Konuya ilişkin dün bir analiz yayımlayan İngiliz Financial Times (FT) gazetesi, son üç ayda dünya genelinde merkez bankalarının 60'ın üzerinde politika faizi artışı kararı aldığı ve bunun 2000 yılı başından bu yana en yüksek rakam olduğu aktarıldı.
Valentina Romei imzalı analizde, “Ucuz para çağı sona ererken, dünyanın büyük bölümünde borçlanma maliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.
Enflasyonun birkaç ülke dışında tüm dünyada politika yapıcılar için bir endişe kaynağı haline geldiğine işaret edilen analizde merkez bankalarının faizleri artırarak para politikalarını sıkılaştırmakta olduğuna işaret edildi.
Faiz oranlarının son 10 yılda çoğu gelişmiş ekonomide benzeri görülmemiş en düşük seviyelerin yakınında gezindiğini ve bazı örneklerde sıfırın altına gerilediğini hatırlatan FT'ye göre, rakamlar, 2008’deki küresel mali krizden bu yana benimsenen ve pandemi sırasında daha da artan çok gevşek para politikalarının ani ve coğrafi olarak yaygın bir şekilde tersine döndüğünü gösteriyor.
Analizde, para politikasındaki ani ani değişimin, Rusya’nın şubat ayında Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana artan enerji ve gıda maliyetleriyle ivmelenen enflasyonun birçok ülkede on yılların en yüksek seviyelerine ulaşmasıyla gerçekleştiği vurgulandı.
Dünya ekonomisinin bir numarası olan ABD’de merkez bankası (Fed), nisanda yüzde 8,3 ile 40 yılın zirvesine yakın seviyede olan enflasyonu frenlemek üzere mart ayında faiz artışlarına başlamış ve mayısta 50 baz puanlık faiz artışına giderek 22 yıl sonra ilke imza atmıştı.
Politika faizini yüzde 1’e yükselten Fed’in, önümüzdeki aylarda faiz artışlarına devam etmesi beklenirken, ABD ekonomisinde ve küresel ekonomide yavaşlama endişeleri de faiz artış hızını etkileyecek.
Nisanda enflasyonun yüzde 7,4 ile rekor kırdığı Euro Bölgesi için de Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemeyi durdurma ve faiz artırma hazırlığı yapıyor.