Güngören Belediyesi’ne bağlı Tozkoparan Mahallesi sakinleri uzun süredir kentsel dönüşüm mücadelesi veriyor. Mahallenin birçok bölgesi için yürütmeyi durdurma kararları alındı ancak, iddialara göre mahalle sakinleri Tozkoparan Bilgilendirme Merkezi (TOBİM) tarafından sistematik bir şekilde tacize ve tehdide maruz bırakılıyor. 1102 B Blok sakini, mahalleli arasında ‘Saim amca’ olarak bilinen 66 yaşındaki Ramazan Kabataş ise, aldığı telefonun üzerine fenalaşarak yaşamını yitirdi.
KRT’ye konuşan Saim Kabataş’ın eşi Halime Kabataş, eşinin TOBİM olaylarından sonra çok etkilendiğini ve strese girdiğini belirterek, durumu şöyle anlattı:
“Biz 4 kişi, kendi halinde yaşayan bir aileyiz. Eşim 15 yaşından beri burada yaşıyor. Buranın halkı ile iç içeydi, herkes onu çok severdi. Kimseye bir yanlışı da zararı da olmadı. Ancak bu TOBİM olayları olduktan sonra eşim strese girmeye başladı. Bizi ve birçok kişiyi Eylül ayından beri sürekli olarak TOBİM’den arayıp “Elektriğinizi, suyunuzu, doğal gazınızı keseceğiz; evden çıkın” diyerek tehdit ediyorlar. “Gelin imza atın, evi bize verin” diyorlar. Eşim de “Ben engelliyim, çıkamam, durumum yok. Bana hiçbir teminat ve bilgi vermiyorsunuz” diyerek kabul etmiyordu. Benim eşim yüzde 81 engelli. Durumumuzu anlattık. Ancak biz ne desek de bizi kimse dinlemedi. Aramaya devam ettiler” ifadelerini kullandı.
Engelli raporu
“SÜREKLİ TEHDİT EDİLİYORDUK”
TOBİM’den aradığını söyleyen kişiler tarafından sık sık tehdit ve tacize maruz kaldıklarını belirten Halime Kabataş, “Eşim vefat etmeden bir gün önce yine aradılar. Bu kez “Yıkım için yüzde 70 hak kazandık” diyerek bizleri tehdit ettiler, ancak bu gerçek değildi. Sonra geldiler, “Kapıyı açın, karot alacağız” dediler. “Nereden geldiniz?” dediğimde belediyeden geldiklerini söylediler. Ancak iki dakika sonra “Kağıdınıza bakabilir miyim?” dediğimde “Bakanlıktan geldik” dediler.
“Kağıdınıza bakalım, buyurun karotu alın” dedik. Bunun üzerine telefonda konuştuğu kişinin sesi yüksek çıktığı için ne dediğini duyduk. “Açtırın kapıyı. Zorlayın” dedi. Kağıtlarının olmadığını ve yanlış bir iş yaptıklarını söyleyerek direttim. Telefondaki kişiye “Açtıramıyorum kapıyı” dedi, ardından arabaya binip gittiler.
“YÜREĞİ DAYANAMADI”
Olay günü (13 Nisan Salı) ise sabah saat 10:30 civarı eşimi TOBİM’den tekrar aradılar. Bu kez avukatlarla birlikte geleceklerini söyleyerek tehdit etmişler. “Keşke açmasaydın” dedim. Çünkü yüreği dayanmazdı. Dayanmadı da zaten. Çok stres yapıyordu, yaşadığı bu stresi taşıyamadı. “Gelsinler görsünler ne durumda olduğumuzu” dedi. Telefonu kapattıktan sonra 12 dakika geçmedi fenalaştı, hayatını kaybetti.
“BU BİR CİNAYET”
Halime Kabataş
Eşinin kaybının bir cinayet olduğunu söyleyen Kabataş, şu sözleri kullandı:
“Hakkımı helal etmiyorum. Eşim “Ben mağdurum” diye bağırdı. “ Yüzde 81 engelim var. 560 TL maaş engelli maaşı alıyorum. Nasıl çıkayım evden?” dedi. Kimse sesini duymadı. Bu strese, kalbi dayanmadı. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olamaz. Adalet bu mu? Gerekenin yapılmasını istiyorum.” dedi.
“HERKESE YETİŞTİM, BABAMA YETİŞEMEDİM”
Kabataş’ın kızı Melisa Kabataş ise olay gününü şu sözlerle anlattı:
“Haberi aldığım sırada çalışıyordum. Annem aradı ve “Baban çok kötü” dedi. Çıktım ama yarım saatlik yol bir türlü bitmedi. Sağlık çalışanıyım. Herkese yetiştim, babama yetişemedim. Geldiğimde herkes dışarıdaydı. Yukarı çıktığımda ise kalp masajı yaptıklarını gördüm. Orada öldüğünü anladım” dedi.
“Babam ben eve gelmeden uyuyamazdı bile” diyen Melisa Kabataş, “Hakkımı kimseye helal etmiyorum. Babamı bizden çaldılar” dedi.
“BU SOKAKTA AYNI SEBEPTEN 2 KİŞİ DAHA YAŞAMINI YİTİRDİ”
Tozkoparanlılar Derneği (TOZDER) Başkanı Ömer Kiriş ise, Saim Kabataş’ın ölümü hakkında, aynı sokakta benzer sebeplerden dolayı iki kişinin daha hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Bu bir tesadüf değil” dedi.
Kiriş, şu sözleri kullandı:
“Bundan önce Baki abi ve İhsan abiyi, şimdi ise Saim abiyi kaybettik. Bir sokakta peş peşe 3 kişinin benzer olaylarla hayatını kaybetmesi tesadüf değildir. Saim abi aralarındaki en bariz örnek oldu, ancak son örnek olmayacak. Yarın buraya polislerle birlikte gelinip bir tahliye çalışmasına başlandığında, bu 60 yaş üzeri herkes için büyük bir risk olacak. Çünkü bu insanlar, 4050 yıldır yaşadığı yerden teminatsız bir şekilde koparılıp başka yerlere atılmak isteniyor, bu da insanlarda travma ve stres yaratıyor. Bu insanlara bu hukuksuzluğu yapmasınlar. Yazılı bir emir olmadan hukuksuz bir beyanda bulunmasınlar” ifadelerini kullandı.
“BU BİR YIPRATMA TAKTİĞİ”
KRT’ye açıklamalarda bulunan aile avukatı Serkan Çakmaklı ise, konunun sistemli şekilde bir yıpratma taktiği olduğunu kaydederek, “İnsanları bu kadar sık, bu kadar tehditkar bir dille rahatsız etmek, muhakkak ki insanları bir şekilde etkileyecekti” ifadelerini kullandı.
Avukat Çakmaklı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu bir taktik, çünkü hem kendisini, hem eşini, komşularını, hem de diğer mahalle sakinlerini sürekli olarak arayıp rahatsız ediyorlar. Yıldırmaya çalışıyorlar. Biz, bu işi yürüten Tozkoparan Belediye İletişim Merkezi’ne defalarca söyledik; ancak duvara konuşuyor gibi olduk. “Burada yaşlı ve hasta insanlar var, yatağa bağlı insanlar var” dedik. Saim abi de yüzde 81 engelli raporu olan bir yurttaşımızdı. Nitekim Saim abinin durumu da tamamen bu olaya bağlı olarak gelişti. Bu olayın hemen üzerine kalp krizi geçiriyor Saim abi.
Vefat ettikten sonra henüz cenaze oradayken bile, TOBİM’den görevli kişiler gelerek binalarda tespit yapmaya başlıyorlar. Oldukça trajik bir olay. Kaldı ki burada mahkemenin hala kaldırmadığı yürütmeyi durdurma kararları var. Danıştay’da riskli alanla ilgili davalar var, bizim açtığımız idari mahkemelerde davalar var. Bunlar hala devam ediyor. Yani kanunen de yapılan uygulama son derece yanlış.
Dolayısıyla, burada henüz tek bir davada bile yürütmeyi durdurma kararı varken, Tozkoparan Mahallesi’nde 6/A uygulamasına tabi hiçbir tahliye ve yıkım işlemi yapılamaz. Bunu ısrarla anlattık, ancak olmadı. Hukuksuz bir şekilde bu baskılar devam etti ve ediyor”
“SAİM ABİ, KOMŞULARININ ZARAR GÖRMEMESİ İÇİN SABAHA KADAR NÖBET TUTAN BİRİYDİ”
Avukat Çakmaklı, idarenin o bölgeyi, ısrarla yalnızlaştırma ve tenhalaştırma çabası içerisinde olduğunu; Saim Kabataş’ın da bu uygulamalara karşı sürekli komşularının yanında olarak onlara zarar gelmemesi için nöbet tuttuğunu belirtti. Avukat Çakmaklı, “Şu an Tozkoparan’da kimliğini bilmediğimiz kişiler boş evlere giriyor, kapıları pencereleri söküyor. Yani orayı yaşanmaz hale getirmeye, binaları metruk hale getirip kendilerine zemin hazırlamaya çalışıyorlar. Tamamen el altından, illegal ve insani olmayan bir şekilde…” dedi.
Avukat Çakmaklı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu sebeple insanlar orada sabahlara kadar nöbet tutuyorlar. Vefat eden Saim Bey ve eşi Halime Hanım da orada yalnız yaşayan iki tane hanım komşularının zarar görmemesi adına saat sabah 7’ye 7 buçuğa kadar nöbet tutuyordu.
Yani bu insanlar uykularını bile uyuyamaz hale gelmişlerdi. Bu şartların, bütün bu sürecin yorgunluğu, hem psikolojik hem fiziksel olarak kaçınılmaz bir son getirdi.
Davalar açılacak. Biz de bu süreci yakından takip edeceğiz”
TOBİM'DEN BİLGİ ALAMADIK
KRT ekibi sonrasında konu hakkında bilgi almak için TOBİM'e gitti. Danışmadaki görevli, konu hakkında yetkilinin Ali A. olduğunu söyledi ve Ali A.'yı arayarak "KRT'den geldiler, Saim Bey hakkında görüşmek istiyorlar" dedi.
Ali A., görevli kadına, "Bu konuda konuşacak ne var ki? Randevu verme" karşılığını verdi.
Saim Kabataş