Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinin 5 Nisan mahallesinde yıkılan 11 katlı Yoldaş apartmanıyla ilgili bilirkişi raporuna göre asli kusurlu bulunan müteahhit Sadullah Yoldaş’ın yargılanmasına 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuksuz müteahhit katılmadı.
İlk celsede ifadesi alınan müteahhit binayı 1993 yılında inşa ettiğini belirterek, “Ben de 7 yıl öncesine kadar yıkılan o binada oturuyordum. Binada kendim de yaşayacağım için o günün koşullarına göre 145 ton demir, tonlarca çimento kullandım. O dönemin şartlarına göre binayı gayet sağlam yaptığımı düşünüyorum. Vicdanen de çok rahatım. Ama ölümlerden dolayı çok üzgünüm. Bina yönetimi 3500 TL karşılığında eski kapıcı dairesini işyerine kiraya vermişler. Son 5 yıldır Yoldaş apartmanının önünden bile geçmedim. Binanın yıkılmasında bir kusurum yoktur” diyerek kendini savunmuştu.
Mahkeme İzmir 9 Eylül Üniversitesi'nden alınan bilirkişi raporuna göre, sanık Yoldaş’ın asli kusurlu fail olduğuna dikkat çekti. Binanın doğalgaz projesinin dahi onaysız olduğu, 1/1000 imar uygulama planı olmayan, inşaat aşamasında plansız bir süreç izlendiği ifade edildi. Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığına yazı yazılarak binanın inşaat aşamasına dair arşiv kayıtlarının istendiği, ancak gelen cevapta Yoldaş apartmanı ile ilgili hiçbir bilgi, belge, ruhsat ve eklerine dair mimari ve statik proje kaydı olmadığı bildirildi.
Bilirkişi raporuna göre, bina zemininde yapılan incelemede donatı filizlerinin yerinde olduğu ve kolon kesildiğine dair bulguya rastlanılmadığı vurgulandı. Binanın taşıyıcı kolon ve kirişlerinin mevzuata aykırı standartlar dışında inşa edildiğine dikkat çekildi. Apartmanın kurulu olduğu zeminin TÜBİTAK yer bilimleri araştırma grubunca incelendiği ve zeminde sıkı kum, çakıl, sert kil tabakaları ve birbirinden ayrışmış çok çatlaklı zayıf kayalar tespit edildiği belirtildi.
Enkazdan alınan beton karot numunelerinin, 1975’teki deprem yönetmeliğinde tanımlanan en düşük beton sınıfı olan C14 standardını dahi sağlamadığı ve standartların altında kaldığı belirtildi. Betonda yoğun kum, çakıl ve çimento hamurundaki yetersiz aderans nedeniyle betonun dayanım mukavemetinin düşük olduğu vurgulandı. Bu yetersizliklerden kaynaklı olarak deprem anında betonun donatı ile birlikte çalışmasının engellendiği, enkazdaki betonlarda özellikle iri taş ve çakıl tanelerinin yuvalarından kolaylıkla söküldüğü bilgisine yer verildi.
Binaya ait statikbetonarme proje, hesap raporu ve uygulama çizim paftaları bulunmadığını belirten mahkeme, binanın ruhsatsız, projesiz ve kaçak olarak inşa edildiğine işaret etti. Malzeme yetersizliği, uygulama ve işçilik hataları, binanın denetimsiz yapıldığı için yıkıldığını belirtti. Yıkım sonrası havadan, karadan çekilen fotoğraf ve görüntüler ile resmi kurumlarla yapılan yazışmalar, bilirkişi raporu da dikkate alındığında, müteahhit Sadullah Yoldaş’ın standartların altında elverişsiz malzemeler kullanarak projesiz, ruhsatsız ve denetimsiz kaçak bina inşa ederek her ne kadar bu sonucun gerçekleşmesini istememiş olsa da, sonucu öngörmüş olmasına rağmen çürük bina inşa ederek 60 kişinin ölümü, 9 kişinin de yaralanmasına neden olduğu yönünde mahkemede tam bir vicdani kanaat oluştuğuna dikkat çekildi.
Mahkeme sanığı bu nedenle 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 13 yıl hapisle cezalandırdı. Ardından işlenen suçu bilinçli taksirle işlediği anlaşıldığından cezayı 19 yıl 6 aya çıkardı. Sanığın yargılama sürecindeki pişmanlığı ve davranışları, sosyal ilişkilerini dikkate alarak cezasını 16 yıl 3 aya indirdi. Mahkeme duruşmaya gelmeyen Sadullah Yoldaş hakkında hükmen tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.
Sözcü