Korkusuz yazarı Ahmet Takan, 1995 yılın ‘Afrika İslâm Kurultayı’ (Panafrikan Islamic Conference) ismiyle Sudan'ın başkenti Hartum'da yapılan toplantıyı yazdı. Ahmet Takan, "Toplantının ilk gününde, öğlenden sonraki oturumda, kendisini Almanya’da yaşamakta olan kanun kaçağı Karases Cemalettin Kaplan’ın temsilcisi olarak takdim eden Rüstem Ellialtı adlı bir kişi kürsüye çıktı ve konuşmasına başlarken de ‘Müminlerin halifesi’ Cemalettin Kaplan’ın selâmını iletti. Dinleyicilerin büyük bir kısmı da bunu alkışladı. Meczup konuşmasına devamla İslâm Dünyası kurmaktan bahsetti ve Türkiye’ye alabildiğine sövdüsaydı. Konuşmasını bitirirken de ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkacağız ve yerine Anadolu Federe Devleti’ni kuracağız. Kahrolsun Türkiye Cumhuriyeti’ dedi." satırlarıyla toplantıda Türkiye üzerine yapılan skandal planları aktardı.
Ahmet Takan'ın "Süleyman Demirel bugünleri nasıl gördü?.." başlıklı yazısı şöyle oldu:
Türkiye’nin başına sarılan mülteci belası!..
Soruna, sadece günlük hayata etkileri açısından bakarsanız yanılırsınız. Olan bitenlerin farkına, büyük oyunun büyük fotoğrafını görürseniz varırsınız. Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalama tezgahına!..
Büyük Ortadoğu projesi… AKP’nin iktidara getirilişi… Tayyip Erdoğan’a verilen eş başkanlık… ”Çözüm süreci”… Sınırlarımızın dibinde çıkan kargaşalar… “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen ucubelik… Ayasofya’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve değerlerine çekilen kılıçlar.. (Bunlar sadece ana başlıkların bazıları)
Vee, geldik dayandık son noktaya… AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Taliban’ı işaret ederek “Türkiye’nin inancıyla alakalı ters bir yanı yok” diyor. Ardından Metropoll Araştırma’nın yaptığı ankette “Afganistan’daki Taliban’ın İslam anlayışı ile sizin İslam anlayışınız arasında fark görüyor musunuz” diye ahaliye soruluyor.
Yüzde 56.9’luk kesim, “İslam anlayışımız farklı” derken, yüzde 22.6’lık kesim “İslam anlayışımız aynı” diyor. Ne acıklıdır ki; anlı şanlı aydınlar dahil bir kesim ile birlikte idrak yolları iltihaplanması geçirenler, sanki çok düşük bir oranmış gibi yüzde 22.6’yı göstererek zil takıp sonuca göbek atıyor!.. Memlekette bir Allah’ın kulu da çıkıp ”Yahu esas tehlike burada. Bu milletin yüzde 22.6’sı nasıl Taliban ile aynı kafada olabilir? Bu noktaya nasıl gelinmiş. Bu tehlikeli gidişatın kırmızı alarmıdır” diye bağırıp isyan etmiyor.
Üstelik, Tayyip Erdoğan, Taliban liderleri ile görüşebileceğini tüm dünyaya ilan ediyor. Memlekette tık yok!.. Akıl alacak gibi değil!..
★★★
Bakın!.. Siz değerli okurlarım için filmi biraz daha geri sarayım. Türkiye Cumhuriyeti’ni yok edip yerine “Anadolu Federe Devleti” kurmak için tezgahlanan kirli oyunu daha net görebilmeniz açısından geçmişte sır kalan bir olayı açığa çıkartalım. Bizzat o günlere tanıklık eden ismin bana anlattıklarından:
“1995 yılının Nisan ayının başlarında, Sudan yönetimi, Meclis Başkanı ve İslâmî yönetim fikriyatının akıl hocası Hasan El Turabî’nin himayesinde ‘Afrika İslâm Kurultayı’ (Panafrikan Islamic Conference) adlı bir toplantıyı başkent Hartum’da düzenledi.
Toplantının adına bakılınca, bunun sadece Afrika Müslümanlarını ilgilendirmekte olduğu izlenimi uyanır. Ancak, Balkan ülkelerinden alınan haberlere göre, işbu toplantıya Balkanlar’dan birçok siyasetçi ve din adamının dâvet edilmiş olduğu anlaşılmakla konu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüşüldü. Devletin ilgili mercilerinin fikri alındıktan sonra, toplantıya bir gözlemci heyetin gönderilmesine karar verildi.
Böylece, Cumhurbaşkanı’nın danışmanlarından birinin başkanlığında bir heyet gönderildi. Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir başta olmak üzere, toplantı boyunca Türk heyetine büyük bir itibar gösterildi.
Toplantının ilk gününde, öğlenden sonraki oturumda, kendisini Almanya’da yaşamakta olan kanun kaçağı Karases Cemalettin Kaplan’ın temsilcisi olarak takdim eden Rüstem Ellialtı adlı bir kişi kürsüye çıktı ve konuşmasına başlarken de ‘Müminlerin halifesi’ Cemalettin Kaplan’ın selâmını iletti. Dinleyicilerin büyük bir kısmı da bunu alkışladı. Meczup konuşmasına devamla İslâm Dünyası kurmaktan bahsetti ve Türkiye’ye alabildiğine sövdüsaydı. Konuşmasını bitirirken de ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkacağız ve yerine Anadolu Federe Devleti’ni kuracağız. Kahrolsun Türkiye Cumhuriyeti’ dedi.
Bunun üzerine, Türk heyetinin başındaki danışman, derhal kürsüye çıkarak şunları söyledi: ‘Biraz önce bir meczup size sözüm ona bir halifenin selâmını iletti ve siz de alkışladınız. Hâlbuki böyle bir makam mevcut değildir ve maalesef hepiniz batıl bir sözü alkışladınız. Yazıklar olsun size. Türkiye, İslâm’ın en güzel şekilde yaşanmakta olduğu bir ülkedir. Sizler düşmanlarımıza itibar etmekle kötülük ediyorsunuz. Türkiye’nin temellerini oyarsanız bu muhteşem bina başınıza çöker ve yeryüzünde İslâm kalmaz. Aklınızı başınıza alınız ve meczuplara fırsat vermeyiniz. Şükürler olsun ki, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.’ Sadece birkaç kişi bu konuşmayı alkışladı ve şahsen görüşüp tebrik etti.
Toplantıya ara verilince, toplantıyı takiple görevli fakat aslında Hürriyet gazetesinin Londra muhabiri olan Faruk Zapçı, söz konusu danışmanın yanına gelerek heyecanla tebriklerini sundu ve el öpmek gerektiğini söyledi. Daha sonraki günlerde, Cumhuriyet gazetesi ise ‘Gerici toplantısında bir devlet görevlisi’ başlığı altında bu olayı haber verdi.”
★★★
Bu anlatılana yorum eklemeye gerek var mı?.. Filmi o günlerden bugüne kadar sarın bakalım neler göreceksiniz?..
“Peki bundan sonra neler oldu:” diye sorunca o olaya canlı tanıklık eden isim şunları söyledi;
“Toplantı sona erdikten sonra, Türk heyetinin başındaki şahsı Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir makamına davet etti. Sohbet edildi. El Beşir, ‘Süleyman Demirel’e bir mektup göndermek istiyorum. Sudan’ın desteğe ihtiyacı var. Bana bir müsvedde yazar mısınız’ dedi. Konu başlıklarını verdi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in danışmanı bir metin kaleme alıp El Beşir’e verdi. Sonra, El Beşir kendi yazdığı mektubu danışmana verip, ‘Bunu oku ve kapat’ dedi. El Beşir’in Demirel’e gönderdiği mektubun içeriğini şöyle özetleyebilirim:
Sudan’ın iktisadi desteğe ihtiyacı var.
İşadamı gönderin, bedava toprak vereceğim, vergi almayacağım.
Batı, bize sattığı tarım ilaçlama aletleri için yedek parça vermiyor. Bunların bakım ve tamiri için burada bir fabrika kurun.
Çocuklarımızın eğitimi için, burada okul mu kuracaksınız yoksa Türkiye’de mi eğitim vereceksiniz, bize yardım edin.
Sudan’ı size 99 yıllığına 1 dolara kiraya vereceğim. Alın idare edin. Bunun için 2 şartım var; limanı (Port Sudan) ıslah edin, mimari dokumuza dokunmayın.”
★★★
Sudan dönüşü, Ömer El Beşir’in mektubu Süleyman Demirel’e teslim edilmiş. Olup bitenler en ince detayına kadar aktarılmış. ‘Afrika İslâm Kurultayı’nda yaşanan pis olaya Demirel’in ne tepki verdiğine gelince… Kaynağımın anlattıklarını aynen yazıyorum:
“Süleyman Demirel, konuyu biliyordu, çok üzülüyordu. ‘Türkiye’nin düşmanı çoktur. İçimizdeki hainler de çoktur. Onlar, düşmanlara hizmet ediyorlar. Ne yazık ki, dost gözükenler bizim içimizdeki hainleri besliyorlar’ dedi.”
Anlayana, çok şey var bu satırlarda!..
★★★
Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
https://www.krttv.com.tr/gundem/26yilliksirortayaciktianadolufederedevletih89075.html