25 yıldan bu yana Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde İmam olarak görev yaptığını belirten Ömer Karadağ, Diyanet İşleri Başkanlığı hakkındaki dikkat çeken iddialarda bulundu.
"DİYANET FETÖ'NÜN EL ALTINDAN ÖRGÜTLENDİĞİ YERDİR"
Bodrum Bitez Yalı Camii'nde imam olarak görev yapan Ömer Karadağ, Diyanet İşleri Başkanlığı'nda FETÖ yapılanmasının zirve yaptığını iddia etti ve "FETÖ'nün zirve yaptığı, el altından örgütlendiği yer Diyanet İşleri Başkanlığı'dır. Biat etmeyenlerin kafalarını eziyorlar" ifadelerini kullandı.
25 yıldan aktif imamlık yapan aynı zamanda Diyanet Birlik Sen Muğla İl Başkan Yardımcılığı görevini de üstlenen İmam Ömer Karadağ, "Diyanet resmi hükümlere uyması gereken bir kurumun dışına çıkmış bir yapıdır” şeklinde konuştu.
"YOLSUZLUĞU ÖNLEDİM SUÇLU İLAN ETTİLER"
"Diyanetin haksız ve hukuksuz uygulamaları sağlığımı bozdu. Göreve sağlam başladığım bu kurumda yüzde 53 oranında engelli bir insana dönüştüm. Bunlarla mücadele ederken sağlığımdan oldum. İçinde hem Allah korkusu hem de Allah sevgisi olan herkes haksız, hukuksuz uygulamalara karşı baş kaldırır. Gezi olaylarında ‘camide içki içildi’ sözlerine karşı çıkıp, ‘hayır ben içki içildiğini görmedim’ diyen imamın daha sonra sürgün edildiğini biliyoruz. Maalesef böyle olmamalı" diyen, İmam Ömer Karadağ, "İstanbul Müftülüğü'nde çalışırken, 2017 Nisan ayında sendika toplantısında söz aldım. Dedim ki, ‘Türkiye'de FETÖ ile mücadele yapılıyor. Ancak bizim kurumlarda bu çok zayıf. Diyanet içerisinde de güçlü bir mücadele olsun. Yalnızca imamla, müezzinle FETÖ ile mücadele sınırlandırılmamalı. Bırakın mücadele etmeyi geldiğimiz noktada üstüne bir de soruşturma geçirdim" dedi.
"2009 Yılına kadar Diyanet ile hiçbir problemimiz yoktu. 2009'da Bodrum Göltürkbükü'nden AKP'den Belediye Başkan adayı oldum. Ancak 2009'dan sonra ne hikmetse Diyanet bizi öyle bir düşman belledi ki, o gün bu gün hasmane davranışına devam ediyor" diyen Karadağ, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde ciddi bir yapılanma olduğunu iddia etti.
İmam Ömer Karadağ sözlerine şöyle devam etti:
"Dönemin Bodrum İlçe Müftüsü Dr. Ali Ünal, camide kaçak tuvaletle başlayan imar yolsuzluğunun yanı sıra, yakınlarına iş alanı açarak da menfaat temininde bulunurken, benim mücadelemle bu engellendi. Normal şartlarda 45 bin TL yapılacak işi bir işi hayırsevere 65 bin TL'ye teklif ettiler. Verdiğimiz mücadele ile cami de yapılacak bu işi 40 bin TL'ye yapıldı. Yani güzel insanların güzel duyguları istismar edilmemeli. Burası turistlik bir bölge olduğundan yabancılarda camimize gelerek İslamiyet hakkında bilgi ediniyorlar. Ben 3 dil bilen biriyim. Ama şimdi buradan sürgün edildiğim için cemaat büyük üzüntü içinde. Böyle olmamalı bu işler."
"BİAT ETMEYENE OPERASYON ÇEKİYORLAR"
Yapılan usulsüzlüklerle ilgili dönemin Bodrum İlçe Müftüsü ile Dr. Ali Ünal ve imam Kadir Arslan hakkında Kaymakamlığa dilekçe verdiğini söyleyen Ömer Karadağ'ın şikayetleri, İl Müftülüğünün ardından Diyanet İşleri Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı'na ulaştı. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı, şikayetin mahallince incelenerek sonuçlandırılabilecek konular olduğunu belirterek, İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü'ne taşıdı. İmam Ömer Karadağ; "İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü Muğla İl Müftülüğünün müfettiş talep eden, "iddialarının araştırılması" denildiği halde, söz konusu yazıyı değiştirerek, aleyhte dönüştürüp Ömer Karadağ hakkındaki iddiaları araştırılması konumuna getirildi. Müfettiş isteği yazısını unutan Muğla İl Müftülüğü, aleyhte soruşturma açarak Adem Demirel ve Cüneyt Önder'i müfettiş olarak görevlendirdiler. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Biat etmeyene, haksızlık karşısında susana, hak arama mücadelesi içerisine girene operasyon çekiyorlar" diyerek şu ifadeleri kullandı;
"Soruşturma dosyasını inceleyen müfettişler, ilk incelemede yapılan usulsüzlükleri fark ettiler. Asıl soruşturulması gereken ismin Bodrum İlçe Müftüsü Dr. Ali Ünal olduğunu, yetki alanlarının sınırlı olması nedeniyle Dr. Ali Ünal'ı soruşturamayacaklarını, bu nedenle başka bir müfettiş görevlendirmek üzere raporu Muğla Müftülüğü'ne sundular. Muğla İl Müftülüğü'ne dosyanın geri iade edilmesine rağmen ısrarla hakkımda soruşturma yapmak üzere İl Müftü Yardımcısı Adnan Uğur'u müfettiş olarak görevlendirdiler. Adnan Uğur'un görevlendirme yazısında ise; bilerek ve kasıtlı olarak büyük bir usul hatası yapılmıştır. Şikayet dilekçesine göre soruşturulması gereken Dr. Ali Ünal'ı müşteki, şüpheli Kadir Arslan'ı Tanık, olarak ifadelerini aldı. Ancak benim ifadem dahi alınmadı. Ancak İl Müftü Yardımcısı Adnan Uğur, hukuka aykırı olduğu halde ifademin şüpheli olarak alınması talimatını verdi. Benim 13 tanığımın ifadeleri dahi alınmadı. Planlı bir operasyonla şüpheli duruma düşürüldüm. Şimdi Muğla İl Müftülüğü tarafından Fethiye'nin Yakacık Mahallesi'ne gönderildim. Bakın, Türk bayrağının dalgalandığı her yerde seve seve görev yaparım. Ancak bu haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklerle dolu olunca insan artık kaldıramıyor. Ben hak, adalet için mücadeleme devam edeceğim. Bizler din adamlarıyız. İnsanları dinden soğutmak için değil, dini sevdirmekle mükellefiz" şeklinde konuştu.
Yaşadıklarından ötürü sağlık durumunun bozulduğunu belirten İmam Ömer Karadağ, "hak, adalet, hukuk diyorum dedi.
Murat Sökdü
https://odatv2.com/25yillikimamisyanettibiatetmeyeneoperasyoncekiyorlar11032033.html