Özelleştirilmek istenen 14 şeker fabrikasından biri olan Alpullu Şeker
Fabrikası’nda sessizlik hâkim; işçiler ve halk tedirgin. Alpullu halkı,
tek geçim kaynakları olan fabrikanın özelleştirilmesi halinde, şehri
terk edeceklerini söylüyor
Cumhuriyet’in ilk fabrikası olan Alpullu Şeker Fabrikası, AKP'nin
özelleştirmek istediği 14 şeker fabrikasından biri. Fabrika,
Kırklareli’nin Babaeski ilçesine bağlı Alpullu Beldesi’nde bulunuyor.
Belde ismini Mustafa Kemal Atatürk’ün kurdurduğu Alpullu Şeker
Fabrikası’ndan alıyor. 1926 yılında kurulan şeker fabrikasında, ilk
yerli şeker üretildi. 11 ay gibi kısa bir sürede kurulan ve üretime
geçen fabrika, 1933 yılında 328 bin tonla üretimde dünya birinciliğine
yükseldi.
Esnafından, emeklisine kadar Alpullu’da yaşayan tüm
yurttaşların bir ‘geçmiş’inin söz konusu olduğu fabrika, bugünlerde
özelleştirilme girişimiyle gündemde. Şehirde tam bir belirsizlik hâkim.
Sokaklarda, kahvelerde konuşulan tek konu var, o da şeker fabrikasının
geleceği. Şeker, bölge için o kadar önemli ki, Alpullu’nun girişindeki
köyün adı Pancar Köy, beldenin içerisindeki okulun ismi Şeker İlkokulu,
mahallenin adı ise Şeker Mahallesi…
90'lı yıllarda yıllık 600 bin ton üretim yapılan tesis, Trakyalı
çiftçilere şeker pancarı üretiminin ‘bıraktırılması’ nedeniyle dört yıl
kapalı kaldı. Bu dört yıl, Alpullu halkına fabrikasız hayatın olanaksız
olduğu öğretmiş. Fabrika, kapalı kaldığı dört yılın sonrasında
modernleştirildi, depoları şeker dolu ve bölgenin en kıymetli
arazilerine sahip durumda. Özelleştirildiği takdirde, fabrikayı satın
alan şirket, “bir taşla üç kuş vurmuş” olacak.
Fabrikanın
çalıştığı ‘kampanya’ dönemlerinde şehir oldukça kalabalık oluyor. Tüm
sokaklar seyyar satıcılarla dolarken, bu dönemin haricinde kasabada
büyük bir sessizlik yaşanıyor.
AKP öncesinde binlerce işçinin
çalıştığı fabrikada, bugünlerde 173 işçi emek sarf ediyor. Bunun 140
kadrolu, 33’ü ise mevsimlik işçi… Alpullu Şeker Fabrikası, bölge için
sadece bir fabrika anlamı da taşımıyor. Fabrika sadece şeker değil,
kültür de üretmiş. Fabrikanın kurulmasının ardından şehirde golf bile
oynanıyormuş. Ata Köşkü’nün olduğu bölgede bir golf sahası ve yüzme
havuzu mevcut. Şimdi ise bu fabrika özelleştirilmek isteniyor.
Edindiğimiz bilgilere göre, özelleştirmeye ilişkin ihale şartnamesi
‘adrese teslim’ şekilde hazırlandı.
Özelleştirilmek istenen
fabrikaya dair Alpullu halkı BirGün’e konuştu, özelleştirmeye karşı
olduklarını vurguladı. Alpullu halkı, fabrikanın özelleşmesi halinde,
çaresizlikten başka şehirlere göç etmek zorunda kalacaklarının altını
çizdi.
Fabrikalar zarar etmiyor, ettiriliyor!
İlk olarak Şekerİş Alpullu Başkanı Orhan Saltık ile fabrika önünde
buluşuyoruz. Saltık, “İşçiler, çifticiler, esnaf, burada herkes
özelleştirmeye karşı” diyerek başlıyor, sözlerine. Saltık, devamında,
“Ülkemizde özelleştirmelerin ardından hangi fabrikada bacalar tütmeye
devam etti” diye soruyor ve ekliyor: “Özelleştirilen her fabrikaya kilit
vuruldu. TEKEL örneğinde biz bunu yaşadık.”
Saltık’a göre,
şeker fabrikaları zarar etmiyor, aksine zarar ettiriliyor. Bunun
nedenlerini ise “Fabrikaya uzun yıllardan beri yatırım yapılmadı. 98’den
itibaren işçi alımı yapılmadı. Kampanya sürecinde dahil makinelerde
bilgili eleman yok” ifadeleriyle açıklıyor.
Fotoğraflar: Yaşar Gökdemir
‘Mücadelemiz çocuklar için’
Kota sistemiyle çiftçinin pancar üretiminden soğutulduğunu da aktaran
Saltık, “Şeker pancarı üretimi biterse bunun geri dönüşü olmaz” diye
konuşuyor.
Fabrikada çalışan işçilerin morallerinin oldukça
bozuk olduğunu kaydeden Saltık, sözlerini şöyle noktalıyor: “Bizim
mücadelemiz bir işçi mücadelesinden öte, ülke mücadelesidir. Mücadelemiz
ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın pancardan üretilen doğal
şekerden mahrum edilmemesine ilişkin. Mücadelemiz Amerikan Cargill
şirketinin şekeri ile nişasta bazlı şekerin soframıza getirilmesine
karşıdır.”
Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu
Başkanvekili Semih Gün, çiftçilikle uğraşıyor. “Başlıca gelirim tarım”
diyor ve fabrikanın satılmasını ‘senaryo olarak’ nitelendiriyor. Gün,
Pankobirlik olarak birinci hedeflerinin fabrikalarının satışını
durdurmak olduğunu söylüyor. Gün, Tarım Bakanı Fakıbaba’nın “34
fabrikayı biz alırız” sözlerine tepki göstererek, şunları ifade ediyor:
“Fabrikalar kimin, devletin. Kime alıyorsun? Bu sözler yaptıkları işten
bihaber olduklarının göstergesi.”
Ömer Öztan isimli işçi,
1986’da fabrikada işe girmiş, 1998’de ise daimi işçi statüsünü elde
etmiş. Öztan’ın ilk sözleri, “Babam da buradan emekliydi, fabrikanın
lojmanlarında dünyaya geldim ve şekerin ekmeğiyle büyüdüm” şeklinde
oluyor. “Çocuklarımın da bu fabrikanın ekmeğinden geçinmesini, aile
kurmasını isterdim” diyen Öztan’a göre, fabrikaların özelleştirilmek
istenmesinin ana nedeni nişasta bazlı şeker. Öztan, “Nişasta bazlı
şekere kurban ediliyoruz” diyor ve ekliyor: “Fabrika kapatılırsa nüfus
500’e düşer. Buranın yüzde 7080’i fabrikadan emeklidir. Ailelerde de
endişe var. 2000 yılından beri özelleştirme satır gibi bekliyor ve o
satır inmek üzere gibi.”
Fabrika miras niteliğinde
Seçkin Eroğlu, 20 yıldır fabrikada işçi olarak çalışıyor ve fabrikanın
‘miras’ niteliğinde olduğunu kaydediyor: “Dedem 1951 yılında bu
fabrikada işe girmiş ve emekli olmuş. Sonra babam girdi o da emekli
oldu. Sıra bende ve benim de emekliliğim gelmek üzereydi. Özelleştirme
gelirse, Alpullu biter.”
Pancar üretimini terk ettiler
Hasan Yavuz isimli işçi ise, fabrikada 1988 yılında işe girmiş. Kendi
deyimiyle fabrikada “pişirici” olarak çalışıyor. İşini, “Şerbeti şeker
haline getiririm” diyerek açıklıyor. Yavuz, şeker fabrikalarındaki
dönüşümün 2002 yılından itibaren başladığını dile getiriyor: “İlk önce
pancar toplama istasyonlarını kapattılar. Sonra da insanlar vazgeçti.
Neden diye sorduğumuz zaman birçok sebep anlattılar, mesela, ‘İşçi
tutamıyorum’ diyorlar. Pancar üretimini terk ettiler böyle.”
‘Biz halkız, o kim?’
Şahap Akar isimli yurttaş, 1973 yılında Alpullu Şeker Fabrikası’nda işe
başlamış. Şimdi ise emekli. Akar’a emekli olduğu fabrikanın
özelleştirilmesine dair düşüncelerini soruyorum, yanıtlıyor: “O fabrika
bizim, bizim olan şeyi başkası nasıl satar. Biz halkız, halkın malı o,
satan kişi kim? Nişasta bazlı şekeri niye tüketelim, amaçları ne?”
Hayvancılığa da etkisi olacak
Ali İşbaşaran da fabrikadan emekli olan isimlerden. İşbaşaran, şu anda
hayvancılıkla uğraşıyor. Fabrikanın özelleştirmesinin hayvancılığa
etkisinin ne olacağını soruyorum, yanıtlıyor: “Küspe alıyoruz,
hayvancılığa az da olsa faydası var. Öbür türlü samana para, yeme para…
Yetiştiremeyiz. Zar zor olsa da yapıyorduk, kapanırsa biz de zor duruma
düşeriz.”
Şeker Mahallesi Muhtarı Cem Özdemir ise şu yorumda
bulunuyor: “Herkes beklemede, geri adım atılıp atılmayacağını göreceğiz.
Fabrika kapanırsa burası biter.”
***
Esnaf tepkili
»
Alpullu esnafından Gündüz Karaat’a göre, fabrikanın durumu, 2000’den
öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılıyor. Karaat, “Aradaki fark mukayese
edilmeyecek durumda” diyor ve ekliyor: “Fabrikanın kapalı kaldığı dört
yılda, biz nelerin yaşanacağını gördük. Nüfus olmayınca ekonomik hayat
da haliyle duruyor.”
» Serpil Ünsal da Alpullu esnafından.
Ünsal’a göre, şeker fabrikalarının durumu ‘kota’ nedeniyle böyle. Ünsal,
yaşananları “Yanlış politikaların ceremesi çekiliyor” sözleriyle
özetliyor. Ünsal, zor durumda olan esnafın, fabrikanın kapanmasının
ardından daha da zor duruma düşeceğini vurguluyor.
»Selami
Gürsel ise 30 sene fabrikada çalışmış. Şimdi kasabadaki bir lokantada
çalışıyor. “Kampanya dönemleri biz de kazanıyoruz. Esnaf kazanıyor
Alpullu kalabalık görüyor, başka zaman kimse olmaz. Özelleşirse hareket
olmaz” değerlendirmesinde bulunuyor.
***
‘Siyasi rant getirir’ eleştirisi
Trakyakent
Belediyeler Birliği, perşembe günü Alpullu’da Olağanüstü Meclis
Toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda özelleştirilmenin engellenmesi
kararı çıktı. Ancak özelleştirme kararı uygulanırsa, Trakyakent
Belediyeler Birliği Alpullu Şeker Fabrikası’na talip olacak.
AKP
ile MHP arasında ‘cumhur ittifakı’ yapıldığı dönemde, Alpullu Belediye
Başkanı, MHP’li Saim Kırcı özelleştirmeye karşı çıkıyor. Kırcı ile
Trakyakent Belediyeler Birliği’nin toplantısı öncesinde makamında bir
araya geldik. Kırcı ilk olarak, Trakyakent Belediyeler Birliği olarak
fabrikaya talip olduklarını ifade ediyor. Fabrikada üretimin düşmesinin
ardından Alpullu nüfusunun 3 bin 900’dan 2 bin 289’a indiğini aktaran
Kırcı, “Köyler dahil, bölgede nüfus düştü” diyor. ‘Ülkeyi yöneten
insanlara’ yanlış bilgi verildiğini savunan Kırcı, fabrikanın zarar
etmediğini kaydediyor: “Fabrikanın muhasebe müdür yardımcısı ile
görüştüm. 10 yıldan beri bütçeden bir lira para ayrılmıyormuş. Zarar
ettiği de yok.” Kırcı, şöyle devam ediyor: “Burası sadece işçiye hizmet
eden bir kurum değil, binlerce insana katma değer üretiyor.”
Fabrikanın arazisi imara açık
Başkan Kırcı, fabrikanın alanının imara açık olduğunu vurguluyor.
Kırcı, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Devletin yerleri peşkeş
çekilmesin, bu yerlerin hepsi imara açık. Fabrika alınırsa, ikiüç yıl
sonra kapanabilir. Bu yerler alınır, birileri kazanırken, ülkemiz zarar
eder ve bundan rant elde edilir.”
‘Müze ile ilgileniyorum’
Lüleburgaz Belediyesi Başkanı CHP’li Emin Halebak ise şunları
kaydediyor: “Alpullu özel bir yer. Orada Atatürk Köşkü var. Burası bir
müze, cumhuriyet evrimlerini anlatacağımız bir. Benim itirazım bir
tarihi satmaya. Arka taraftaki müze olacak yerle ilgileniyorum ben.”
Lüleburgaz CHP İlçe Başkanı Özgür Kaya, Trakyakent Belediyeler
Birliği’nin fabrikayı satın alma girişimine tepki gösteriyor. Kaya,
konuya ilişkin şöyle konuşuyor: “O arkadaşlar meselenin öneminin
farkında değiller, ben bunu doğru bulmuyorum. Bu siyasi bir rant yaratır
ve meseleyi çözmez.”
Kaya, sadece şeker fabrikalarının değil,
kamu yararına çalışan tüm kurumların özelleştirilmesine karşı
olduklarını belirtiyor. Kaya, şöyle devam ediyor: “Alpullu halkında
itiraz edecek derman kalmadı, genç kalmadı. Son fabrika bunlar, biz de
bu son kalelerde direneceğiz.”
***
Özelleştirmeye karşı beş bin imza toplandı
Lüleburgaz’da fabrikaların özelleştirilmesine karşı, Şeker Platformu’nun şehrin merkezinde bir imza standı var. Özelleştirmeye karşı şimdiye kadar 5 bini geçen bir imza toplanmış. Stantta dönüşümlü olarak duruluyor. Kırklareli İl Genel Meclisi’nin CHP’li Üyesi Gürcan Kırın, Kadın Platformu olarak standın başında. Kırın, şeker mücadelesini kadınların sahiplenmesi gerektiğinin önemine değiniyor. Kırın, “Kadınlar öne çıktığı zaman mücadele çok farklı bir boyut alıyor, bunu da kazanacağımızı düşünüyoruz” diye konuşuyor. Halkın tepkisinin yoğun olduğunun altını çizen Kırın, sözlerini şöyle sürdürüyor: İnsanların bu fabrika ile ciddi bir gönül bağı var. İnsanlar bir de nişasta bazlı şeker nedeniyle çocuklarının geleceği konusunda endişeliler.”
***
‘Araziler ranta kurban edilecek’
ÖDP Kırklareli İl Başkanı Serkan Varol, şunları söylüyor: “Kendini
yerli ve milli olarak tanıtan hükümet, şimdi de şeker fabrikalarına
satmaya başladı. Bu karar uluslararası sermayenin Türkiye’deki maşası
olan AKP’nin, gıda tekellerinin baskısıyla almış olduğu bir karar.
Fabrikanın arazileri, Lüleburgaz büyüyünce şehrin yanında kaldı ve
bunlar çok değerli araziler. Yani fabrikanın bugünkü değerine denk
gelecek araziler. Buradan da rant elde edilmek isteniyor. Depolarda da
şeker dolu, satın alanlara şekerlerle birlikte peşkeş çekilecek. Biz
bunlara karşı mücadele edeceğiz.”
***
BirGün’e engel
Alpullu Şeker Fabrikası’nın içerisinde bulunan Ata Köşkü’nü ziyaret etmek istediğimizde, ‘güvenlik’ engeliyle karşılaştık. Sarı basın kartını göstermemize rağmen, girişte bulunan güvenlik görevlisi, “Sizi almıyorum, bunun bir nedeni de yok. Bu kart ile Meclis’e girebilirsiniz ama buraya giremezsiniz, sizi almıyorum” dedi.
https://www.birgun.net/haberdetay/birgunalpullununnabzinituttufabrikaozellesirsekasabayiterkederiz208403.html