Özer’in avukatları Hasan Sınar ve Hüseyin Ersöz, tutuklanmanın üzerinden 40 gün geçmesine karşın iddianamenin hazırlanmamasına tepki gösterdi. Avukatlar ayrıca Özer’in tutuklanmasına karşı AYM’ye başvurduklarını açıkladı.
Hasan Sınar ve Hüseyin Ersöz bugün Çağlayan Adliyesi önünde konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Avukatlar, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) Özer’in tutukluğuna itiraz için bireysel başvuruda bulundu.
"DELİLLERİ DERHAL ORTAYA KOYMAK İÇİN NE BEKLİYORLAR"
Duvar'da yer alan habere göre, avukat Hasan Sınar şunları söyledi:
“Biz, bu soruşturma sürecinde müvekkilimiz hakkında yeterli suç şüphesini dahi ortaya koyan hiçbir somut delilin bulunmadığına, dolayısıyla müvekkilimiz hakkında derhal tahliye kararıyla birlikte kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak eğer savcılık makamı, aksi kanaatteyse ‘yok benim elimde delil var’ diyorsa bu delilleri derhal ortaya koyması için ne bekliyor? Müvekkilimiz hakkında eğer yeterli suç şüphesini ortaya koyan deliller var ise derhal iddianamenin düzenlenmesini kamu davasının açılmasını ve bağımsız ve tarafsız Türk yargısı önünde müvekkilimizin haklarını savunabilmeyi talep ediyoruz”
Hüseyin Ersöz ise yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Bu deliller bize verilmiyor. Aynı zamanda müvekkilimiz hakkında nasıl bir tutuklama nedeninin var olduğunu ortaya koymalarını istiyoruz. Bu talebimiz de reddediliyor. Adeta bir biçimde ilerleyemez durumdayız ve kırk gün geçmesine rağmen aradan soruşturmada bir adım boyu dahi ilerleyebilmiş değiliz. Oysa biz bu soruşturma sürecinde müvekkilimiz hakkında yeterli suç şüphesini dahi ortaya koyan hiçbir somut delilin bulunmadığına dolayısıyla müvekkilimiz hakkında derhal tahliye kararıyla birlikte kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak eğer savcılık makamı aksi kanaatteyse yok benim elimde delil var diyorsa bu delilleri derhal ortaya koymalı. Müvekkilimiz hakkında eğer yeterli suç şüphesini ortaya koyan deliller var ise derhal iddianamenin düzenlenmesini kamu davasının açılmasını ve bağımsız ve tarafsız Türk yargısı önünde müvekkilimizin haklarını savunabilmeyi talep ediyoruz. Ancak arada kırk gün geçmesine rağmen müvekkilimiz kırk gündür tutuklu olmasına, zindanda tutulmasına rağmen halen bu taleplerimize karşı kör, sağır ve dilsiz kalındığını görmek hakikaten çok hayal kırıklığı yaratan bir durum”