Dolar/TL’de sert dalgalanma devam ediyor. 6 Kasım’da 8,57 ile tarihi zirvesini gören kur, geçen hafta 7,50’ye kadar geriledikten sonra, bugün tekrar 8 seviyesini aştı.
Ekonomi yönetiminin değişimi ve Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini artırıp fonlamada sadeleşmeye gitmesiyle düşen kur, son iki günde tekrar sert yükseldi.
Uzmanlar, yerlilerin devam eden döviz alımlarının son günlerdeki kur yükselişinde etkili olabileceğini ancak net bir gerekçe görmediklerini vurguluyor.
İşte 4 maddede kurdaki dalgalanmanın gerekçeleri…
Yıla 5,95 seviyesinden başlayan kur, 6 Kasım’da 8,5793 ile tarihi zirvesini görmüştü. Dolar karşısındaki yüzde 30’u aşan değer kaybıyla Türkiye, bu alanda dünyada ilk sıraya yükselmişti.
Faizlerin enflasyonun altında kalmasıyla yabancı sıcak paranın kaçışı, rezervlerin erimesi, yurt içi yerleşiklerin TL’den kaçıp dövize hücum etmesi, ihracat azalıp ithalat artarken turizmin dibe vurması ve jeopolitik gerilimler, kur artışını beraberinde getirmişti.
Özel sektörü, merkez bankası ve hazinesi yüklü döviz açığı taşıyan, sanayisi ve tarımındaki yüksek ithal girdi oranı nedeniyle enflasyonunda yüksek düzeyde kur geçişkenliği olan Türkiye’de, bu kur artışı ekonomi yönetiminde deprem yarattı.
Ekonomi yönetiminin değişmesi ve Cumhurbaşkanı’ndan finans sermayesini memnun edecek düzeyde bir faiz artışına onay sinyallerinin gelmesi, bunun üzerine de 19 Kasım’da TCMB’nin politika faizini yüzde 10,25’ten yüzde 15’e, yani fiili fonlama faizi düzeyine çekip, fonlamada sadeleşmeye gitmesi, kuru 7,50’ye kadar düşürdü.
Kur düşüşünde etkili olan, yabancı sıcak paranın, hisse senedi, tahvil ve swap (dövizTL takası) kanallarından Türkiye’ye giriş yapması oldu.
613 Kasım döneminde nette 928,1 milyon dolarlık hisse senedi ve tahvil alan yabancı sermaye, swap kanalından da yaklaşık 4 milyar dolarlık giriş yaptı. Yani, yabancılar spot kurdan döviz satıp TL aldı. Aldıkları TL’yi swap (belirli bir vade için dövizTL takası) ile Türk bankalarına verdi ve karşılığında döviz aldı. Swap işleminin vadesine göre de TL faizi kazanmayı amaçladı.
Yaklaşık 5 milyar dolarlık yabancı sıcak para girişi sayesinde dolar/TL, 2001 sonrasındaki en iyi haftalık performansına imza attı.
Kur, bugün 8,04’ü gördü
Hollanda merkezli Rabobank‘tan gelişen piyasalar kıdemli döviz stratejisti Piotr Matys, sozcu.com.tr’ye yaptığı açıklamada, kurdaki artışta temel belirleyicinin yerlilerin TL satıp döviz alması olduğunu dile getirdi.
Nitekim, 613 Kasım’da 1,5 milyar dolar artan yurt içi yerleşiklerin döviz ve altın mevduatı, 13 Kasım sonrasında da yükselişini sürdürdü.
Faiz artışına rağmen TL’ye dönük algının halen kırılgan olduğunu vurgulayan Matys, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yeni diplomatik gerilim gibi haberlerin görece kolaylıkla TL’yi olumsuz etkileyebildiğine işaret etti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) aktif rasyosu adlı düzenlemeyi “normalleşme” gerekçesiyle kaldırması bugün kurda 7,95’ten 7,84’e geri çekiliş getirse de daha sonra kur sert hareketle 8’i aştı.
Uzmanlar, yerlilerin devam eden döviz alımlarına işaret etseler de kur artışının gerekçelerine dair henüz net değerlendirme yapmıyor.
Matys, son günlerdeki yükselişe rağmen faiz artışı ve yüksek reel faiz nedeniyle kurda yakın vadede görünümün aşağı yönlü olduğunu düşünmeye devam ettiklerini söyledi.
Politika faizinin yüzde 15, mevcut enflasyonun yüzde 12 seviyesinde olduğu düşünülürse, Türkiye’de reel faiz yüzde 3 seviyesine yükselmiş durumda. Nitekim, Fitch’in cuma günü yayımladığı açıklamada da, yüzde 3’lük reel faizin, benzer ülkeler arasında en yükseği olduğuna işaret edilmişti.
Yüksek reel faiz, yabancı yatırımcılar tarafından TL için olumlu faktör olarak görülürken, yerlilerin devam eden döviz alımlarının kur için yukarı yönlü baskı unsuru olarak görülüyor.
Pandemide dünya genelinde ve Türkiye’de artan vakalar da Türkiye’nin döviz gelirleri açısından ve dolayısıyla kur açısından olumsuz olabilir. Aşı çalışmalarındaki olumlu haberler ise Türkiye için de beklentileri iyileştirebilir.
ABD ve AB ile gerilimlerden kaynaklanan yaptırım endişeleri de kurda ve ülke risk priminde belirleyici olacak.
Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan, “Yatırımcılar ekonomideki yeni dönem gelişmeleri ile beraber hem kurulan iletişimi, hem de aksiyonları izliyorlar” dedi.
“Bu kapsamda Merkez Bankası'nın para politikasını sadeleştirdiği faiz kararından sonraki süreçte bir süredir beklenen BDDK aktif rasyosu kuralının da kalktığını izledik” diyen Erkan, şöyle devam etti:
“Bankaları kredi vermeye iten ve bu nedenle krediden kaynaklı risklerini artıran bu düzenleme yılsonu itibariyle artık yürürlükte olmayacak. Bankaların bilanço ve risk yönetimi konusunda elinin rahatlaması ve normalleşme adımlarının devam ettirilmesi adına olumlu.
Halen dövizde yerli talebi olduğu görülüyor, bir yandan da piyasa yeni gelişmeleri tartıyor. TL mevduat oranlarının enflasyondan koruma sağlayacak yükseklikte olması gerekli ki, dövizden yerel para mevduatlarına bir geçiş etkisi söz konusu olabilsin. Yatırıcımlar, ekonomideki paradigma değişiminin de ilerleyiş sürecini, normalleşme adımlarını, para ve maliye politikası uyumunu takip etmeyi sürdüreceklerdir.”
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, ekonomide son dönemde atılan normalleşme adımlarıyla kurda düşüş kaydedildiğini, bu süreçte dalgalanmaların doğal olduğunu dile getirdi.
Piyasanın söylem değişikliğinin ardından artık somut adımlar görmeyi beklediğini belirten Yılmaz, kamu bankalarının son dönemde döviz açık pozisyonlarını kapatmaya dönük alımlarının kur yükselişinde etkili olmuş olabileceğine işaret etti.
CDS’lerde belirgin bir yükseliş olmadığını, bu nedenle Avrupa Birliği ve Almanya ile diplomatik gerilimin son iki gündeki kur yükselişinde belirleyici olduğunu düşünmediğini belirten Yılmaz, kurun teknik olarak 7,95, psikolojik olarak da 8’in altında kalmasının kritik olduğunu vurguladı.
İş Yatırım’ın bu sabah yayımladığı raporda “Kurdaki yükselişi Türk lirasına dönmek için fırsat olarak görüyoruz” dendi.
Dünya borsaları aşı haberleri, Biden'ın başkanlığı devralma sürecinin resmen başlaması ve eski Fed başkanı Yellen'in Hazine Bakanı olarak atanacağı beklentisiyle yükselmeye devam ettiği hatırlatılan raporda, “Türkiye varlıkları dünyadan negatif ayrışmaya başladı. Türk lirası PPK toplantısı sonrası kapanışına göre %4'ten fazla değer kaybederek son iki haftadaki kazancının üçte birini geri verdi” denildi.
“Kurdaki artışı açıklayacak rasyonel bir neden bulamıyoruz” diyen İş Yatırım, şu ifadeleri kulandı:
“Jeopolitik risklerdeki artış” endişesiyle Türk lirasının iki günde %4 değer kaybetmesi açıklaması bize anlamlı gelmiyor. Libya'ya insani yardım taşıyan bir Türk kargo gemisinin Alman deniz kuvvetleri tarafından
durdurulup aranması Türkiye Avrupa ilişkilerini falan koparmaz.
Döviz kurundaki artışı Türk lirasının değer kazanmasını fırsat bilerek döviz vagonuna son anda binen yatırımcıların alışlarına bağlıyoruz. Zarar durdur mekanizmasını kullanan kurumsal yatırımcıların satışları sürece katkı yaptı. 2018 Eylül PPK toplantısı sonrasında da benzer bir dönem görmüştük. Türk lirası 2 günde %5 değer kaybetmiş sonraki iki haftada kaybını fazlasıyla geri almıştı. Tarih tekerrür etmez ama bu defa da
benzer bir gelişme görebiliriz.”
Reuters’ın bu sabah geçtiği haberde de bir bankanın Hazine masası işlemcisinin “Dün piyasada birçok kişi birbirine TL’nin neden değer kaybettiğini soruyordu. Çünkü bu hareketi tetikleyecek bir haber akışı vardı diyemeyiz. AlmanyaAB ile gemi olayı biraz satışı tetikledi diyebiliriz. Siyasi gelişmeler de öyle ancak TL’de %10 değer kazancının ardından kar satışlarının %1 civarında kalmasını beklerdik. Dün %2’nin üzerinde hatta daha fazla kayıp yaşandı” değerlendirmesi yer aldı.
Aynı bankacı, “TL’deki kayıp için ana belirleyicinin lokallerin altın başta olmak üzere döviz alımları olduğunu görüyoruz. Yabancı yatırımcı girişi 6 Kasım’dan sonra düne kadar aralıksız devam etti. Ancak 7.5 seviyesi aşağı yönde kırılamadığında yabancı yatırımcının da girişlerini azalttığını gördük. Bu süreç lokal alımları ve 7.8 seviyesinde yabancı yatırımcının zarar kes (stoploss) emirlerinin çalışmasıyla tetiklenmiş görünüyor. Yerlinin TL konusunda ikna edilmesi gerekiyor. Ayrıca ekonomi yönetiminin, siyasetin sadece ekonomi değil hukuk demokrasi ve uluslararası ilişkilerde de değişimi gösterecek daha net adımları da görmek istediğini anlıyoruz.”
https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/4maddedeozetliyoruzdolardaneoluyor6138987/