimleri serbest bırakın diye baskı
yapmışım demek, şahsıma yapılan bir haksızlık. Kimlerin FETÖ destekçisi
olduğu konusunda Kayseri’de benim de bilgim var. Ben sadece bana darbe
yapma hazırlığında olan ve bildiğim kişileri savcılığa bildirdim. Kim
diye sorarsanız, bunları açıklamak bana ters düşer.
Kısaca Elitaş diyor ki, “Ben kimseyi serbest bıraktırmadım. Aksine savcıların bile adını bilmediği Fethullahçıları ihbar ettim”
Sayın Elitaş sizin gibi tecrübeli bir politikacıya bu sözleri yakıştıramadım.
Kayseri’nin zekasıyla ünlü halkı, böyle palavraları yutmaz.
Madem FETÖ’cuları ihbar ettin.
Peki senden sonra neden tek bir Fethullahçı gözaltına alınmadı?
Sen AK Parti’nin en önemli isimlerinden birisinin.
Savcılar herhalde senin yaptığın ihbarı dikkate alırdı ama almadılar.
Neden acaba?
Sayın Bakan!..
Bunun nedeni böyle bir ihbarın hiç yapılmamış olması olabilir mi?
Sayın Elitaş, bayramda Kayseri’deydim.
İnan ki millet sana duyduğu öfkeden burnundan soluyor.
Bir hemşehrin olarak sana tavsiyem; çık milletten özür dile ve bir daha adliyenin civarından bile geçme.
Maalesef bu tek örnek de değil.
Fatma Soyumert’i hiç biriniz tanımazsınız.
Fatma Soyumert Manisa’nın Akhisar ilçesinde görev yapan bir öğretmen.
KHK ile meslekten atılan 50 bin Fethullahçı öğretmenden birisi.
KPSS soru hırsızlığı ve Fethullahçı Abla olma iddiasıyla öğretmenlikten atıldı.
Bu hanımefendi; AK Parti Manisa ikinci başkanı Volkan Soyumert'in eşi.
Bu olaydan sonra ne beklenir?
Ya Volkan Soyumert partiden istifa etmiştir ya da parti kendisini ihraç etmiştir.
Valla ikisi de olmadı.
Adam aslan gibi işinin başında.
Bu durum da Manisa’yı sallamış.
Manisa’daki gazeteciler İl Başkanı Zülfikar Gürcan 'in makamına koşuyor :
Sayın Başkan, yardımcının karısı Fethullahçılıktan öğretmenlikten atıldı. Kendisini partiden ihraç edecek misiniz?
“Ne ihracı?” diyor İl Başkanı, Ardında sinirinizi oynacak sözler çıkıyor ağzından:
Karısı Fethullahçı, o onlara çalışmış ama kendisi Fethullahçı değil o
bize çalışıyor. Karısının cezasını niye kendisi çeksin? Eşi öyledir diye
kendisi de öyle olur anlamına gelmez. Her şahıs kendinden sorumludur.
Malum yapı artık ailelerimizin içine kadar girdi. Baba oğula, hanımı
kocasına ayrı düştü. Bu artık bir gerçek. Ben kendisinden çok memnunum
beraber çalışmaya devam edeceğim.
Allahü teala aklımıza mukayyet olsun
Be adam; her hanımın sorumluluğu kocasına aittir.
Bu dinin de, imanın da, İslamın da, ahlakın da, törenin de, Türkün’de, toplumun da ve ailenin de temel kuralıdır.
AK Parti’nin il başkanı olmuşsun ama bu temeli bile öğrenememişsin.
Bu arkadaş yakında Manisa milletvekili olarak TBMM’ye gelirse sakın şaşırmayın.
AK Parti Manisa İl Başkanı’nın ilk vukuatı da bu değil.
Zülfikar Gürcan başkan olduktan sonra partiye AK Partili olmayan herkesi doldurdu.
Gürcan
ilk olarak, Gezi parkı eylemlerine katılan ve “Şerefine Tayyip” diyen
Muzaffer Esenkaya’yı il yönetimine aldı. Bunun şaşkınlığı geçmeden
Tayyip Erdoğan’a gezi olaylarında hakaretler yağdıran Umut Dalkılıç’ı il
disiplin kuruluna getirdi.
Arınç memleketinde Maşallah çok iyi bir ekip kurmuş!..
Murat Baybatur ismini belki duymuşsunuzdur.
Kendisi Manisa milletvekili ve AK Parti MKYK üyesi.
Murat Baybatur mevcut il başkanı Zülfikar Gürcan’dan önceki il başkanıydı.
Fethullahçı operasyonu sırasında; AK Parti Manisa Selendi ilçe başkanı Muharrem Sezer gözaltına alındı.
Gözaltında ikinci günü geçirirken AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur soluğu Selendi’de aldı.
Doğruca Kaymakamın odasına çıktı.
Ne de olsa koskoca milletvekili. Savcının ayağına gidecek hali yok.
Savcıyı ayağına yani kaymakamın makamına çağırttı:
Sen bizim ilçe başkanımızı nasıl gözaltına alırsın.
Sorgu sırasında Fethullahçıları terleten savcı, AK Parti’nin MKYK üyesinin ardı ardına soruları karşısında terlemeye başladı.
Ne de olsa bunların elinde Kanun Hükmünde Kararname var.
Kararnameye adın bir girerse, değil savcılık hayatın kaydı demektir.
Savcı Bey yutkundu ama Murat Baybatur kararlı.
Sonuç : AK Parti Selendi İlçe Başkanı Muharrem Sezer o gün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Eee Hayati Yazıcı, gerçekten de Partinde hiç Fethullahçı yokmuş!..
AK Parti milletvekillleri Fethullahçıları böyle teker teker kurtardıkça, zaten yakında hapiste Fethullahçı kalmayacak.
Hapiste Fethullahçı kalmayınca da partinde Fethullahçı kalmamış olacak.
Sonuçta sen haklı çıkacaksın yani.
Ha gayret az kaldı.
Reis bu hainlerin inine girerken, siz tünel kazıp bu alçakları kaçırmaya devam edin.
Ama şunu unutmayın!..
Tankları patlatan bu millet bir patlarsa, ne sen ne partin ortada kalmaz.
Kurtarmak için yarıştığınız bu vatan haini Fethullahçılar size de yar olmaz.
METİN ÖZER
https://www.siyasetcafe.com/20fetocuyuhapistenkurtaranakplibakanfenayakalandi20945h.htm