ABC/ Haber Merkezi
Bugün,
Eskişehir’deki Gezi Parkı protestolarında polis ve sivil faşistler
tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın doğum günü. 19
yaşında katledilen, Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümü
öğrencisi Ali İsmail Korkmaz, bugün ALİKEV tarafından Antakya’da
düzenlenecek “Hatay Barış Koşusu” ile anılacak. Ali İsmail Korkmaz’ın
vefatından sonra Eskişehir’de heykeli dikildi. Yaşamını yitirdikten
sonra Türkiye’nin birçok ilinde protesto gösterileri yapıldı. Fenerbahçe
taraftarları ise “Ali İsmail Korkmaz” marşını besteleyerek çeşitli
maçlarda bu marşı söyledi.
'TOPLUM İÇİN GENÇLİK'
1994
yılında Hatay’da doğan Ali İsmail, lise yıllarında “Toplum İçin
Gençlik” adını verdiği bir proje oluşturdu. Bu proje vasıtasıyla
arkadaşları ile birlikte birçok etkinlik düzenleyen Ali İsmail, “Toplum
için çalışan gençleri bir yere vardırmak” istediğini ve bu proje ile
sınırlı kalınmaması gerektiğini günlüğüne yazmıştı.
Ali İsmail Korkmaz, Gezi direnişinin yükseldiği ve tüm ülkeye yayılmaya başladığı dönemde ise günlüğüne şunları yazmıştı:
“Ne
bir fikrin başkanlığının; ne bir düzenin; ne devletin; ne de bir
dayatma, zorbalık ve mecbur kalmanın destekçisiyim. Anlattıklarım, bu
görüşümün kaynağıdır. Çünkü bu tür devlet düzenlerinin bulunduğu
yerlerde sadece acı vardır. Gençler öne sürülür. Küçük ya da büyük
savaşlar olur. Savaşın sonu gözyaşıdır, acıdır, kandır, ölümdür. Çekilen
acılar hep fedakarlık olarak tanımlanır. Ama bu fedakarlıkların sonu
yoktur. Tüm bu sebeplerden, her türlü düzene karşıyım. İnsan hürdür,
dizginlenmemelidir.”
'...YAKLAŞIK 15 DAKİKA VURMAYA DEVAM ETTİLER...'
Eskişehir’deki
Gezi Parkı protestolarının ilk günlerindeki polis saldırısında,
aralarında Gürcistan uyruklu bir öğrencinin de bulunduğu çok sayıda kişi
ağır yaralandı. Gürcistan uyruklu Akaki Avaliani’nin kafatasının
çatlamasına yol açan jop darbesi, beyin kanaması geçirmesine neden oldu.
Geçirdiği ameliyatların ardından Avaliani sağ kolunu kullanamaz duruma
geldi. Eskişehir’deki yoğun polis şiddetinden Avaliani gibi birçok genç
etkilendi. Gazeteci İsmail Saymaz, “Ali İsmail: Emri Kim Verdi”
kitabında yaşanan polis saldırısını şu sözlerle özetliyor:
“Kamera
kayıtlarına göre, kaçamayan ve duvar diplerinde biriken gençler, polis
tarafından dakikalarca cop, tekme ve yumruklarla dövüldü. Beş dakika
süren dayak sırasında ayağı kırılan bir genç baygınlık geçirdi. Polisin
işkencesi sonrası yüzleri duvara dönük bir şekilde bekletilen gençler,
bir saat sonra sokağa getirilen polis aracına bindirilerek gözaltına
alındı. Polis tarafından dövülen eylemciler arasında avukatlar da
vardı.”
Polisin işkencesine maruz kalan gençler ifadelerinde, yaşananları şöyle anlatıyordu:
“Yere
düşünce cop ve tekmelerle vurmaya başladılar. Yüzümü korumak için
kapaklandım ve yere yattım. Çelme takıp beni yere düşüren polis, vurmaya
devam etti. Sürekli vuruyorlardı. Yaklaşık 15 dakika vurmaya devam
ettiler. Ben hayatımdan endişe etmeye başladım ve açık bir dükkâna
girdim. Polisler bize ‘Orospular bu saatte ne bok yemeye dışarıdasınız?’
diye bağırıyorlardı.”
Görgü tanıklarının aktarımına göre polisin bir aracın üzerine fırlattığı genç, ifadesinde polis şiddetini şöyle anlatıyordu:
“Ardından
tekrar copla vurup sprey sıktılar. Her seferinde farklı bir polis ekibi
gelerek beni darp etti. Hatta polislerden biri koşarak bana tekme attı.
Yere düştüm. Yerde bana vurmaya devam ettiler. Yerde sürüklediler. Beni
tutan otel görevlisine ‘Göremiyorum beni taksiye bindirin’ dedim.”
Polis şiddetine maruz kalan eylemciler, polisin gözaltı araçlarında işkenceye devam ettiğini ve araçların kan gölüne döndüğünü aktarıyorlardı.
'POLİS NEDEN DÖVSÜN PROVOKASYONA GELMEYİN'
Ali
İsmail Korkmaz, Eskişehir’de protestoların başladığı ilk günden beri
Espark’taki eylemlere katılıyordu. Ali İsmail’in “Polis, eylemcileri
dövüyormuş, işkence ediyormuş” sözlerine ağabeyi Gürkan Korkmaz, “Polis
neden dövsün, provokasyona gelmeyin” cevabını veriyordu. Bu sözlerin
söylendiği günün akşamında, Ali İsmail ve ev arkadaşı Gezi Parkı
protestolarına katılmak üzere Yunus Emre Caddesi’ne gitti. Polisin biber
gazı, tazyikli su ve joplarla eylemcilere saldırdığı sırada, Ali İsmail
ile ev arkadaşı birbirlerini kaybetti. Bir süre sonra Ali İsmail ile
karşılaşan ev arkadaşı, Ali İsmail’in “Polis copladı ve tekmeledi,
kafama darbe yedim” dediğini ve birlikte hastaneye gittiklerini
aktarıyor. Bu sırada Ali İsmail “kafasına cop yediğini, dişinin
kırıldığını ve omzunun çıktığını” ifade ediyordu.
38 GÜNLÜK YAŞAM MÜCADELESİ
Ali
İsmail ilk gittikleri hastaneden başka bir hastaneye sevk edildi.
Buradaki doktor, Ali İsmail’in kalp ameliyatı olduğunu ve kan
sulandırıcı ilaç kullandığını belirtmesine rağmen, Ali İsmail’in
ağrılarını azaltabilmek için kas gevşetici iğne yaptı ve “Bir şeyi yok,
bir iki güne geçer” diyerek Ali İsmail’i başka bir servise sevk etti.
İfade vermek üzere Polis Merkezi’ne giden Ali İsmail bu anlarda konuşamamaya başlıyordu. Ali İsmail, öldüresiye dövüldüğü anları Polis Merkezi’nde alınan son ifadesinde şöyle anlatıyordu:
“Eski gar arkasından evime gittiğim sırada 56 kişilik bir grup önüme geçerek, ellerindeki sopalarla saldırdı. Kafama, sırtıma, omzuma ve bacaklarıma vurdular. Yere düştüm. Saldıran grup yere düşünce bırakıp kaçtı, tam hatırlayamıyorum. Can havliyle kaçıp evime gitmeye çalışırken ev arkadaşımla karşılaştım. Hastaneye gittik. Beyin tomografisi çekilemediği için Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne yönlendirdiler. Kolumu bandaja aldılar, tomografi çektiler. Dün konuşma zorluğu yaşamıyordum. Ama bugün hatırlama zorluğu çekiyorum. Bir dişim sallanıyor. Başım ağrıyor. Bana kimlerin neden vurduğunu bilmiyorum. Sivil kıyafetliydiler. Şikayetçiyim.”
İfadesinin ardından
yeniden hastaneye götürülen Ali İsmail’in beyin kanaması geçirdiği fark
edildi. Ameliyata alınan Ali İsmail, 38 günlük yaşam mücadelesinin
ardından 10 Temmuz’da yaşamını yitirdi. Ali İsmail’in ölümünün ardından
otopsi raporunda, kafasına aldığı darbeler sonucu oluşan beyin kanaması
nedeniyle yaşamını yitirdiği ifade ediliyordu. (Kayseri'de görülen
Ali İsmail Korkmaz davası. Berkin Elvan'ın annesi Gülsem Elvan ve Ali
İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz, Alicem Aydın)
'BU SOKAĞIN CUMHURBAŞKANI, BAŞKANI BENİM'
Ali İsmail’in dövüldüğü sırada olayı gören ve daha sonra tanıklık da yapan bir kişi, sosyal medyadan şunları yazmıştı:
“…
Eylemciler
kaçıştıktan sonra maalesef bir kişi bulunduğum sokağa geldi ve bir
kişiye, sadece ve sadece bir kişiye polis öldüresiye saldırdı. Dahası
fırının önünde bekleyen birkaç kişi fırından aldıkları odunlarla o
eylemcinin sırtına, beline, bacaklarına tüm gücüyle vurmaya başladı.
Dondum, donakaldım. Ardından elinde odun olan kişi, o eylemci arkadaşın
karnına tekmelerini savurmaya başladı. Eylemci arkadaş, atik bir
davranışla koşarak o alandan uzaklaştı. Bir 15 dakika hiçbir olay
yaşanmadı.
Sonrasında polisin saldırısı şiddetlendi. Eylemciler yine ara sokaklara kaçışmaya başladı. Bu sefer o sokağa iki kişi girdi. O sokağa giren iki kişiyi polis ve elinde odun ile bekleyen kişiler ani bir hareketle kıstırdı. Arkadaki kişi, pusuya yatan polisler tarafından hunharca dövüldü. Öndeki eylemci ise, o fırının esnafı tarafından ve elinde odunla bekleyen kişiler (tam 5 kişi) tarafından yere düşürüldü. O çocuk tam önüme düştü. Tam önümde kafasına, beline, sırtına sayısız darbe aldı. Sonra kafasını kaldırıma çarptı ve mecburiyetten bayılma numarası yaptı. Birkaç dakika sonra ise yerinden hafifçe doğruldu, sırtını gördüm mosmordu.
Çocuğu dövenler ona hakaret etti ve çocuk
yerinden kalkarak koşmaya başladı. Eylemci, sokağın ucundaki polisler
tarafından da darp edildi. En beteri ise polislerin ve esnafın,
kaçanların ardından bakıp iğrenç kahkahalar atmalarıydı.
…
Polis
adeta öldürmek için vuruyor, önlem almak için değil. Bu arada, fırın
çalışanlarından birinin ‘Kurban olun siz bu hükümete orospu çocukları’
demesi de cabası. Yunus Emre Caddesi’ndekiler dikkatli olun. Ara
sokaklara tek başınıza girmeyin.”
Başka bir tanık, “Yapmayın,
vurmayın, öldüm” şeklinde bağrışlar işittiğini ancak o sırada kimseyi
görmediğini, daha sonra elinde meşe odunu bulunan sivilleri ve 3 tane
polisi gördüğünü ifade ediyordu. Diğer görgü tanıklarının aktarımına
göre; elinde sopa bulunan kişi, “Bu sokağın cumhurbaşkanı, başbakanı
benim” diye bağırıyordu.
(Fotoğraf: Kayseri'de görülen Ali İsmail Korkmaz davası, Alicem Aydın)
'YERİN ALTI DA VAR UNUTMAYIN'
Ali
İsmail’in dövüldüğü ana ait görüntüler polise verildi ancak Ali
İsmail’in bulunduğu bölümler görüntülerden çıkarıldı. Eskişehir Valisi,
Ali İsmail’i arkadaşlarının dövmüş olabileceğini, polisin böyle bir şey
yapmayacağını ifade etti. Daha sonra Ali İsmail’in avukatlarını
“terörist” ilan eden Eskişehir Valisi, gazetecileri “Yerin altı da var
unutmayın” diyerek tehdit etti. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “İyi, hoş
bir arkadaş” dediği Eskişehir valisi, “Ali İsmail’i bahane eden THKP/C
Devrimci Yol – Devrimci Gençlik örgütünün çatışma ortamı yaratacağını”
savunarak Ali İsmail’in ölümü sonrası açılan davanın nakline onay verdi.
Savcılık ve valilik onayı ile Ali İsmail Korkmaz Davası, Kayseri’ye
nakledildi.(Fotoğraf: Ali İsmail Korkmaz Vakfı, Alicem Aydın)
ALİ İSMAİL KORKMAZ VAKFI: DÜŞLERİNDE ÖZGÜR DÜNYA
Kayseri’deki
davada konuşan Ali İsmail’in annesi Emel Korkmaz, “Ali İsmail, en ufak
bir laneti bile dilemeyen biriydi. Ali İsmail için ayakta duracağım,
katillerden hesap soracağım” açıklamalarında bulunmuştu. Ali İsmail’in
ailesi, onun ve onun gibi nice gencin düşlerinin gerçeğe dönüşmesi için
ALİKEV’i kurdu. Antakya’da kurulan Ali İsmail Korkmaz Vakfı; gençlere ve
sanatçılara burs sağlıyor; buraya gelen gençlerin müzik, resim, tiyatro
gibi sanat dallarıyla ilgilenmesi teşvik ediliyor; Ali İsmail’in
düşlerinin peşinden gidiliyor.
'DÜŞLERE GÜÇ VER'
Ali
İsmail Korkmaz Vakfı gönülleri, burs programına katkı sağlamak için,
yıl içinde düzenlenen maratonlara katılıyor. Ali İsmail’in ailesinin de
katıldığı maratonlardan elde edilen gelir, öğrencilerin eğitimi ve
sanatçılara destek için harcanıyor.
Haziran Direnişi sırasında 8
kişi yaşamını yitirdi. Öldürülen gençlerden biri de Ali İsmail Korkmaz
idi. Ali İsmail’in ailesi ve Ali İsmail’i yaşatmak isteyen milyonlar,
onu her yıl doğum gününde anıyor. Bu sene Ali İsmail, ALİKEV ve Hatay
Belediyesi tarafından düzenlenen Hatay Barış Koşusu ile anılıyor.
Katılımcılar “Düşlere Güç Ver”mek için koşuyor.
'O SOKAĞA YİNE GİRERDİ'
“Ali
İsmail: Emri Kim Verdi?” kitabının son bölümünde, İsmail Saymaz’ın “Ali
İsmail, keşke Gezi Parkı eylemlerine katılmasaydı diyor musunuz?”
sorusuna, Korkmaz ailesi şu yanıtı veriyor:
“Keşke gitmeseydi. Benim canım yandı ya… Ama Ali İsmail’e soralım. ‘O saatte oğlum bak, o sokağa girme’ desen; bugün görse, ‘Abi sana Fenerbahçe marşını söylettim, annemi bilinçlendirdim, kırkında annemin sol yumruğu havada köy meydanında, mümkün değil o…’
Ali İsmail’e kalsa değil Gezi Parkı’na gitmemek, o sokağa da girerdi. Ali İsmail şöyle düşünürdü: ‘Benim amacım daha iyi bir dünya, daha aydınlık bir gelecek, insanların daha bilinçli olması ise, 500 yıl daha yaşasam bu bilinci uyandıramaz, kendimi anlatamazdım, benim gibi düşünen insanlar yaratamazdım. Ben canımı feda ederek bunu yapabileceksem, Galatasaraylıya da Beşiktaşlıya da omuz omuza marş söyletebileceksem, eğer bir Kürt genci ile Türk gencini yan yana getirebileceksem o sokağa girerdim.’”
http://www.abcgazetesi.com/aliismailkorkmazhep19yasindaduslerindeozgurdunya82492h.htm