Mehmet Ocaktan, “Başarısız Gara operasyonunun sorumlusu olacak mı?” sorusunu sorduğu yazısına “Gara’da şehit edilen evlatlarımız için yüreğimiz yanıyor, hepsine Allah’tan rahmet diliyorum” ifadesini kullanarak başladığı görüldü. Karar yazarı Ocaktan, operasyonun daha önceden duyurulmamasının güvenlik açısından anlaşılır olduğunu ifade ederken şunları kaleme aldı:
"Nitekim Milli Savunma Bakanı olaydan sonra verdiği beyanatta “teröristler tarafından kaçırılan vatandaşlarımızla ilgili istihbaratı teyit edip gerekli müdahalede bulunmak” olduğunu söyledi. Ancak bu konuda ortada dolaşan iddialar oldukça kafa karıştırıcı.
Elbette böyle bir durumu devletle irtibatlandıramayız, bu yüzden de “Çarşamba günü sizlere birçok güzellikleri takdim edeceğim” sözlerindeki “müjde”nin operasyonla ilgili olduğu söylentileri içimizi acıtıyor. Hiç fazla söze gerek yok, devlet PKK’nın Gara’da rehin olarak tuttuğu 13 insanımızı kurtaramamıştır, hamaset yaparak ya da muhalefeti suçlayarak bu gerçeği değiştiremez.
Hemen acilen devleti yönetenler şapkalarını önlerine koyup ciddi bir muhasebe yapmalı, sorumlulara bu beceriksizliğin hesabının sorulduğunu millete açıkça göstermelidirler. Her ne kadar milletin beklentisi bu yönde ise de, iktidarın böyle bir adım atma niyeti pek gözükmüyor. Tam aksine sanki gençlerimizi kurtaramamanın sorumlusu muhalefet partileriymiş gibi “siyasi suçlamalara” devam ediliyor, öyle anlaşılıyor ki ellerinden gelse başarısız “Gara operasyonu”ndan dolayı Millet İttifakı’nı yargı önüne çıkaracaklar… Nitekim iktidara iliştirilmiş gazetelerin neredeyse tamamı Millet İttifakı’ndan hesap sorulmasını istiyor.
Zira artık bütün derdi 50+1’i yakalamak. Bunun için hiçbir ahlaki ve vicdani kuralla kendilerini bağlı hissetmiyorlar. Bari milletin ortak acısını siyaset malzemesi yapmayın, zira bu milletin vicdanını daha çok yaralar. Ayrıca hemen hatırlatalım, iktidara bunun faturası sandıkta daha ağır olur. 23 Haziran öncesinde TRT’de Öcalan’ın mektubunun okutulmasının sandıktaki sonuçlarını kimse unutmasın. Her ne kadar bazıları bu mektubun faziletini anlata anlata bitiremese de…"
Ocaktan, yazısının son kısmında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’dan seçimlerde size yardımcı olması için mektup dilenirken, neden vatan evlatlarının serbest bırakılması için çağrı yapmasını istemediniz? İstanbul seçimleri sizin için 13 vatan evladından daha mı kıymetliydi?” şeklindeki sözlerine yer verdi.